Salı günü, çok satan gazetelerin spor sayfaları nı gördünüz mü? Göremeyenler için manşetleri hatırlatayım... Hürriyet: Zehir gibi rapor Milliyet: Kartal’a kaçış yok Sabah: Ceza geliyor Vatan: Kartal’a derbi şoku...

Salı günü, çok satan gazetelerin spor sayfaları nı gördünüz mü? Göremeyenler için manşetleri hatırlatayım...

 Hürriyet: Zehir gibi rapor

 Milliyet: Kartal’a kaçış yok

 Sabah: Ceza geliyor

 Vatan: Kartal’a derbi şoku

 Tahmin etmişsinizdir. Diyarbakır maçının ardından İnönü’de meydana gelen hadiseler için raporlar hazırlanmış; Beşiktaş’a ceza kesilmiş.

 Aziz Yıldırım’ın karşısında dilleri tutulan, dizleri titreyen spor basını konu Beşiktaş olunca yine aslan kesildi. Ortada henüz verilmiş bir ceza yokken, bu arkadaşlar ‘kararı’ açıklamakta bir beis duymuyor: Fenerbahçe derbisi seyircisiz oynanacak; Okan’a da üç maç ceza!

 Bir sevinç bir sevinç! Zil takıp sabahlara kadar oynayacaklar, döne döne...

 Biliniyor; spor medyasının neredeyse tamamı Fenerbahçelilerin kontrolü altındadır. İçlerinde yakın arkadaşlarım var, beni bağışlası nlar ama söylemeden edemeyeceğim.

 Oyunun kuralı bu: Türkiye’de Fenerbahçe haberleri satar. (Fenerbahçelilerin özelliğidir; takımlarıyla ilgili herşeyi tereddütsüz satın alırlar. Tribünden bir arkadaşım anlattı: Geçen senenin formasıyla gelenler yadırgayıcı bakışlara maruz kalıyorlarmış. İnönü’de ise taraftarın en az yarısının üzerinde hala İlhan Mansız ya da Pascal Nouma forması var. Geçen sene Halilagiç yazan bir forma görmüştüm. Antika değerinde...) Hal böyle olunca, işin başına ‘sattıran’ insanların gelmesi anlaşı labilir bir durum. Ama Allah aşkına bu kadar aleni bir manipülasyonu içinize nasıl sindiriyorsunuz? Üstelik daha iki hafta önce Fener boş tribünlere oynadığı için gözyaşlarına boğulmuşken...

 Birgün’ün spor sayfasını yapan arkadaşlar, “hep Beşiktaş yazma” diyorlar. Peki ne yazalı m? Gözümüzün önünde olanları içimize atıp akıl sağlığımızı mı kaybedelim!

 Gelelim Beşiktaş taraftarına...

 Ben pes diyorum arkadaşlar, pes! Lanetli 2004 sezonundan bu yana bu kulübün başına gelenleri nasıl unutursunuz? Futbolun ‘iyi saatte olsunlar’ının en küçük bir açığınızı beklediklerini görmüyor musunuz? Ama maaşallah, İnönü’de kaybedilen ilk puanda yine sahaya tecavüz, yine abuk sabuk küfürler... Bu kafayla, İnönü’de bakalım bu yıl kaç maç seyredebileceğ iz!

 Beşiktaş taraftarının sert ve asabi bir topluluk olduğuna dair şayianın dolduruşuna geliyor olabilir misiniz acaba? Ya da bu şayianın gerçek olduğunu kanıtlama manasızlığı, her şeyin önüne mi geçiyor? Evet, böyle devam ederse, “sert ve asabi” bir topluluk olduğunuz tartışmasız kabul görür ama o saatten sonra Beşiktaşlılığınız kuşkuludur.

 “Kahrolsun PKK” saçmalığına hiç girmiyorum, Hayri Cem söylenecekleri dün söylemiş.

 Herşeye rağmen, Kapalı’ya aklı başında gerçek Beşiktaşlıların sahip çıkacağı umudunu yitirmeyelim. Üç tane psikopata meydanı bırakmayacak kadar gerçek Beşiktaşlı... Son olarak... O gece Diyarbakır iyi top oynadı. Bileğinin hakkıyla puan aldı. Rakibe saygı duyalım.