Türkiye’de, temelde,

 Türkiye’de, temelde, iki kulübün basketbol altyapısı ve üstyapısı oyuncu yetiştirmekte etken kalabildi: Efes ve Ülker! Onlar olmasa milli takım altyapısı da olmaz, üstyapısı da.’ Böyle buyurmuş sevgili Deniz Gökçe Hocam. Tanımayanlar için söyleyeyim kendisi atletizm, futbol, basketbol ve aynı zamanda da ekonomi yazarıdır. Basketbol milli takımımız Avrupa Şampiyonası’ nda başarısız sonuç aldı ya, Deniz Hoca ve onun gibi pusuda bekleyenler sarıldılar kaleme. Yaz babam yaz. Karala karalayabildiğin kadar. Sevgili Hocam, Türk Basketbolu’nu ayakta tutan sadece bu yukarıda saydığınız iki güzide kulubümüz değildir. 70 milyonu içinde barındıran büyük coğrafyada daha nice kulüpler ve yetiştiriciler basketbolumuza oyuncu yetiştiriyor. Böyle bir yargıya varırken diğerlerine haksızlık yaptığını hiç düşünmüyor musun acaba?

 Hocamız anladığım kadarı ile başka konularla da ilgilendiği için basketbolu pek takip edemiyor galiba. Mesela bu yaz Yıldız Milli Takımımız Avrupa Şampiyonu oldu ve şampiyon olan takıma Ülkerspor 4, Fenerbahçe 3, Darüşşafaka, Efes Pilsen, Banvit ve Tuborg Pilsener birer oyuncu verdi. Bu örnekleri diğer takımlar için de çoğaltmak mümkündür.

 Basketbolumuzda son yıllarda altyapıda büyük bir hareket vardır. Ve bunun için de sadece iki kulubümüz değil. Bu sene mesela gençlerde Türkiye Şampiyonu olan Tuborg da vardır. İzmir’in diğer temsilcisi Karşıyaka da yıllardır basketbolumuza yetenekler yetiştirmektedir. Fenerbahçe’nin son yıllarda altyapıya yaptığı yatırım ortadadır. Zira Bandırma’da Banvit büyük bir özveri ile tesisleri ve yapılanması ile basketbolumuzun hizmetindedir. Darüşşafaka’nın İstanbul Maslak’ta milyonlarca dolar yatırım yaparak yaptığı spor salonunun benzeri Avrupa’da bile az bulunur cinstendir. Herhalde ortada bu kadar gerçek varken, basketbol sadece Efes Pilsen ve Ülker’in omuzlarındadır demek, diğer takımlara yapılan çok büyük haksızlık olsa gerek. Deniz Hocam gibi bir bilim adamına da yakışmaz.

 Sevgili Deniz Gökçe, üç gün üç gece süren yazılarında NTV televizyonu ve Garanti Bankası’nın şimdiki federasyon tarafından kandırıldığını da iddia etmektedir. Güldürmeyin beni Allah aşkına. Koskoca işletmeleri, Türkiye’nin bu kadar değerli kuruluşlarını kandırmak mümkün müdür? Garanti Bankası yıllardır milli takımımıza sponsor olmaktadır. Özellikle ikinci olduğumuz Avrupa Şampiyonası’nda yaptığı katkının karşılığını fazlası ile almıştır ve almaya da devam etmektedir. NTV’ye gelince bu kanal yaptığı basketbol yayınları ile Türk izleyicisinin gönlünde taht kurmuş ve basketbol sevgisinin yayılmasına önayak olmuştur. Kanalda kazandığı seyirci ile basketbola verdiği kadar da almıştır. Şimdi bu anlattıklarımdan sonra kandırma veya kandırılma bunun neresinde? Ben hiç anlayamadım. Anlayan varsa beri gele!

 İşin özü şudur; evet basketbol milli takımımız Avrupa Şampiyonası’nda başarısız sonuçlara ve beklemediğimiz olaylara imza atmıştır. Ama bundan yola çıkarak baksetbolumuzu yerden yere vurmanın hiç alemi yoktur.

 Evet eksikler vardır, bunları objektif olarak ortaya koymak ve basketbolu daha yukarılara götürmek mümkündür.