Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı yemin törenine tanık oluyoruz...

Cumhuriyet tarihinin en tartışmalı yemin törenine tanık oluyoruz. Yüzde 50 gibi “tartışmasız” çoğunlukla iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi AKP, özgüven açısından bütün sıkıntılarından arınmış olması lazımdı.

Bir takım analizciler açısından “ezici” çoğunluk diye tanımlanan AKP başarısı doğrudan özgüvene yazılamıyor.

Nedeni basit.

Kendisine güvenen bir iktidar toplumun büyük kesimi tarafından beklenilen uzlaşı adımlarını atma konusunda çekimser davrandı. Durup beklemeyi seçti. Dakikaların önemli olduğu bir dönemde günlerce yerinde saydı. TBMM’nin meşruiyeti konusunda kararsızlık yaşadı.

Süreç ilerledi. Sorunlar kilitlendi. Ve Meclis’in yemin günü geldi çattı. Oysa muhalefetin basit bir isteği vardı:

-Sandıktan çıkan vekillerimize saygı gösterilsin!

Bu durum önce Barış Demokrasi Partisi tarafından seslendirildi. Sonra da CHP tarafından dile getirildi.

Eğer AKP bunu yapabilseydi, hiç kimse çıkıp şöyle diyemeyecekti:

-İktidara geri adım attırdık!

Zaten iktidarda olan partinin lideri açık olarak söylüyordu:

-Halkın iradesi üzerinde hiçbir irade tanımıyoruz.

Bu doğru tespite bağlı olarak yapılması gereken şey son derece basitti… Sandıktan çıkan ama bir takım yargı yorumlarıyla hapisten çıkamayan milletvekillerine Meclis’in yolunu açmalıydı.

Ama AKP bunu yapmaktan kaçındı.

Tartışmasız bir genel seçim sonunda oluşan Meclis daha ilk adımda büyük bir tartışmanın girdabında yemin törenine gitti.

Meclis’in “Kürtler” olmadan açılacağı önceden belli olmuştu. Gözler CHP çevriliydi. CHP yakın tarihinde eşi görülmemiş bir kararlılık gösterdi, kesin bir tavır aldı:

-Yemin etmeyeceğiz!

Böylece AKP’nin “ezici” çoğunluğunu sorun oluşturacak bir güzergaha yönlendirdi.

TBMM bu haliyle katiyen Türkiye’nin “büyük” meclisi kimliğini taşımıyor.

Olsa olsa tek kanatlı bir kuşa benzetilebilir. Görkemli kanatlara sahip ama bunlardan sadece biri sağlam olan talihsiz bir kuş…

Eğer bu ülkede var olan rejime “demokrasi” deniliyorsa hem iktidarı hem de muhalefeti sağlam ve sağlıklı varlığını ifade edebilmelidir.

Şu anda görünen manzara odur ki, Meclis’te sadece iktidar partisi bulunmaktadır. Bu haliyle de 28 Haziran’daki açılış töreni ancak aşağıdaki isimle tanımlanabilir:

-AK Meclis’in yemin töreni!

Çoğunluk sözü:

Ne kadar çok kişi benimle aynı fikirdeyse o kadar çok yanıldığımı düşünürüm.
Oscar Wilde                                                                       

Türk-İslam sentezi
 
Meclis’teki yemin törenine katılan MHP’nin durumu ise bambaşka…

Ülkede büyük bir alt-üst yaşanıyor. MHP de mağdurlar(!) arasında yer alıyor. Listesinden seçim kazanan “ünlü” komutan Engin Alan demir parmaklıklar arkasında bulunuyor. Onun hakları ve özgürlüğü diğer iki partinin vereceği mücadele kalmış durumda… Hiç sesini çıkartmadan bu olağanüstü hali sessizlik içinde kabullenmesi tuhaf değil mi?

Eğer MHP’nin eski “ABD hısımlığı” olsa AKP ile aralarında fazlaca sorun çıkmayacağı bu törende daha iyi ortaya çıktı. Eskiden ABD ile MHP komünizme karşı savaş arkadaşıydılar. Bu büyük ittifakın öteki ayağında da İslamcılar yer alıyordu. Kadroları da köklü ideolojik birlikteliğe dayanıyordu: Türk-İslam sentezi!

Meclis’te bu yemin töreni günü bu rüzgar esiyordu…