Batı ülkeleri Rus gazına olan bağı koparmak için planlar yapıyor. Alternatif enerji seçenekleri gündeme gelirken planların kısa vadede gerçekleşmesi ve ucuza mal edilmesi öngörülmüyor. LNG ithalatı ve Azerbaycan gazı da gündemde.

Rus gazıyla bağı koparmak zor

Hazırlayan: Havva GÜMÜŞKAYA

Rusyanın Ukrayna’yı işgalinin ardından enerjide Rusya’ya bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa ülkeleri yeni senaryolar düşünmeye başladı. Ancak çizilen senaryoların kısa vadede gerçekleşme olasılığını çok düşük.

AB ülkelerinin yıllık doğalgaz ihtiyacı, toplam 350 milyar metreküp civarında değişiyor. Geçen yıl AB ülkeleri, Rusya'dan boru hattıyla günde ortalama 380 milyon metreküp, yıllık ise yaklaşık 140 milyar metreküp gaz ithal etti. Başka bir ifadeyle Rus gazı, AB'nin doğalgaz ithalatının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor.

Bu gaz akışının kesilmesi halinde Almanya ve İtalya en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyor. Almanya Rusya’ya yönelik yaptırım kararları alırken doğalgaz ithalarını yaptımların dışında bıraktı.

Avrupa Komisyonu’nun planına göre ise AB, Rusya'dan gelen gaza bağımlılığı yılsonuna kadar mevcut seviyeye kıyasla yüzde 67 oranında azaltmayı amaçlıyor. Peki, bu nasıl olacak?

Azerbaycan başta olmak üzere başka doğalgaz boru hatları ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatları ilk akla gelen çözüm stratejilerini oluşturuyor. Orta ve uzun vadede ise yenilenebilir enerji, hidroelektrik santralları ve kömür akıllara geliyor. ABD savaş başlamadan önce Avrupa’ya LNG ihracatını artırmıştı.

Son olarak İtalya hükümeti Rusya’dan alınan gazın alternatif kaynaklarla ikame etmenin en az 3 yıl süreceğini açıkladı. Avrupa’nın Rusya'dan aldığı doğalgaz için günde yaklaşık 1 milyar avro ödediğini vurgulayan İtalya Ekolojik Dönüşüm Bakanı Roberto Cingolani’nin açıklamasına göre İtalya doğalgaz ihtiyacının yüzde 95'ini ithalatla karşılıyor. Rusya'dan en fazla doğalgaz ithal eden Avrupa ülkeleri arasında ikinci sırada yer alan İtalya’nın alternatif kaynak arayışı Cezayir ve Katar görüşmeleriyle devam ediyor.

rus-gaziyla-bagi-koparmak-zor-993324-1.

LNG ALTERNATİF OLABİLİR Mİ?

Ayrıca Rusya'nın Avrupa'ya gaz arzını durdurması durumunda, Avrupa'nın ABD'den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatını artırması düşünülüyor. Ancak Avrupa maksimum kapasiteyle tüm terminallerini kullansa dahi 145 milyon ton LNG alabilecek bir altyapıya sahip. Bu da yaklaşık 65-70 milyon tonluk yedek kapasite olduğu anlamına geliyor. Bu nedenle maksimum kapasitede LNG ithalatı bile Rus boru gazının yalnızca yarısını karşılayabilecek seviyede kalıyor.

AB, daha fazla LNG almak istese de teslim edildikten sonra sıvılaştırılmış gazın tekrar gazlaştırılması gerekiyor. Bunlar da ek maliyetler unsurları olarak öne çıkıyor.

GÜNEY GAZ KORİDORU VE TANAP’IN ÖNEMİ

Avrupa Birliği (AB) Azerbaycan'dan daha fazla doğalgaz satın almak için de temas halinde. AB Enerji Komiseri Kadri Simson, Avrupa'nın enerji kaynaklarını çeşitlendirmek amacıyla şubat ayında Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginlik sıcak savaşa dönüşmeden önce Azerbaycan'a yaptığı gezide Trans Adriyatik Boru Hattı'nın (TAP) daha fazla doğalgaz pompalamasını umduklarını açıklamıştı.

TAP, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye ve Yunanistan'dan sonra İtalya'ya ulaşıyor.

Geçen yıl TAP'tan Avrupa'ya ithal edilen 8,1 milyar metreküp gazın 6,8'i İtalya'dan geçmişti. 1,2 milyar metreküpü de Yunanistan ve Bulgaristan’dan geçmişti.

Hattın Türkiye’den geçen bölümünün adı ise Trans Adriyatik Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP). TANAP, toplam 40 milyar dolarlık Güney Gaz Koridoru'nun en uzun halkasını oluşturuyor. Türkiye'yi doğudan batıya kateden ve yılda 16 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasiteli TANAP projesi ise 6,5 milyar dolara mâl oldu.

