Domuz gribi ülkemize Atatürk Havalimanı’ndan giriş yaptı. Bursa...

Domuz gribi ülkemize Atatürk Havalimanı’ndan giriş yaptı.
Bursa kılıç kalkan ekiplerinin karşılayıcı olarak görev yaptığı etkinliğe komplo teorisyenleri damgasını vurdu.
Komplo teorisyenleri havalimanında yaptıkları basın açıklamasında bunun “Biyolojik bir savaş’’ olduğuna dikkatleri çektiler.
Komplo teorisyenleri en önemli kanıt olarak, virüsü taşıyıcı kişilerin iki Irak asıllı Amerikalının seçilmesinin tesadüf olmadığını ileri sürdüler.
Diğer bir komplo teorisi ise Amerikalı bir think-tank kuruluşundan geldi.
Düşünce kuruluşu, bunun doğal bir seleksiyon olduğunu, virüsün aşısının yaz sonuna kadar üretileceğini, o zamana kadar düsturumuz “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir’’ dedi.
Deli Dana, Kuş Gribi, Kene, Domuz Gribi.
Her yıla ayrı ayrı damgasını vuran, insanlığı tehdit eden salgınlar.
Bana, konuya “Biyolojik Silah, Savaş’’ tespiti yapmak kolaycılık gibi geliyor.
Ya da ilaç üreticisi çokuluslu şirketlerin önce virüsü üretip, yaygınlaştırıp arkasından aşıyı icat edip para spekülasyonu yapmayı hedefledikleri tespiti de inandırıcı gelmiyor.
Bu tip komplovari düşünceler kapitalizmin üret-sat, sonra daha fazla üret, üretebildiğin kadar üret ve kirlet, kirletebildiğin kadar kirlet felsefesinin yattığını görmemizi engelliyor.
Kapitalizmin çevre düşmanı, ekolojik değerleri hiçe sayan, dünya kaynaklarını hunharca tüketen, netice itibariyle ekolojik dengeyi bozan insanlık düşmanı bir üretim biçimi olduğunu görmemizi engelliyor.
Kapitalizm bir yandan kendi yapısal global krizinden kurtulmanın formüllerini ararken öte yandan yağmur ormanlarından insanların genetiğine, GDO’su değiştirilmiş tarım ürünlerinden etini tüketmek için ürettiği hayvanların büyüme faktörlerine kadar her şeyi bozuyor.
Artık değer uğruna, hiçbir üretim ve çevre disiplinine saygı göstermiyor.
Büyütme faktörleriyle pür-line hayvan ırklarında sürekli hormonal değişimler yaratıyor.
Bozulan hormonal denge pür-line ırkların bağışıklık sistemini de çökertiyor.
Bu bağlamda zaten varolan virüslerin mutasyon geçirmeleri kolaylaşıyor.
Mutasyon geçiren virüslerle mücadelede başarı kazanmanın maliyeti de salgınlar, insan ölümleri ve yeniden değiştirilen doğal dengeler oluyor.
Kapitalizmin yapısal krizi nasıl küresel boyutta bütün dünya ülkelerini etkiliyorsa, yine kapitalizmin insanlık düşmanı üretim teknolojisinin sebep olduğu ve olacağı salgın hastalıkların bedelini de dünya halkları ödüyor.
Bence meseleye biraz da bu açıdan bakmak lazım.