‘Kent’in bir metafor, bir öngörü, yaşanan bir gerçeklik ve bir esin kaynağı olarak anlatacağı öyküler; zengin bir tarihin ve sınırsız...

‘Kent’in bir metafor, bir öngörü, yaşanan bir gerçeklik ve bir esin kaynağı olarak anlatacağı öyküler; zengin bir tarihin ve sınırsız olanaklar evreninin kapılarını aralayabilir. Tarihsel akışta değişkenlikle bütünleşen kent sorgulaması, çağdaş sanat disiplini içinde nesne veya özne konumu ile deneyim alanına dönüşür.
Geçtiğimiz ay Dirimart’ta açılan ‘1km.’ başlıklı Ramazan Bayrakoğlu sergisi, kent imgesini yeniden üreterek, hem kentsel mekâna, hem de bu kentin (İzmir) dünya için taşıdığı anlamın imgesel gücüne işaret etmektedir.
Geçişli ve hareketli görüntüler, saten üzerine piko dikişle kent peyzajlarını çerçeveler. Kolaj tekniği ile oluşturulan başarılı ve etkileyici kurgular, sanatçının resim serüveninde önemli bir momenti simgelemektedir.
‘İstanbul’ kavramsal çerçevesiyle gerçekleşen dokuzuncu İstanbul Bienali’nde ‘Serbest Vuruş’ alanında görülen etkileyici işin imzası R. Bayrakoğlu’na aitti.
Yakın Türkiye tarihi ile yüzleşebilen ‘Serbest Vuruş’, kısıtlamalardan oluşmuş, hastalıklı, sübjektif toplum algısına göndermelerde bulunuyordu. Bayrakoğlu’nun işi, saten kumuşlarla dikilerek üretilmiş bir arabayı, merkeze oturtarak periferisine keskin bir bakış fırlatmıştı. Üstelik dikiz aynasından.
Çalışma, İlk bakışta bir film karesini andırıyordu. Daha sonra işin gerçekten bir film karesinden alındığını öğrendim. Bayrakoğlu kendi deyimi ile Haneke, Kieslovski, Angelopulos, Tarkovski filmlerinden seçtiği kareleri, gerek boyayla resmederek, gerekse bezle dikerek kullandığını belirtmişti.
Aradan geçen dört yıllık sürede sanatçı, sinemasal algısına kentin dinamiğini de eklemleyerek, söylemini güçlendirdi. Bu süre içinde izlediğim, karma ve kişisel sergileri giderek canlı-capcanlı kent imgesi ile kesişiyor, sinemasal algının çizgileri netleşiyordu. Hem sanatçının hem de coğrafyamızın demografisi, Bayrakoğlu’nun sateninden yansıyordu. Dirimart’ta açılan serginin (ilk günden-son güne) büyük ilgi ve övgü ile karşılandığını belirtmeliyim.
Sergi boyunca muhtelif anlarda Dirimart’ı gezdim. Doğduğum kent İzmir’e başka bir öykü ile bakmak zevkli ve cazipti.
Her deneyim gerçekliğe doğru yaklaştırıyor, işlerin katmanlarını ortaya çıkarıyordu. Bir tür dalganın, hareketin varlığı kişiye Ege’den esen rüzgârı duyumsatabiliyordu. Sanatçı ‘1km’ sergisinde ‘Kent’in kilitlediği, kısıtladığı, duraksattığı varoluşlara form değiştirebilme olanağı sunmuştu. Modern dilin kuraları içinde tavır almaya zorlayan bir üslupla.
Resimlerin birinde, ‘Agamemnon’ yazılı bir yön levhası açıkça okunmaktaydı. ‘Kent’in mitolojik geçmişi ve ortak insanlık mirasımız, şimdi-nin deneyimindeydi.
Küresel çağda, kentsel olgulara, gerçekliğe odaklı; pek çok çağdaş sanatçı ve sergiye ev sahipliği yapan Dirimart’ın, bu sergisi sezona konan anlamlı bir nokta niteliğinde. Sanatçı skalasını giderek genişleten galeri, önümüzdeki dönemlerde çağdaş sanatın önemli bir uğrağını oluşturacak gibi gözüküyor. Cesur ve anlamlı adımlarla…      
www.dirimart.org
Abdi İpekçi cad.no7/4 Nişantaşı 0.212.291 34 34