TANAP'ta, Azeri enerji şirketi SOCAR'ın yüzde 51, BOTAŞ'ın yüzde 30, BP'nin yüzde 12 ve SOCAR Türkiye Enerji AŞ'nin de yüzde 7 hissesi bulunuyor.

KUZEY AKIM 2 GAZ DOLU BEKLİYOR

Gerilimin savaşa dönmesiyle birlikte, doğalgaz ihtiyacının yüzde 45’ini Rusya’dan ithal eden Almanya, Rus doğalgazını Almanya’ya taşıması planlanan ve yapımı devam eden Kuzey Akım 2 boru hattı projesini durdurdu.

Boru hattı, Batılı ülkelerin Rusya'ya karşı yaptırımlarının ardından doğalgaz ile dolu olarak "bakım ve güvenlikte" kendi haline bırakıldı. Projenin, bakım çalışmaları da yaptırımlar nedeniyle gerçekleştirilemiyor.

Her biri 12 metre uzunluğunda ve 24 ton ağırlığında yaklaşık 200 bin çelik borudan oluşan 1.220 kilometre uzunluğundaki boru hattında halen 330 milyon metreküp doğal gaz bulunuyor. Toplam maliyeti yaklaşık 11 milyar dolar olarak öngörülen Kuzey Akım 2 projesiyle yılda 55 milyar metreküp Rus doğalgazının Baltık Denizi üzerinden Almanya'ya sevk edilmesi planlanıyordu.

ALMANYA’YA İKİ HAT GİDİYOR

Rusya’dan Almanya’ya ulaşan iki adet boru hattı bulunuyor. Bunlardan biri olan Kuzey Akım 1 ile 2011 yılından bu yana, 441 milyar metreküpten fazla Rus gazı Avrupa'ya teslim edildi. Polonya ve Belarus üzerinden Almanya ve Avrupa'nın geri kalanına taşıyan Yamal-Avrupa boru hattında sevkiyatı mart ayının başında durdu. Boru hattı Rusya'nın Avrupa'ya doğalgaz ihracatının yüzde 15'ini gerçekleştiriyor.

RUSYA'DAN VAZGEÇME LÜKSÜ YOK

Enerji Uzmanı Ali Arif Aktürk’e göre de Avrupa’nın Rus gazından vazgeçme şansı yok. Seçenekler arasında yer alan ne LNG ne İran gazı ne de başka bir alternatifin kısa vadede çözüm olamayacağını belirten Aktürk, “TANAP’ın atıl kapasitesi 10 milyar metreküp faaliyete geçirilse bile Avrupa’nın tükettiği gazın çok atılda. Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinde LNG terminalleri ve ilave kapasite artırsalar bile Rus gazının ikame edilmesi mümkün görünmüyor” diye konuştu.

İran gazının yeniden gündeme gelmesini değerlendiren Aktürk, “İran çok büyük doğalgaz rezervlerine sahip. Ancak uzun yıllar yaptırımlar nedeniyle arama ve üretme yatırımlarını yapamadı. Yatırım yapılmasına ihtiyacı var. Bugün tüm yaptırımlar kalksa İran’ın üretim kapasitesini artırması en az 5 yıl sürer. Bunun dışında iletim kapasitelerinin de yaratılması gerekiyor. Orta Avrupa’da iletim için yeni yatırımlar yapılması gerekiyor” dedi.

rus-gaziyla-bagi-koparmak-zor-993325-1.
Ali Arif Aktürk

Uluslararası Enerji Ajansı’nın 10 maddelik önlem paketini ‘dağ fare doğurdu’ şeklinde değerlendiren Aktürk, “Paket tüketimden tasarrufa yönelik önemleri ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

Aktürk, ayrıca orta ve uzun vadede gündeme gelen kömür, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji ile ilgili de şu değerlendirmeleri yaptı:

“Kömür ayrı bir çelişki. 2050’de sıfır emisyon denilirken kömür konuşulmaya başlandı. Ama şöyle bir durum var Avrupa’nın kömürü de Rusya’dan gidiyor. Kısacası Avrupa’nın Rusya’dan vazgeçme lüksü yok. Rüzgâr, güneş ve hidroelektrikten sağlanan enerjinin de bir yıl içindeki üretim miktarı düşüktür. Nükleer de başka bir seçenek ancak bir nükleer santral yapmak 8-10 yıl sürer. Avrupa halkı nükleere çok duyarlı, hukuki altyapısını oluşturmak çok uzun ve zorlu. Fransa tüketiminin yüzde 85’ini nükleer enerjiden karşılıyor. Bu krizde nükleerin faydasını gördü. Bu nedenle Avrupa da 3. Nesil santralları yapmak zorunda kalacaktır. Ancak nükleer santralların uranyum atığının bertaraf etme sorunu var.”