Kazananı alkışlamak

Türkiye basketbol ligi tarihinde "Son yıllarda" oynanan en mühteşem final maçlarına tanık oldu basketbol seyircisi. Sahadaki mücadele ve basketbol kalitesiyle, bizlere keyifli dakikalar yaşatan aktörlerin ellerine sağlık. Ağzımızda ekşi bir tat bırakan davranışlar da oldu. Seyircilerin fanatik ve tutarsız tepkilerine şahit olduk. Olmasaydı çok güzel olacaktı. Kazananı alkışlamak seviyesine gelen taraftar bana göre "Erdemli insan" çizgisine ulaşmıştır. Yapmayanlara bir diyeceğim yok.

Bildiğim, bu işleri başlatanların sayısının iki yüzü geçmediğidir! Sonra toplum psikolojisi girer devreye.
İstem dışı sürüklenirler o kar yumağının içinde... Düşünün bir kere, dünyanın değişik ülkelerinden gelerek, vatanın insanıyla tanışıp hedefe ulaşmak için çalışan bir sporcu topluluğu. Yaz kış demeden, çoğunlukla günde çift idman yaparak uzun ve yıpratıcı geçen süre içerisinde tek hedefe kitlenmişler.

Şampiyon olmak en büyük istekleri. Sonunda finale kadar gelmişler. Artık son maçlar oynanacak. Emeklerinin karşılığı olan, para, onur ve sevinç dolu kupayı omuzlarının üstüne kaldıracaklar.
Geriye bir tek alkışlanmak isteği çıkacak ortaya. Oysa, kaybeden takımın taraftarı, kendisini kaybetmiş, şampiyonların üstüne demir paralar ve şişeler yağdırıyor.

Bu tablo güzel mi söylermisiniz lütfen? Kaçışarak soyunma odasının yolunu bulmaya çalışan yalnız insanlar, ortalık bir anda vahşet çığlıklarıyla inliyor. Bu resmi beğendiniz mi? Bakınız, bir sporcu elde ettiği başarıyı "alkışla" taçlandırmak ister. Siz hiç maç bitiminde kavga eden, itişen kakışan sporcular gördünüz mü? Onlar dosttur, arkadaşdır. Tatil günlerinde sık sık buluşup ailece çoluk, çoçuk birlikte vakit geçirirler, rakip takımlarda oynasalarda. Yapmayın, bırakın onlar bu yorgunluğun tadını çıkartsınlar. Şampiyonluğu doya doya yaşasınlar.Yeter artık, bu ülkede gittikçe azalan sevgi ve saygıyı spor alanlarından uzak tutun. Özellikle "Salon sporu" olan "Basketbolu kirletmeyin". Final serisinin genel analizini yazmak  için oturdum masaya, bakın karşımıza nasıl bir yazı çıktı.

Şimdi son yıllarda başarıların eksik olmadığı basketbolumuzda itici hamleyi yapma zamanı gelmiştir.
Dünya ikincisi milli takımımız, Lİtvanya da organize edilecek Avrupa Şampiyonası'nda iyi bir derece
almalıdır. İsteğim "Şampiyonluk". Takımlarımız Eurolig zorluğunu taşıyabilecek oyunculardan kurulu ekipler oluşturmalı, "nokta" transferler ile İstanbul'da organize edilecek "Final Four" a en az bir(1) takımız kesin girmelidir. Bu sezon sakin başladı, "Bomba" gibi sona erdi.

Gelecek sezon "Bomba gibi" başlayıp, "Fırtına gibi" bitmelidir.