Futbol dışında her şeyin yaşandığı futbol camiasında; bir takım sıkıntılar ile beraber belirsizlikler ister istemez futbol adına sevimsiz bir sezon yaşattı.

Şike,

Mahkeme,

Ceza,

Futbol derken, hayal kırıklıkları bir takım travmalara neden oldu.

Ama he şeyden önemlisi futbol adına konuşulacak hiçbir şeyin olmamamsıdır.

UEFA,

TFF,

Tahkim,

CAS,

Etik Kurul arasında ki köşe kapmaca; sadece bizim futbolumuza zarar vermekten öteye ele avuca sığacak bir sonuç ortaya koyamadı.

İşte bu süreç sonunda imdadımıza Avrupa Futbol Şampiyonası yetişti.

Şike yok,

Benzema var.

Mahkeme yok,

Xavi var.

Ceza yok,

Mesut var.

Alt mı olur? Yok,

Ronaldo var.

Üst mü olur? Yok,

İbrahimoviç var.

Sadece ve sadece futbol var.

Konuşacağımız konular: sistem, taktik, isim ve gol olacak…

Olması gerekeni seyretmek, en azından ne olmamız gerektiği hakkında kanaatimizi şekillendirecektir.

Futbol bir oyundur!..

Kendine ait prensipleri olan bir oyundur…

Futbolu dış etkilerin altına sokarsınız; futbolun dışında kalmaya mahkum olursunuz.

İşte Ulusal takımın yaşadığı süreç…

Olması gereken yerde değil dışarıda kalarak bir nevi kendi cezasını çekmektedir.

Süreci kaybetmek futbolu araç olarak kullanmaya bağlıdır.

İşte TFF,

Kaybedilen süreç yerine çözüm üretilseydi ne UEFA ile ne de CAS ile uğraşılmaz anlımızın akıyla süreçten çıkılırdı.

Maalesef TFF süreci çıkmaza sürükleyerek cezayı kaçınılmaz kıldı.

Futbol kolay bir oyundur.

Oyunu Platini ile oynarsan farklı olur.

İş adamıyla oynarsan farklı olur!

İş adamları genelde para vererek halı sahalarda oynarlar!..

Aradaki mesafe zaten turnuvada ortaya çıkacaktır.