Herkes Genelkurmay’ın K. Irak operasyonu ile ilgili açıklamasını beklerken, ben o açıklamadan çok önce yazımı gazeteye gönderiyorum. Nasıl olsa...

Herkes Genelkurmay’ın K. Irak operasyonu ile ilgili açıklamasını beklerken, ben o açıklamadan çok önce yazımı gazeteye gönderiyorum. Nasıl olsa, orada söylenecekler yazacaklarımı etkilemeyecek.
Kan kokusu yalnızca vahşi hayvanları değil, insanları da çıldırtır. İnsanlıktan çıkarıp vahşileştirir. Her savaş da bir çılgınlık halidir ve onun içinde vahşileşmeden kalabilmek, savaşmanın da bir ahlakı olduğunu bilerek davranmak zordur. Asıl kahramanlık da savaşın çürüten dişlileri içinde olup da çürümeden kalabilmektir.
İsrail’e bakın… Yıllardır Filistinliler’le savaşıyor. Kendilerini savunmanın ahlaki bir hak olduğunu ileri sürerek ahlak dışı bir savaş sürdürüyorlar. Son Gazze operasyonunda öldürülenlerin sayısı 100’ü aştı. Ölenler siviller; kadınlar, top oynayan çocuklar, hatta bebekler.
Savaşın insanı ne hale getirdiğini en iyi bilen, bilmesi gereken askerler olsa gerek. Şimdi, biz haberciler Genelkurmay brifinginde söylenecekleri beklerken; toplumun önemli bir kesiminde, K. Irak’tan ABD’nin istediği gibi erken çıkışın “utanç” olduğunu söyleyenler var. İnternet sitelerinde yazılıp çizilenler okuyanın ruh sağlığını bozacak nitelikte.
Nasılsa “youtube”a düşen bir videodan PKK sığınağına düzenlenen operasyonun görüntülerini izleyip şehvetli bir internet çatışmasına girişen milliyetçi gençler var. Yazdıkları ve söyledikleri cesetleri “leş” diye tanımlayan operasyoncuları mumla aratacak cinsten. Tam bir kan kokusu almışlık hali. İnterneti böyle mahir kullandıklarına göre, eğitimli de olmalılar. Sergiledikleri tavır, o hiçbir ağza alınmayacak küfürleri, internetten yaydıkları kin ve nefret eğitimli bir vandallığın, eğitilmiş bir barbarlığın yansımasından başka bir şey değil. Savaş bizi bu hallere düşürürken, barış da her geçen gün bizden biraz daha uzaklaşıyor, ne yazık!
K. Irak’tan neden bu kadar erken çıktık diye karalar bağlayanlara inat, ben oradan çıkıldığına memnunum. Çıkış nedeninin “askeri” olduğuna da inanıyorum. Genelkurmay’a iletişim becerisini geliştirme konusunda akıl vermek benim işim değil. Ancak, kan kokusuyla sarhoş olmuş kimi üniformasızlara, hiç değilse,Yaşar Büyükanıt’ın Hürriyet’e manşet olan “Bizden ceset göstermemizi istiyorlar. Ama bunu yapmayacağız. Vücudu üç parçaya ayrılmış insanın cesedini göstermek insani bir şey değil” sözlerinden ders almalarını öneririm.
K. Irak’tan çıkışın ABD ile bir pazarlık boyutu varsa, bu Afganistan konusunda olmalı. Amerikan Savunma Bakanı Türkiye’ye gelmeden yazdığım ve 28 Şubat’ta yayınlanan yazımda; “Operasyon öncesi Ankara’ya gelip giden üniformalı-üniformasız onca Amerikalı’dan sonra, şimdi de ABD Savunma Bakanı Robert Gates burada. Herkes sınır ötesi operasyonla yatıp kalkarken, herhalde Gates’in çantasındaki ana dosya da bu olacak. İran’a dönük olası ABD adımları ve o konuda Türkiye’nin neler yapacağını görmek için ABD seçimlerinin sonucunu beklemek gerekebilir. Ancak, bir de Afganistan’da daha fazla askere gereksinimi var ABD’nin. Herhalde Gates’in, hazır biz onlara müteşekkirken, bu konuda da bir ricası olacaktır” demiştim.
Askerlerin K. Irak’tan çekilmesinden önceki gece Roj TV’den arayıp görüş alanlara da, operasyonun ne kadar süreceğinin ABD’nin Afganistan konusundaki taleplerinin ne kadar karşılandığı ile ilgili olduğunu söyledim. Gen. Büyükanıt’ın Gates’e “Afganistan’a gönderecek bir tek askerimiz yok” dediği de sızdı basına.
Hükümet çevrelerinden iyi bilgi alabildiğine kuşkum olmayan bir yazar, Yeni Şafak’tan Tamer Korkmaz, “Perde arkası: Gates’in Ankara ziyaretinde ne oldu?” başlıklı dünkü köşesinde; “Gates’in ziyaretinin asıl nedeni Afganistan konusuydu… Amerikan Savunma Bakanı, ciddi sıkıntı yaşadıkları Afganistan için Türkiye’den asker talebinde bulundu… Ankara, kendisine kesin ve kararlı ‘ret’ cevabı verdi!” diye yazdı. “Şimdi sıkı durum” deyip, ABD’nin İran’dan bile Afganistan ve Pakistan konusunda destek istediğini aktardı.
Dedim ya, kan kokusu insanın da başını döndürür. En iyisi kan kokan yerlerden uzak durmak!