İşte bu olmaz! Her çatışmalı durumda, her uzlaşma arayışında, her barış çabasında samimiyetin test edileceği ilk yer dildir. Gündemimizin bir numaralı maddesi olan Kürt sorunu konusunda da böyle...

İşte bu olmaz! Her çatışmalı durumda, her uzlaşma arayışında, her barış çabasında samimiyetin test edileceği ilk yer dildir. Gündemimizin bir numaralı maddesi olan Kürt sorunu konusunda da böyle...
Org. Başbuğ’un açıklamasından MHP’nin çıkardığı sonuç olan “açılım bitmiştir”, aslında tartışmanın taraflarının, özellikle de baş rol oyuncusu iktidarın dili yüzünden “iyimserler” arasında bile yayılmaya başlayan bir düşünce. Bu dil, Erdoğan’ın “Ya sev ya terk et” yaklaşımını aklından çıkaramayan bizim gibi kuşkucuların kuşkusunu da pekiştiririyor.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın canlı yayında “adam asmaca” oyununu yeniden başlatan dili, iktidarın samimiyetine iman edenleri de sarsmıştır mutlaka.
Kürt sorunu; çözümü son derece zor, karmaşık ve pekçok dengenin gözetilerek olağanüstü bir dikkatle ele alınması gereken bir sorun. Bu kesin. Salt bu yüzden, AKP’nin doğrudan bir şey söylemeden, karanlıkta yolunu bulmaya çalışanların yaptığı gibi elleriyle sağı solu yoklayarak ürkekçe ilerlemeye çalışması bile anlaşılabilirdi, belki.
Belki... diyorum, çünkü  bu kapsamda bir sorunun çözümü aslında cesaret, kararlılık, risk alma ve “gerçekten iktidar olma” gibi özellikler gerektiriyor. Gerek bir yandan “demokratik açılım”dan söz ederken aslında birşey söylememesi, gerekse de daha önceki “açılım”larda en ufak bir dirençle karşılaştığında çark eden tavrı, AKP’de bu niteliklerin olmadığını gösteriyordu.
Şimdi, bütün bunların üstüne, Başbakan’ın “namussuz, şerefsiz” söylemiyle başlayan ve Bozdağ’ın şovenizm yarıştıran “adam asmaca” diliyle tam gaz ilerleyen yaklaşım, açılımı “çılgınca bir tezahüratla karşılayan” liberalleri de kuşkucular safına itmezse şaşarım.
“Açılım” konusundaki tavırları baştan beri olumsuz olan MHP ve CHP’nin kullandıkları dile şaşırmak gerekmiyor. Ancak, “açılım” öncülüğüne soyunan bir iktidarın, “orada uluyorsan burada da ulu, asıyordun da elini mi tuttular, ip mi bulamadın sehpa mı bulamadın, ürkek olma erkek ol” tütünden bir dille konuşmasına şaşırmak gerek tabii. Şaşırmak da yetmez, bu dili kullananların barış konusundaki samimiyetlerini sorgulamak gerek.
Şaşırtıcı olan bir başka nokta, başka bazı gazetelerle birlikte dün BirGün’ün de manşetindeydi. Birbirine taban tabana ters şeyler söyleyen ve uzlaşmazlıklarını “vatan hainliği”, “ihanet”, “namussuzluk”, “şerefsizlik” gibi sıfatlarla, “it ürür, kervan yürür” gibi özdeyişlerle ifade eden partiler, nasıl olabiliyorsa, hep bir ağızdan “İsabet buyurdunuz, Paşam” dediler Org. Başbuğ’un açıklaması için.
AKP, hiç kuşkum yok, Hava Kuvvetleri Komutanlığını devreden Org. Aksay’ın “... başarılı hava operasyonlarımız kararlılıkla son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar sürdürülecektir” şeklindeki sözlerine de destek verecektir.
Bir askerin bunları söylemesinde şaşırtıcı bir yan yok.... Ancak, “artık al bayraklara sarılı şehit cenazelerinin gelmesine” son vereceğini ilan eden, binlerce yaşama mal olan bir kanamayı durdurup tarihe geçeceği havasını yayan bir iktidar bu dili kullanamaz. Kullanırsa, bir türlü açılamadığı açılım konusunda ya samimi değildir, ya da ciddi bir açılım yapacak cesaret ve güçten yoksundur!
Dün “Ermeni sorunu”nun üniversitelerde tarışılmasını engellemek için elinden geleni ardına koymayanların, şimdi polis akademilerinde “Kürt sorunu” tartışmaları, IRA’yı da ETA’yı da konuşuyor olmaları ilerleme sayılabilir. Gerçekten, çeyrek yüzyıldır süren kanamamızı durdurabilmenin ön koşulu, her şeyi özgürce konuşabilmektir!
“Açılım”da samimi bir hükümetin, “TSK her konuyu tartışabilme özgürlüğünün, devletin varlığını riske sokacak, ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına sokacak konuları içermemesi gerektiğine inanır” diyen Org. Başbuğ’a aynen katılması değil, itiraz etmesi gerekir.
Tabular varken özgür tartışma olmaz. Ülkeleri kutuplaştırıp çatışma ortamına sokacak konular da olamaz. Çatıştıracak olan, konuları tartışırken kullandığımız dildir! Aman, dikkat!