21 Mayıs 1923 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu kurulana dek, futbolun ülkede oynanabilmesi koşullarının...

21 Mayıs 1923 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu kurulana dek, futbolun ülkede oynanabilmesi koşullarının, çeşitli örgütlenmelerle sağlandığını eldeki kaynaklardan öğrenebiliyoruz. Özellikle 1900'ün başları ile 1923 yılına kadar geçen sürede bir takım birlik ve grupların futbolun organize bir şekilde oynanabilmesi için çaba harcadıklarını da biliyoruz. Fakat, bu oluşum ve uğraşı içinde süregelen bir takım anlaşmazlık ve çelişkilerin olduğunu da gözlemleyebiliyoruz.

Futbol maçları, önceleri Pazar Ligi, Cuma Ligi, İstanbul Türk İdman Birliği ligi gibi bir takım organizasyonlarla oynanıyordu. Daha sonra tüm sporu kapsaması amaçlanan İdman Cemiyetleri İttifakı yaşama geçiriliyor, böylece Türkiye sporu ilk kez kurumlaşma yolunda adım atıyordu. Bu teşkilatın hemen ardından Futbol Federasyonu'nun da kurulması futbolu ayrı ve kendi başına bir kulvara sokuyordu.

Bu arada cemiyetler ittifakı  “Türk Spor Kurumuna“ dönüştürülüyor, bu kurum 1938 yılına kadar görevde kalıyordu. 1938 yılında çıkartılan Beden Terbiyesi Kanunu'yla ülkenin tüm spor dallarının oluşumu ve gelişimi bir çatı altında toplanıyor, bu uygulamadan futbol federasyonu da payını alıyordu.

Artık, Türkiye de sporun adı “Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü“ ve onun uygulamaları ile anılmaya başlamıştı. Bu da devlet yönetimi olarak futbola da yansıyordu.

O dönemin tek partili siyasi erki de yasal gücünü kullanarak, yandaşlarını spor konusunda önemli yerlere atıyordu. 1950'de değişen siyasal iktidar da spor kurumlarını tek parti gibi yöneterek, o da kendine yakın insanları göreve getiriyordu.

Bu tür gidip gelmeler yıllarca yaşanıp durdu. Ta ki 1980 darbesinin alt yapıyı oluşturmasıyla yaşanan köklü siyasal ve ekonomik düzen değişikliği, sonuçlarını futbola yansıtana kadar devam etti. 1992 yılında da Türkiye Futbol Federasyonu özerkliğe kavuşturuldu. Seçimle iş başı yapan ilk başkan ise Sayın Şenes Erzik oldu ve yaklaşık 8 yıl görev yaptı. Daha sonraları bu görevi 6 değişik isim daha yürüttü. Bu başkanların  hizmet süreleri de toplamda yaklaşık 11 yıl sürdü.  Yani Türkiye Futbol Federasyonu'nun özerkliğe kavuşmasından bu yana 19 yıl geçti.

Her başkan ve yönetim döneminde büyük kargaşalar yaşandı. “Selamlar sabahlar“ kesildi. İnsanlar birbirlerinin yüzüne bakmaz oldu. Yaşananların neredeyse tümü federasyon başkanına fatura edildi. Sonuçta da siyasal erk, özerk olan futbol federasyonu başkanlık ve yönetim kurulu  seçimlerine, dolaylı ya da doğrudan, karışmaya başladı. Kısacası iş yıllarca öncelere dönmeye yüz tuttu.

İşte Haziran ayının sonlarında bu futbol federasyonunun seçimleri var.  

Görüyoruz ki profesyonel futbol kulüpleri kendilerini yönetebilecek bir isim üzerinde anlaşma sağlayamamaktadır. Şu anda görevde olan federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyeleri o kadar incindiler ki, bir daha seçime girmeyeceklermiş gibi görünüyorlar. Gazete sütunlarında ve televizyonlarda bir çok kişinin ismi geçiyor.

Kısacası ortalığa yine kargaşa ve toz duman egemen.

Bakalım bu ortamdan nasıl bir sonuç çıkacak?