Nükleer ve hidroelektrik santrallere karşı çıkanlara fena halde kızan Başbakan, iki yıl önce memleketi Rize’de yaptığı konuşmada çevreciliğin

Nükleer ve hidroelektrik santrallere karşı çıkanlara fena halde kızan Başbakan, iki yıl önce memleketi Rize’de yaptığı konuşmada çevreciliğin işsiz güçsüz insan uğraşı olduğunu söyleyerek “Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim!” demişti. İki yıl sonra yine aynı yerden seslendi: “Çevreci adı altında tipler HES’lere karşı çıkıyor. Tabiat bize emanet. Herkesten önce biz koruruz. Biz doğa aşığıyız, delisiyiz.”
Bu iki öfkeli konuşmanın da Rize’de yapılması tesadüf değil. İşin içine memleketi girince hassaslaşıyor Başbakan. Zira, en çok onların gözünde aklamak istiyor kendini. Bu yüzden çevrecilere yalancı diyor, yanlış bilgilerle vatandaşı yanılttıklarını söylüyor. Öfkesi, bir hatayı örtmek istermişcesine yükseliyor. Bu ülkenin havasını, suyunu, yeşilini korumaktan başka bir amacı olmayan insanları aşağılıyor. Avareler, tipler, yalancılar... diyor.
Geçen hafta, Rize İkizdere’de Cevizlik Hidroelektrik Santralı’nı açtı Başbakan. Bu santral, deneme üretimine geçtiğinde, İkizdere Deresi’nin 8,5 kilometrelik bölümünün kurumasına neden oldu ve hâlâ mahkemelik. Görülüyor ki bunun pek de bir önemi yok çünkü Başbakan yargıdan önce kararı verip kurdeleyi kesti bile. Vatana millete ‘hayırlı’ kurdeleleri keserken de, çatlak sesler çıkaran ‘çevreci tipleri’ azarladı. “Ben bu toprakların çocuğuyum” dedi. Sanki itiraz edenler kamyonlara bindirilerek Vietnam’dan getiriliyor! Sanki sadece canları sıkıldığı için eylem yapıyorlar. Hani “evde oturup tv izleyeceğime, gidip bir iki bağırayım” diye düşündükleri için elde pankart, dikiliyorlar meydanlarda.
• • •
Başbakan çevrecilerin yalan yanlış bilgilerle halkı kandırdığını söylerken, onlar yaptıkları her itirazın ucuna bilimsel çalışma ve araştırma verilerini iğneliyor. Havanın, suyun, yeşilin peşine düşüyorlar. Kuru kuru uzaktan sevmiyorlar. Tabiatı korumak için ter dökerek mücadele ediyorlar.
Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Dr. Ümit Şahin, işte bu ‘mücadeleci çevreci tipler’ adına Başbakan’a soruyor: Elektrik üretmek uğruna kuruttuğunuz bu derelerden su içen hayvanlar ne olacak? Bu derelerin üzerinde tüten nemle, buharla büyüyen çay bitkisi ne olacak? Açılan tüneller nedeniyle yeraltı sularının yatağı değiştiği için içme sularını kaybeden köyler ne olacak? Bostanını suladığı derenin suyu tünele aktarılan köylü ne olacak? Doğayla iç içe yaşadıkları yemyeşil vadileri şantiyeye çevrilen Karadenizlinin kültürü, yaşam biçimi, gelenekleri ne olacak?
• • •
Başbakan “akarsu ve derelerin satıldığı yalan, sadece kullanım ve değerlendirme hakkı devredildi” diyor. Çevreciler soruyor; 49 yıllığına derelerin kullanım hakkının özel sektöre verilmesi satmak değil mi? İnsanlara, hayvanlara, bitkilere ait olan suyu 49 yıl boyunca yatağından alıp kapalı tünellere koyan doğaya ve halka da sadece yüzde 10’unu bırakan şirket bu dereyi satın almış olmuyor mu?
Başbakan “dereler kurutulmadı” diyor. Çevreciler soruyor; Rize Güneysu’daki Gürgen Deresi nasıl kurudu? İkizdere Deresi’nin 8,5 kilometrelik kısmı nasıl buhar oldu? Çiftçilerin tarlasından sular nasıl çekildi? Nineler dedeler elde tüfek suyunun başında neden nöbet tutar oldu?
Başbakan “doğaya zarar verilmiyor, onu herkesten önce biz koruruz” diyor. Çevreciler soruyor; “Bir nehir tipi santralın veya bir HES’in yapımında coğrafya ister istemez etkilenir ve değişir” diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız başka bir ülkede mi görev yapıyor?
Geçen hafta, Rize İkizdere’de Cevizli Hidroelektrik Santralı’nı açtı Başbakan. “Bugün bu açılış vesilesiyle tam 120 milyon dolar değerinde bir yatırımı Rize’ye kazandırmanın heyecanını yaşıyoruz. Ben, İkizdere Vadisi’nde yaptığı yatırımla böylesine önemli bir tesisi Rize’ye kazandırdığı için Sanko Enerji yönetimine şükranlarımı iletiyorum” dedi. O sırada HES’leri protesto etmek için alana gelen bir ‘tip’in, güvenlik birimlerince indirtilen pankartında şöyle yazıyordu: “Sayın Başbakanım, bu dereden su içmedun mi?”
Şimdi anladınız mı, Başbakan neden en çok Rize’de sinirleniyor çevrecilere?
NOT: Yazıyı gazeteye ulaştırmama dakikalar kala Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan bir e-posta aldım. Platform sözcüsü Ömer Şan basına, İkizdere Vadisi’ndeki HES projelerinden biri olan Dereköy Regülâtörü ve Demirkapı HES projesinin iptal edildiğini duyurdu. Rize İdare Mahkemesi’nin iptal kararı ise ‘çevreci tipleri’ haklı çıkarıyor. Karara göre HES projeleri, doğal yaşam alanlarına geri dönüşü olmayan zararlar veriyor.