Gazeteci nereye gitse karşısına çıkan soru bu. "Halk"tan kişilerin bize bu tür sorular sormasını hep garip karşılarım. Dost sohbetlerinde "Vallahi bilmiyorum" der, geçerim. Lakin...

Gazeteci nereye gitse karşısına çıkan soru bu. "Halk"tan kişilerin bize bu tür sorular sormasını hep garip karşılarım. Dost sohbetlerinde "Vallahi bilmiyorum" der, geçerim. Lakin, sorulardan kurtulmak her zaman öyle kolay olmaz. Gazeteciyiz ya, halkın nabzını tuttuğumuza inanılır ve nabzın sahipleri bile, "nabız nasıl atıyor" diye bize sorar. "Nabız sizin kardeşim, nasıl attığını siz bilmezseniz ben nereden bileyim" diyemezsiniz herkese.

Allah'tan şu kamuoyu araştırmaları var da, nabız sayımı konusunda yardımcı oluyor. Biz de "Vallahi bilmiyorum" deyip kurtulamadığımız durumlarda, biraz gözlemlerimize biraz da o araştırmalara dayanarak nabzın sahiplerine nabızlarının nasıl attığını anlatıyoruz.

Dün, Reuter abonelerine bir haber geçti. KONDA'nın son araştırması yabancı yatırımcıların "AKP gider, koalisyon falan gelir de bizim istikrar bozulur" korkusunu ortadan kaldıran bir sonuç vermiş. Araştırmaya göre, şimdi 352 sandalyeye sahip olan AKP, gelecek Meclis'te de 307 sandalye kazanacak ve, anayasa değiştirecek 367 sayısının biraz daha gerisine düşse de, tek başına iktidar olacak. KONDA, çoğunluğu Kürt, 40 kadar bağımsızın gireceği yeni Meclis'te, yüzde 10 barajını geçen CHP ve MHP'nin de yer alacağını söylüyor. Bu araştırmaya göre, CHP ve MHP 203 milletvekilini bir şekilde aralarında paylaşacaklar.

Seçimlere az kaldı ama memlekete seçim havası hâlâ tam anlamıyla hâkim olmuş değil. 22 Temmuz'a kadar olacaklar şimdi yapılan öngörüleri tepe taklak edebilir; hele de bin bir dehşet senaryosunun ortalıkta dolaştığı bir ülkeyseniz.

KONDA böyle diyor da, benim asıl söz etmek istediğim, eski yazarlarımızdan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Özuğurlu'nun yönetiminde 16 devlet üniversitesinden 17 öğretim üyesinin katılımıyla gerçekleşen ve 16 bölgede 1626 yanıtlayıcıya yüz yüze görüşme yoluyla uygulanan anketlere dayanan araştırma. İlki mart ayında yapılan araştırma, Cumhuriyet Mitingleri'nin, birleşmelerin ve Genelkurmay bildirilerinin de seçmen davranışı üzerindeki etkisinin ölçülebileceği bir zaman diliminde, mayıs sonunda, yinelendi.

Hemen belirtmek gerek ki, geçen zaman en çok CHP'ye yaramış. Araştırma verilerine göre, marttan mayıs sonuna CHP % 4.9, AKP % 3.1, MHP % 1.3 oy artırmışlar ve bu üç parti, MHP ucu ucuna olmak üzere, barajı geçebilecek gibi görünüyor. "Yarın seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?" sorusunun yanıtları şöyle oluşuyor (Parantez içi rakamlar mart verileri): AKP % 27 (23.9), CHP % 26.8 (21.9), MHP % 9.5 (8.2), DP %7.2 (5.8), DTP /Bağımsız/ % 6.1 (5.9), GP % 3.5 (2.7), BBP % 0.9 (1.0), ÖDP % 0.7 (1.1), SP % 0.5 (0.7), TKP % 0.5 (0.7), İP % 0.4 (0.7). Geçen zaman içinde kararsızların da önemli ölçüde kararlarını vermiş oldukları görülüyor.

Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yönetim Araştırmaları Merkezi (YÖN-ARA) tarafından yaptırılan araştırmanın en önemli bulgusu AKP ve CHP'nin burun farkıyla yarışı önde götürdükleri ve istikrarlı bir tırmanış içindeki MHP'nin de Mecli'se gireceği. DP, % 10 baraj sınırına doğru bir hamle yapmış olsa da, sonradan ANAP'la yapılan birleşmenin bozulması bu partinin durumunu biraz sarsmış olabilir.

YÖN-ARA "Cumhuriyet MitinglerF'nin nasıl algılandığına ilişkin de soruşturma yapmış. Mitingleri AKP'lilerin % 56.9'u, DTP'lilerin % 42.3'ü, SP ve TKP'lilerin % 37.5'i, ÖDP'lilerin % 36.4'ü, CHP'lilerin ise % 2.1'i "çok olumsuz" buluyor. Çok olumlu ve kısmen olumlu bulanların toplamı ise şöyle: İP % 100, CHP % 94.6, DP % 83.4, SHP % 83.3, GP % 77.8, MHP % 73.5, ÖDP % 63.7, TKP % 62.5.

"Seçimlerde ne olacak?" diye soranların merakını bu araştırmalar ne kadar giderir bilmiyorum. Ama, KONDA araştırmasının bana düşündürdüğü şu: Sermaye çevreleri seçimlere "Kim kaç sandalye alacak?" diye bakarken, sosyalistler "Biz kaç kişiyiz?" merakıyla bakıyor.

Ne yapalım; AKP ve CHP'nin burun farkıyla sürdürdükleri yarışta şimdilik onlar dışında bir seçenek olabileceğini unutturmamak da önemli!