Bugün Paris Komünü’nün 153’üncü yıldönümü. Paris Komünü bugün de direnişlere ışık tutmaya devam ediyor. Araştırmacı Celal Özkan, yazdığı kitapta 72 günlük bu kahramanlık öyküsünü gün gün anlattı.

153 yıldır ışık tutuyor
Fotoğraf: BirGün

Bugün insanlık tarihinde kendi kendini yönetmek üzere ayağa kalkan emekçilerin devleti Paris Komünü’nün doğum günü. 72 gün süren komüne ilişkin bugüne dek çok sayıda çalışma yapıldı. Onlardan biri yaşamını Fransa ve Türkiye’de sürdüren araştırmacı yazar Celal Özkan’a ait. “Paris Komünü Günlüğü” kitabı Fransızca ve Türkçe dışında farklı dillere çevrildi. Paris Komünü’nün 150’nci yıldönümünde yayımlandı.

İLK SOSYALİST DEVLET

Bilindiği gibi 1871 yılında Fransa’nın Prusya karşısında yenilgisiyle sonuçlanan savaşın ardından ayaklanıp yönetimi ele geçiren devrimcilerin kurduğu Paris Komünü, kanlı bir biçimde bastırıldı. Ancak 18 Mart – 28 Mayıs tarihleri arasındaki dönemde yaşananlar sosyalizm ve halk iktidarı konusunda çok önemli deneyimler içerdiği için bu ilk sosyalist devletin devrimler tarihinde çok önemli bir yeri var.

Aslında Türkçe’de Komün ile ilgili daha önce yayınlanmış bir başka günlük daha var.  “Paris Komünü Günleri“ başlığı altında dört yıl önce yayınlanmış olan bu eser, büyük Fransız yazar Viktor Hugo’ya ait. Kuşkusuz uzun bir sürgün döneminden sonra ülkesine dönen Hugo’nun o sürecin bizzat içinde yaşayarak kaleme aldığı eseri de önemli. Ancak onun büyük bir olasılıkla sonradan bir kitap olarak yayınlanmasını planlamadığı bu kitap, Özkan’ın günlüğündeki bütünselliği, tarihi perspektifi ve objektifliği içermiyor.

BİNLERCE SAYFA

Özkan, Marx ve Engels’ten günümüze tüm sosyalist düşünürlere esin kaynağı olan bu tarihi sürece ilişkin orijinal kaynakları tarayıp, bu konudaki Fransızca yayınları inceleyerek, onlarca filmi izleyerek 300 sayfalık Komün Günlüğü’nü ortaya çıkarmış. Kitap sadece o 72 gün boyunca yaşanan olayları değil, bunların arkasındaki tartışmaları, hazırlık süreçlerini de anlaşılır bir şekilde işliyor.

Paris Komünü sürecini o dönemden resimler ve belgeler eşliğinde günbegün işleyen Özkan, neden bu maceraya girdiğini şöyle anlatıyor: “Paris Komünü’nün, insanlık tarihinde sömürülenlerin kendilerini yönetmesinin ilk örneği olması yanında başka bir önemi var. Bu, sömürücü burjuva yönetiminin bir halk direnişini bastırmak için insanlık onurunu ayaklar altına alarak nasıl acımasızca şiddet uyguladıklarının ve katliamlar yaptıklarının, ‘vatan’, ‘millet’, ‘ulusal onur’ gibi kavramları sadece bir demogoji malzemesi olarak kullandıklarının ve vatanlarını işgalci ordulara nasıl sattıklarının da dehşet verici bir örneği. Fransa’da bu konuda on binlerce belge, doküman, yazın bulmak mümkün. Türkiye’de de büyük bir yayın birikimi var. Ancak her iki ülkede de Komün’e dair gün-gün, kısa ve derli toplu bir yayın bulmak pek mümkün değil. Hatta yok bile denilebilir. Bu kitabı işte bu eksikliği giderme amacıyla bir başvuru kitabı olarak hazırladım. Umarım amacına hasıl olur.”

BUGÜN DE UMUT VERİYOR

Paris Komünü sosyal devrim hareketleri tarihinin en önemli duraklarından. Ve sosyal hareketlere esin kaynağı olmaya devam ediyor. Örneğin Fransa’da “sarı yelekliler“ olarak bilinen emekçi hareketinin sloganlarından biri “68 umurumuzda değil, biz 1871’i istiyoruz”du.

O döneme ilişkin bilgileri bir de bu günlük eşliğinde tazelemekte yarar var. Prof. Dr. Taner Timur’un Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden öğrencisi Özkan’ın bu eseriyle ilgili sözleri de bu doğrultuda: “Paris Komünü, işgal edilmiş bir ülkede başkent halkının kahramanca direnişini ifade eden yönetimdir. Bir insanlık destanının günlüğünü yazan Celal Özkan’ı bu konudaki aydınlatıcı eserinden dolayı kutlarım.”