Fair play'in Türkçe karşılığı adil oyun olarak bilinmek

Fair play'in Türkçe karşılığı adil oyun olarak bilinmektedir. Bu adiüiğin içeriğini hukuki olarak tanımlayanlayız. İçeriğin, hem mesleki ahlak unsurları hem de etik değerlere saygı olarak görülmesi gerektiğine inanmaktayım. Ama asıl önemlisi kişilerin(bunlar takım içindeki sporcular olabilir, kenardaki teknik adamlar olabilir) vicdanen sorumluluk seviyelerinin değeridir.

Açıklamalara yardımcı olacak birkaç örnek verirsek; bana göre en önemlisi Dicanio'nun West Ham United'da oynarken rakip kalecinin taç çizgisinde sakatlanıp yerde yatmasına rağmen gelen topu boş kaleye kafayla vuracağına topu elle tutup kalecinin tedavisini istemesi, Dicanio gibi hırçın ve agresif bir oyuncunun mesleki ahlak unsurlarına saygısının ciddi bir göstergesidir.

Diğer bir örnek de, teknik direktörlüğünü üstlendiği Ajax futbol takımının, rakip oyuncu sakat, yerde yatarken gol atmaları Van Gaal'ı çok sinirlendirmiştir. Rakibin santrasından sonra, Ajax'm oyuna müdahale etmemesini isteyip kendi takımının gol yemesine imkan vermiş ve skorun berabere olmasını sağlamıştır. Bu da teknik heyetin etik değerlere verdiği önemin çok iyi bir örneğidir.

Burada önemli olan ödül almak veya almamak değildir, önemli olan ahlaki ve etik olarak eşit şartlarda mücadele edebilecek ortamların korunmasını sağlamaktır.

Özgürcan'ın elle topu düzeltip gol atması ve sonrasında hakemin golü vermesinin yanlış olduğunu hakeme söylemesiyle gol iptal olmuştur. Bu davranış, Galatasaraylı futbolcu Özgürcan'ın 'fair play' ödülü almasını sağlamıştır. Tabii ki çok önemli bir ödül. Genç ve geleceği olan bir futbolcunun bu değerlere saygı göstermesi hatta sahip çıkması futbolumuzun geleceği açısından bizlere umut vermektedir. Yukarıda verdiğimiz örneklerin hepsi rakip takımın aleyhine olacak skor veya oyuna müdahale edilerek haksızlığın rakip lehine giderilmesini sağlamıştır. 'Fair play'in yani adil oyunun ruhuna uygun davranış şekilleridir. Semih'in Fenerbahçe Frankfurt maçında iki sarı kart görmesine rağmen kırmızı kartı göstermeyen hakemi uyararak kendisini oyun dışı bırakmasını istemesinin 'fair play' olarak algılanması doğru mu acaba!

Koşullan incelediğimizde Semih'in oyun dışı kalması kimin lehineydi? Oyun skoru kimin lehineydi? Oyun dışı kalması Frankfurt'ta avantaj mı dezavantaj mı sağladı?

Maç sonrası Semih'i yaptığı açıklama ise, koşulların tamamen Fenerbahçe lehine olduğunu göstermektedir. Çünkü, Semih'in tek amacının skor avantajını elde etmiş olan Fenerbahçe futbol takımının kural hatası nedeniyle maçının tekrar edilmemesini sağlamasıdır. Sayın Togay Bayatlı Semih'i 'fair play'e aday göstereceğini açıklamıştır. Koşulları incelediğimizde ahlaki ve etik değerlerin ve vicdani sorumlulukların kimi lehine, kimin aleyhine olduğunun çok iyi incelenmesi gerektiğine inanmaktayım. Aksi takdirde Semih'in adaylığı popülist bir söylem olarak kalır.