Bayram Çocuğu, kendince bir milita

Eğer sabah kalktığında bir çocuk, içine gireceği bir bayramlık bekliyorsa onu yatağının başucunda ya da ayakucunda; mutluluk, düğmeleri iliklenecek, fermuarı çekilecek, tokaları takılacak; içine, sıcacık içine, sıkıca yerleşilecek bir şey olmuşsa akşamdan sabaha, dünya da güzel bir yer olmuştur artık.

Dünyanın da içine, mutluluğun içine iner gibi iner o çocuk artık yatağından: Bayram Çocuğu.

Buzdolabındaki anne işi ekmek kadayıfı gibi dümdüz ve yumuşak bir yerdir dünya artık.

Hayat, soğuk tatlıdan bir parça yerken üzerine şerbet damlatmaktan korktuğu bayramlık pantolonunun taze ütü çizgisi kadar kırılmasız, kesintisiz bir yol açmıştır ona önünde bu sabah: Aman bozulmasın ütüsü (şimdilik) Bayram Çocuğu'nun.

Bu birkaç gün lekelenmezse bayramlıkları, paçalarına çamur sıçramazsa yeni pantolonunun, konçlarına yeni çoraplarının, yeni ayakkabıları da çamur olmazsa, olsa da fırçalayınca hemen geçerse; dünya güvenilir bir yer, temiz bir yerdir artık belli bir yaşa kadar Bayram Çocuğu'na göre.

Bir baba ya da anne ikna edebilmişse bin bir tasarrufla aldığı bu bir kat elbise, bu bir çift ayakkabı ile evladını dünyanın katlanılabilir, üzerinde se-vinilebilir, içine girilebilir bir yer olduğuna, çabalarıyla gurur duymakta ne haklıdırlar. Dünyanın bir mutluluk giysisi olduğuna inandırabilmişlerse eğer evlatlarını.

Bu gidişle o da, Bayram Çocuğu, bayramda ikna olduğu, deneyimlediği bu olabilirliği, dünyanın içine girilebilen mutluluk olduğu, olabileceği iddiasını yani, taşır belki bundan böyle geleceğe.

BAYRAM ÇOCUĞU BİR MİLİTANDIR
Bayram Çocuğu, kendince bir militanıdır bundan böyle bu dünyada mutluluk istencinin, isteminin: Küçük militanı.

Bayram Yeniyetmesi ise, bayram ziyaretine gelen komşuların yanına çıkmak yerine odasında kulaklığından müzik dinlemeye devam ettikçe, büyüklerinin ellerini öpmek için ailece akrabalarına gitmek yerine arkadaşlarıyla sinemaya gitmekte ayak diredikçe, gide gide, bir isyankâr olur artık. Bir asi.

Bayram Yeniyetmesi, odasından bir türlü çıkmadıkça; bir grevci, bir toplumsal eleştirici, bir reformisttir artık. Bir revizyonist. Geleneklerin, zorunlulukların bir kez olsun, bir kez daha revize edilmesini acilen talep eden.

Filmin başlamasına yarım saat kalmış. Ancak koşarsa yetişecek yolcusun başında arkadaşlarına. İşin aciliyeti bundan. Bayram Yeniyetmesi bir acilci, bir revizyonisttir artık yani. Bayram Revizyonisti.

Eğer kabul ederlerse bu yeni durumu, razı gelirse annesi ya da babası ya da ikisi birden talebine Bayram Yeniyetmesi'nin, onlar da bir şey öğrenirler elbet bu gelişmeden. Öyle ya da böyle. Onlar da bu bayramda ya da bu bayram sonrasında bir kez daha gözden geçirirler hayatlarındaki zorunlulukları.

Bayram Yeniyetmesi, Bayram Reformisti, Bayram Revizyonisti belki de geleceğin reddedicisi, geleceğin yıkıcısı, yapıcısıdır artık. İleriye gittikçe revize edişlerinde, eleştirişlerinde, karşı çıkışlarında, direnişlerinde. Nefes nefese yokuşları, tepeleri çıkışlarında.

