Oyun kelimesi kendi başına herkeste pozitif ve heyecan uyandıran duygulara neden olur. Her zaman çekici bir tanımlaması vardır. Oyun için çocuk, orta yaşlı veya yaşlı olmaya gerek yok; herkesin...

Oyun kelimesi kendi başına herkeste pozitif ve heyecan uyandıran duygulara neden olur. Her zaman çekici bir tanımlaması vardır. Oyun için çocuk, orta yaşlı veya yaşlı olmaya gerek yok; herkesin içinde bulunduğu duygusal ve sosyal konumuna göre farklılık gösterse bile oyun özde aynı heyecanı içerir.

Futbol da bir oyundur. Herkese heyecan veren, herkesi cezbeden ve çok büyük bir çekim alanı olan bir oyun.

Kendine ait kuralları ve prensipleri vardır. Onun güzelliği ancak bu kurallar ve prensipler ile ortaya çıkar. Bunun temeli futbolun oyun olarak ahlaki bir yapısının olmasıdır.

Futbolun ülkeden ülkeye farklılık göstermesi, ülkelerin kendilerine göre ekollerinin olması veya olmamasının nedeni her şeyde olduğu gibi futbol oyununda da işin içinde insanların olması ve futbolun insanların himayesinde yönlendirilmesidir.

Eğer oyunun kurallarına bağlı kalınırsa, ki bunlar ahlaki ve evrensel kurallardır, futbol oyunu bir araç olarak değil bir amaç olarak değerlendirilirse işte o zaman futbolun zevkine ve tadına varılır, ona doyum olmaz.

Ama maalesef futbolun içindeki insanların farklı statüdeki yerlerinden futbola müdahalelerinin içeriği çoğu yerde futbolun araç olmasına yöneliktir. Bu yapı özellikle bizim gibi dejenerasyona açık, kuralsızlığı benimsemiş, ahlaki değerlerin önemini görmezden gelen ülkelerde oldukça fazladır.

Futbolun içindeki insanların farklı statüdeki konumları maalesef egolarının, kişilik sapmalarının, çıkarlarının ve kültür yetersizliğinin açığa çıkmasına neden olmaktadır. Bunun temeli spor kültürünün oluşmamasıdır.

Kötü örnek için o kadar çok insan argümanı var ki hangi birini vereceğimi bilemiyorum. Ama iyi örnek için çok aramak ve düşünmek gerekiyor. Ülkemizde öyle bir örnek yok.

İçinde bulunduğumuz futbol oyununa bakışımız ona değer katmaktan veya saygıyla yaklaşmaktan çok uzaktadır.

Futbol oyununa değer vermek onu onurlandırmaktır. Sporcusu, yöneticisi, federasyonu, seyircisi, medyası ile onurlandırmaktır. Takım olarak onu onurlandırmaktır.

Bunun başlangıcı ise aslında bir ozanın söylediği gibi "bir insanı sevmekle başlayacak her şey" anlamıyla bütünleşen rakip takımın kendilerinin varolma sebebi olduğunun farkında olmak, ona saygı gösterip onu korumaktır. Sanırım her şey burada başlamaktadır.