Avrupa’nın birliği de dirliği de kalmamışken İsveç ekonomisi beklenmedik bir şey yaptı ve büyüdü. Gayri Safi Milli Hâsıla, ilk çeyrekte, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 artış kaydetti. İşte bu ekonomi haberi, İsveç’te haftanın konusuydu. İsveç adına Eurovision birinciliğini kazanan siyah saçlı, kara gözlü, göçmen kökenli Loreen’in başarısı değil de ekonomideki büyüme, “Nasıl yaptık biz bunu?” dedirtti. Loreen ve Eurovision da uzun uzun yazıldı, çizildi, konuşuldu ama onun ki beklenen, hesaplanmış, hak edilmiş bir başarı gibi görüldü; göçmen İsveçli müzisyen ve ekibi, alkışlandı.

Avrupa ekonomileri sarsılırken İsveç ekonomisindeki büyüme uzmanların tahminlerinin çok dışında bir olay oldu. Geçen yılın bitiş rakamları, 2012 başlangıcı için kaygı vericiydi. Ama İsveç ekonomisi şaşırttı. Büyüme ve rakamlardaki iyiye gidiş, Merkez Bankası’nın faizleri indirme gereksinimini bir süreliğine askıya aldı. İlk çeyrekte, İsveç ekonomisindeki artan hareketliliğin en önemli faktörü, sabit brüt yatırımların yüzde 11,4 oranında yükselişi gösterildi. Makine ve taşınır mallara yapılan yatırımlar, bu artışta en çok katkı yapan faktör oldu.

Ekonomideki büyümenin bir başka temel sebebi de tüketim artışı olarak gösterildi. İsveç’te sene başından beri, aileler, cüzdanları sıkı tutmayı bırakmış durumda. Eğlence, giyim ve ayakkabı harcamaları üst seviyelere çıkmış. Bu istisnai bir durum olarak görülüyor. Çünkü İsveç’te aile ekonomisini yürütmek, ülke ekonomisini yürütmekten daha zordur. Bunu şöyle anlatmak mümkün; kredi kartını cebinizden çıkartın, sıfır faize taksitle alışveriş yapılmadığını düşünün. Kazandığın kadar harcıyorsun, öyle zor durumda İsveçli. Ailelerin bu yeni gelen rahatlığının sebebi ise gelir artışı. Geçen seneyle karşılaştırıldığında, ilk çeyrekte, ailelerin kullanabileceği gelirlerde yüzde 3,6’lık bir artış yaşanmış. Enflasyon ise yüzde 1,2’de kaldığı için bu vatandaşı harcama yapma konusunda cesaretlendirmiş. Aynı periyotta, ihracat yüzde 1,7 artmış, ithalat yüzde 0,1 azalmış.

Yılın ilk çeyreğindeki ekonomik göstergelerin, “Evde bir bayram havası” yaratmasının esas sebebi, iyiye gidişin, mutlu azınlık tarafından değil, esas olarak geniş kesimler tarafından hissedilmiş olması oldu. Ama tüm bunlar Avrupa Birliği’ne yetmedi. Geçen hafta çarşamba günü, Avrupa Birliği komisyonunun ve Avrupa Birliği üye ülkelerinin ekonomik politikalarının değerlendirildiği raporda İsveç, AB’den tam not alamadı. Avrupa Birliği ekonomistlerinin İsveç’e yönettiği eleştiri oklarının başında, hükümetin yüksek borçlanmaya karşı tedbirsizliği yer aldı. Ev satın almak isteyen İsveçlilerin çoğunluğunun dalgalı faiz kullanması AB’yi sinirlendirmiş. Ev piyasasının dar olması ve fiyatların yüksek olması, dolayısıyla borçlanmanın tırmanmasına sebep gösterilmiş. Avrupa Birliği ayrıca İsveç’in araştırma ve geliştirmedeki yatırımları, yüksek seviyede tutmasını, bir sorun olarak gördüğünü raporlamış. Bunun orta vadede büyümenin önünde engel olduğu yazılmış. Hükümetin, restoran ve lokantalara sene başından beri uyguladığı KDV indirimi, birlik tarafından gereksiz bulunmuş. Gençlerin iş piyasasına girmesini kolaylaştırmak adına yapılan bu indirim, “Bazı amaçlara ulaşmak için KDV oranlarının indirilmesi etkili olmayan bir yöntemdir, başka üye ülkelerimizin tecrübelerinden biliyoruz” şeklinde değerlendirilmiş.

Son dünya ekonomik krizinde, avro kullanmadığı için büyük sıkıntılar yaşayan İsveç’te şimdilerde genel kanı, para birimi kronu güçlendirebiliriz noktasında birleşti. “Zamanında avro’ya geçmemekle hata etmişiz” söylemleri, birliğin yaşadığı sıkıntılar gündeme geldikçe yerini “Temkinli davrandık iyi oldu” görüşüne bırakıyor. Avrupa’nın krizini, İsveç’in fırsatı olur mu onun hesabı yapılıyor.