Galatasaray paramparça.

Galatasaray paramparça.

Teoman hangi takımı tutar bilmem ama,

"Paramparça" şarkısını Galatasaray için besteledi herhalde.

Şu gelinen duruma bir bakın.

Futbol takımı yenildikçe, "Vur abalıya" yapılıyor her köşeden.

Bu durumlarda medyamız hazır kuvvet beklemekte olup, ama

ne olursa olsun  ön plana çıkarmakta.

Yapılan bir sürü olumlu işler bir anda unutuldu.

Borçlar ödendi.

Riva projesi sabırla rant getiren kıymetli bir parça oldu.

Avrupanın en "Muhkem" spor kompleksi taraftarının gurur abidesi olarak hayata  geçti. Tamamlama çalışmaları büyün hızıyla

devam ediyor.

Büyük madi yitiklere neden olan şirketler birleştirildi.

2012 sezonunda UEFA'nın ön gördüğü mali dengelerin eşitlenmesi

çalışmalarıyla kulubün mali açıdan olası zor durumlara düşmesinin

önü kesildi.

Bütün bu zorluklar aşılırken kulübün gelirleri her geçen yıl biraz daha arttı.

Nedir tek sorun?

Futbol takımı başarısız.

Tarihinin en kötü sezonunu geçiriyor.

Doğrudur. Takımın durumu yürekler acısı. Bazı radikal operasyonların daha önce

yapılması gerekirdi.

Nedir bunlar birlikte bakalım?

1- Rijkaard  geçen sezon sonunda gönderilmeliydi. Ülkemiz futbolu ve insanıyla

bir türlü uyum sağlıyamadı. Oynatmak istediği futbol için futbolcularımızın hazır

olmadığını göremedi. Aklı hep Hollanda'daki sevgilisiyle evlenme programına

takılıp kalmıştı. Bu nedenle işinin büyük bir bölümünü Neeskens'e bırakmıştı.

Yürümediği aşikardı işlerin. Ama Florya'da bir Allah'ın kulu çıkıpta, yönetimi uyarmadı.

2- Adnan Sezgin'in yanlışlarını göz ardı edildi. Yapılan transfer çalışmaları ve alınan

oyuncuların yüzde doksanı takım ve antrenörle uyum sağlayamadı. Ligin dokuzuncu haftası geride kalındığında, elinizde sakatlar  ordusu ve tecrübesiz yerli oyunculardan kurulu bir takım vardı.

Antrenör değişikliğine gidilirken izlenen stratejide çok yanlıştı. Hagi "Stepne" olarak tutulmuş, diğer bir kaç antrenörle anlaşma sağlanamayınca lastik değiştirilmiş, gönüllerin Georghe Hagi'si işe başlamıştı.

3- Ara transferde kadroya katılan oyuncular, üst seviyede mücadele edecek kapasiteye sahip değil. Peki kim araştırıyor bu oyuncuları, kim yapıyor bu transferleri?

Adnan Sezgin.

Sportif işlerden sorumlu  bir Genel Müdür, yaptığı bütün operasyonlarda başarısız olursa

hemen istifasını verir gider. Gitmezse "gönderilir". Bu kadar basit!

İşte Adnan Polat'ın veremediği karar bu olmuştur. Bu tabloyu iyi okuyamamıştır.

Yaptığı bu kadar pozitif çalışmalar varken, böylesine bir gaflete düşmesi şaşırtıcıdır.

Yarın 2 Mart Çarşamba,  Galatasaray kulübü için çok önemli bir gün.

Ya tamam ya devam maçına çıkıyorlar.

Bu hem futbol takımı hemde yönetim için "Kurtuluş" savaşı olacaktır.

Bakalım Perşembe günü neler konuşacağız.