Bayram Ergeni, evden gitmesini bekler yetişkinlerin. Ya da bir telefon gelmesini ilk sevgilisinden "Evdekiler gitti" diye. Bayram Ergeni kösnül bir titreme ile, dizlerinin bağı çözülürken bekler kapının çalmasını ya da kapının açılmasını. Dudakları bayram şekerleriyle tatlanmış, ilk kez ailelerinin evlerinde, aile evlerinde öpüşürler. Ailelerinin evlerinde öpüştükçe acemi ve giderek ustalaşa ustalaşa, cinselliğin de bir başkaldırı, bir isyan, bir illegal eylem olduğunu, olabileceğini ve böylece illegalite-nin de sevişmek kadar güzel ve heyecan verici olduğunu öğrenirler. Bayram Ergenleri, illegal eylemcilerdir. Son ana kadar kalırlar eylem yerinde. Ailelerinin eve dönüşü iyice yaklaşana kadar. Gençliğin bir illegal örgütlenme olduğunu o bayram günü aceleyle toplarken dağınık yatağı göz göze geldiklerinde kavrarlar, kavramışlardır artık. Bayram Ergenleri, illegal özgürlük savaşçılarıdır artık.

Bayram Emekçileri, bayramda izin yüzü görmeyenler, belki de bir gün bile izin yapamayanlar, sıradan iş günlerinde lanet ede ede ifa ettikleri, yabancılaşmanın çoktan dibine vurdukları işlerini, mesleklerini yeni bir hevesle ifa ederler bayramda. Belediye otobüsü şoförleri, şehirlerarası otobüs kaptanları, şehiriçi vapur işletmesi kaptanları sonra, taksiciler, sonra telefon işletmesi memur ve memureleri, polisler de tabii, onlar da, bu bayram günlerinde çalışmak zorunda olanlar yani kısacası, bu kez de yabancılaşmanın yerine geçen bir yanılsamayla nasıl önem addederler yaptıkları işe, nasıl barışırlar bu iki kuruşa talimleriyle.

Bayram Emekçisi, yabancılaşmanın bir sonucu olsa da bu yanılsama, bu yaptığı işe fazlasıyla önem addetme, bu zalim düzende kendisini vazgeçilmez hissetme, yine de alttan alta yabancılaşmanın olmayacağı bir iş düzeni olabileceği duygusuyla tanışır bayramda çalıştıkça. Bayramlarda çalışmak zorunda kaldıkça. Zorunluluğun yerine fedakârlığın geçeceği bir sistemin duygusu belli belirsiz yerleşir içine. İçselleşir Bayram Emekçisi'ne.

BİR ERKEN YORGUNLUK
Bayram İhtiyarları sonra: Kızlarındaki, oğulların-daki ve hatta torunlarındaki bu depresif, bu yılgın hali, bu erken yorgunluğu anlamakta zorlananlar. Suçu kendisinde arayanlar. Kendileri gençken neyi yapmadılar ki, kızları, oğulları, torunları bugün böyle umutsuz, diye düşünenler. Hafızalarında kendilerine avuntu arayanlar. Suçu kendilerinde bulanlar belki sonunda. Kaygıyla bir türlü uykuya dalamayanlar, kızları, oğulları, torunları gittikten sonra.

Bayram İhtiyarları: Pişmanlıklarını ve ihmalkârlıklarını hatırlayıp o yorgun ruhlarını hırpalayan-lar. Ne mutlu gelecekten hâlâ umudunu kesmemiş kızlar, oğullar ve torunlar tarafından ziyaret edilmiş Bayram İhtiyarları'na. Ne mutlu devrimci çocuklar yetiştirmiş Bayram İhtiyarları'na. Onlar nasıl tazelenecekler kızlarının, oğullarının, torunlarının neşesi ve heyecanıyla bir bayram daha. Nasıl korkusuz, kuşkusuz ve kaygısız "Nice bayramlara çocuklar" diyecekler el öpe öpe kapıdan çıkıp gidenlere.

Zaten bolca parası olduğu için rahatlıkla ya da kıt kanaat kredi kartını kullanarak bu bayram da şehri terk edeceklere değil tabii bu sözlerim. Bayram korkaklarına değil yani.

Burada, şehrin grisi ve tenha coşkusu ile kalacaklara. Kalmaya mecbur ya da kalmaya dünden razı olanlara.

Evet, bayram politik bir şeydir. Bayram da politik bir şeydir önünde sonunda.