Bugün bir “dünya emekçi kadınlar gününü” daha kutluyoruz! Tam da; başı türbanla, kendisi de çarşafla kapatılmak istenen...

Bugün bir “dünya emekçi kadınlar gününü” daha kutluyoruz! Tam da; başı türbanla, kendisi de çarşafla kapatılmak istenen bir anda “kadınları” anıyoruz. Aslında anlamıyoruz!. Senede bir kez olsa da kadınlarımızı “hatırlıyoruz!..” Hoşlanmadığımız görevimizi bir kere daha kerhen yapıyoruz!

•••
Bugün söylenenler, yazılanlar ve ortaya konulan dilekler hep aynı!.. Bugün yapılan kutlamalar bana “basit bir komedi” gibi geliyor!.
Sözde sahip çıktığımız kadınlara hak vermemek için direnen, aynı işte çalışan erkeklere daha fazla ücret veren patron erkek değil mi?
İşyerinde horlanan, evde kullanılan, tarlada, fabrikada üreten ama mirasta dışlanan kadınları erkekler yaratmadı mı? Geçen yıllarda söylediklerimizi unutan, vaatlerimizi hatırlamayan. Ama bu yıl yine aynı sözleri tekrarlamaktan utanmayan siyasiler erkek değil mi?! “Haklarınızı vereceğiz” diyen ama ertesi gün hatırlamayan yöneticilerin kadına saygısı olabilir mi?!

Töre cinayetlerine göz yuman kanunları kim koydu? Kadını okutmayan, kızını “başlık parası” ile satan babaya hak veren kim? Hizmette kusur ettiğinde döven, kadın tarlada çalışırken kendisi kahvehanede “domino” peşinde olan eşler, ağabeyler ya da kardeşlerin yaptıkları nedir? Kadınlara oynanan “kötü bir oyundan” başka nedir?! Kadını yok sayan toplumsal kabulü kim yıkmak ister?!. Çocuklarının “kirli savaşlarda” ölmesine, onların acı içinde yaşama küsmelerine neden olanların şimdi “kadınlara sahip çıkmaları kara mizah olmuyor mu?!”
Kimi aldatıyoruz?!.

Haklarını alamayan, kendi gerçeğini bilen, yaşamın getirdiği sorunları saçının teline kadar yaşayan kadınlara, bir kez daha, akıl vererek neyi kanıtlamaya çalışıyoruz?! Kendimizi tatmin etmek için “bugünü” yeni bir fırsat olarak değerlendirmek aşağılayıcı bir “oyundan” başka bir şey değil! Tüm bunlara rağmen “Kadını yok sayan ama onu sonuna kadar kullanan” anlayış şimdi iktidarda. Hem de kadınların oyları ile!..

•••
Kadını işte sokakta, evde kamuda yani yaşamın her anında ve her yerinde erkekle eşit görmeden, kızlarımızı okutmadan, sosyal güvence altına almadan, şiddete, sömürüye karşı korumadan, kısaca “varlığını saygı ile kabul” etmeden kadın günlerini “kutlayamayız”!.. Kadını ülke yönetimine katmadan, ailenin reisi olduğunu kabul etmeden “kadın günleri kutlamak” ülkeleri saygın yapmıyor!.. Kısaca, “çağdaş ve bilinçli kadın” ülkenin ve dünyanın “aydınlık” geleceği olacaktır!..

•••
Hoş!.. Son günlerde “saygınlık” nitelemesi yerlerde sürünüyor ya! Bir ülke düşünün ki, devletinin bir kurumu demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan ve halkın kendine “vekil” seçtiği siyasilerine “hain” deme hakkını kendinde bulsun!.. Öfke ile milletin vekillerini “azarlama” yetkisini kullandığını açıklasın!

Bu ülkede hukuk olduğu söylenebilir mi? Bu ülkede “egemenliğin halkın” olduğuna inanılır mı? Hele bu ülkede açıklamayı yapan kurum, sözlerini geri almaz ve ithamında “kararlı olduğu” mesajını açıkça tekrarlarsa, kullandığı kelimeleri “bilerek ve özenle” seçtiği anlaşılır. Bu açıklamadaki ısrara bakıldığında; her iki muhalefet partisini de PKK’dan ayırmadığı düşüncesini “inanarak” yaptığını gösterir. Devletin bir kurumu ile demokrasinin kurumları karşı karşıya gelmiştir!

Gidişat tehlikeli!.. İktidarla ipleri koparmış TSK, şimdi Muhalefete de karşı! Hem de ciddi ithamlarda bulunarak!.. Bu açıklamadan çıkan sonuç; TSK’nın ,TBMM’yi hedef almaktadır!.. Bu durum çağdaş demokrasilerde kabul edilemez!.! İçinde böyle “ağır” ithamlar bulunan bir açıklamaya,dünyanın hiçbir ülkesinde rastlayamazsınız!. Ciddi, hukukun üstünlüğünü kabul etmiş ülkelerde böyle açıklamalara müsaade etmezler.. Hele hele demokratik devletler de böylesi etik dışı açıklamalar yapan bürokratları hiç barındırmazlar!..

•••
Şu ana kadar hükümet bu konuda siperde saklanmaktan başka bir şey yapmadı. Adeta, CHP ve MHP ile TSK’nın “polemiğini,” bıyık altından gülerek izledi. Erdoğan bir şeyin farkında değil. Gidişat ve sarf edilen sözler doğrudan kendisini de ilgilendiriyor!.
Silahlı güç, iktidar-muhalefet ayırt etmeden, seçilmişlerin tamamını karşısına alma cesaretini gösteriyor!..

TSK; Siyasilerin kara harekâtı ile ilgili yorumlarını “hainlikten de öte” olarak değerlendirerek “demokrasi” ile “köprüleri yakma” noktasına geldiği mesajını veriyor!... Vahim olan da bu!.. Yapılan açıklama sindirilecek gibi değil. Türkiye’nin en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu, sorunların silahla değil siyasetle çözülmesi gereği ortaya çıktığı bir anda siyasete kafa tutmak ülkeyi yangın yerine çevirmek demektir. Hukuk devletin de böyle bir açıklama sorumsuzluğunda bulunanlar hakkında sadece işlem yapılması yeterli olamaz!.
Genelkurmay Başkanının derhal “istifası istenmesi” ülkenin hayrına olacaktır!.