Türkiye'nin AB üyelik sürecinde yerine getirmesi gereken kısa ve orta vadeli h

Türkiye'nin AB üyelik sürecinde yerine getirmesi gereken kısa ve orta vadeli hedefleri belirleyen 2005 Katılım Ortaklığı Belgesi (KOB) ile son bir yıl içinde AB uyum sürecinde alınan mesafeyi ve eksikleri değerlendiren 2005 İlerleme Raporu açıklandı.

2005 KOB, AB tarafından hazırlanan üçüncü belge. Daha önce 2001 ve 2003 KOB’ları hazırlanmı ştı. Avrupa Komisyonu 1998’den bu yana ise her yıl Türkiye İlerleme Raporları açıklamakta.

KOB ve İlerleme Raporu yanında müzakere sürecinin diğer önemli belgesi Müzakere Çerçeve Belgesi.

KOB bir çeşit yol haritası, İlerleme Raporu ise bir çeşit karne niteliğini taşıyor.

Türkiye’nin üyelik müzakerelerini şekillendirecek ve ona yön verecek belgeler bunlar. Bu nedenle bu belgelerde yer alan ifadeler büyük pazarlıklara konu olabiliyor.

Bu belgelerde temel hak ve özgürlüklerle ilgili yer alan ifadeler büyük öneme sahip. Çünkü son yıllarda temel hak ve özgürlükler konusunda yapılan pek çok yasal değişiklik talebi önce bu belgelerde yer almıştı.

Peki, bu belgeler sendikal haklar konusunda ne diyor?

AB belgelerinde sendikanın ve işçinin adı var mı? Bu sorunun yanıtı -giderek artan bir biçimde evettir. AKP hükümeti sendikal alanda uyumu görmezden gelmeye çalıştıkça AB belgelerinde bu konudaki vurgu ve doz artıyor. Önce KOB’a bakalım. 2005 KOB, sendikal haklara siyasi kriterler bölümünde, “demokrasi ve hukuk devleti” bölümünde ve ayrı bir başlık altında yer veriyor. Bu hedefler kısa vadeli öncelikler (bir yıl içinde yapılması gerekenler) olarak biliniyor. Peki, sendikal haklara ilişkin 2005 KOB ne diyor? “Sendikal haklara, özellikle de sendikalaşma, grev ve toplu pazarlık hakları ile ilgili olarak, AB standartları ve ilgili ILO Sözleşmelerine uygun olarak tam olarak saygı gösterilmesinin sağlanması”

Bu ifade daha önceki KOB’larda yer alan ifadelerden çok daha açık ve net bir ifade.

2001 KOB’daki ifade şuydu: “sendikal haklara saygının temini ve sendikal faaliyetlerin önündeki sınırlayıcı koşulların kaldırılması”.

2003’da bu ifade biraz daha pekişerek, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (11,17,18 maddeleri) uygun olarak özellikle sendikalara ilişkin kısıtlamaların kaldırılması” halini almıştı. Ancak ilk kez bir KOB, sendikal hakları açıkça sayarak; sendikalaşma, grev ve toplu pazarlık haklarını tek tek vurgulayarak ve AB normları yanında ilgili ILO normlarına açıkça atıfta bulunmakta. “İlgili ILO sözleşmelerinden” kasıt kuşkusuz öncelikle üç temel sözleşmedir. Bunlar, 87 sayılı Örgütlenme Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunmasına ilişkin sözleşme, 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkına İlişkin sözleşme ve 151 sayılı Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve Çalışma Koşullarının Belirlenmesine İlişkin Sözleşme.

KOB’da yer alan sendikal haklara eksiksiz olarak saygı gösterilmesi (full trade union rights) vurgusu özellikle önemlidir. Böylece hükümetin ve işveren örgütlerinin her türlü çifte standartlı yorumunun önü kapatılmış oldu. Artık AKP Hükümeti AB müzakere sürecinde ILO ve Avrupa Konseyi standartlarında sendikal haklar için gerekli yasal düzenlemeleri yapmak ve uygulamakla yükümlüdür.

Eli kolu bağlı ILO karşısında sendikal uyumdan kaçınmak için envai çeşit manevraya başvuran hükümetlerin AB müzakere sürecinde işi zor. AB belgelerinde yer alan ve sendikal hakları n eksiksiz sağlanmasına dönük talepler sendikalar için hükümetle önemli bir müzakere alanına işaret ediyor. Brüksel’de yazılanların yaşama geçirilmesi Türkiye’de sendikaların konuyla ilgili ısrarına, müzakere ve mücadele gücüne bağlıdır. KOB sendikal haklar için önemli kaldıraç. Mesele bu kaldıracı kullanacak güçlerin ortaya çıkmasında.

Yoksa “Osmanlı’da oyun çok”