Filmin 'bir şeyler söyleyen' bölümleri inandırıcılıktan uzak. İdeolojik olarak da hoş bir yerde durmuyor film. Daha ne söyleyeyim...

Herkes 'Bourne' dizisine hayran. Vaktinin çoğunu aksiyon sahnelerine ayıran bir film ağzıyla kuş tutsa bana yaranamaz zaten, Bourne da payına düşeni elbette alacak. Bu aksiyon sahnelerinde ne olduğunu anlasak bari... Ben anlamıyorum. Bour-ne'un nasıl onca adamı hakladığını anlayamıyorum, ne yaptığını göremiyorum. Bourne kim mi? Bourne'un da öğrenmeye çalıştığı bu zaten. Hafıza kaybına uğramış bir CIA ajanı. Kim olduğunu anlamaya çalışıyor, CIA'deki üst kademe ise onu öldürmek için çaba harcıyor.

Bourne bir Supermen, üstün bir insan. CIA adam yetiştirirse böyle yetiştirir işte! Bourne her dili konuşur, her şeyi görür, her tehlikeden kurtulur. CIA propagandası mı? Evet ama kör gözüm parmağına değil. CIA'ye karşı mücadele ediyor Bourne, CIA üst yönetimi onu öldürmeye çalışıyor demiştik ya! CIA'in üst yönetimini kötüler ele geçirmiş olabilirler ama Bourne gibilerinin çabalarıyla bu çürük elmalar temizlenir. Filmi sarsak omuz kamerasıyla çekerseniz daha inandırıcı olur düsturundan gına gelmediyse, bu filme hâlâ kadanabilirsiniz.

BU SAHNELER SIKIYOR
Filmde, Bourne'ın öldürdüğünden emin olduğumuz tek kişi, bir Arap. Diğerlerini saf dışı ediyor ama öldürüyor mu belli değil. Bunun da bir manası var diye düşünüyorum, tam ne olduğundan emin olmasam da. Belki de özdeşleşmemiz istenen Bourne'un Beyaz ırktan birini öldürmesini görmemiz istenilmemiş-tir. Ama Bourne da bu cinayetinden sonra üzülüyor, hakkını teslim edelim. Ama asıl bunalımının nedeni, meslektaşlarıyla anlaşmazlığa düşmesinin gerekçesi "Amerikan hayatlarını" kurtarmak adına Amerikalıları öldürmesinin istenmesi kendinden. Bourne bundan dolayı CIA'yle problem yaşıyor, Arapları öldürmesi istendiği için değil.

Kısacası ben, bana hiçbir şey söylemeyen kaçma, kovalamacalarla dolu sahnelerden fena halde sıkılıyorum. Filmin bir şey söylediği bölümleri ise inandırıcı bir öykü, insani bir varlığı anlatmıyor. İdeolojik olarak da hoş bir yerde durmuyor film. Daha ne söyleyeyim...

Son Ültimatom
Orijinal Adı: The Bourne Ültimatom Yönetmen: Paul Greengrass Oyuncular: Matt Damon, Paddy Considine, Edgar Ramirez Türü: Aksiyon, Macera, Gizem, Dram Ülke: ABD

* * *

Geçmiş zaman olur ki
Günbatımı'nın en büyük özelliği müthiş bir kadın oyuncu kadrosuna sahip olması: Yaşlı kuşaktan Vanessa Redgrave, Meryl Streep, Glenn Close; orta yaşlı kuşaktan Natasha Richardson, Toni Collette ve genç kuşaktan Claire Danes ve Mamie Gummer (Meryl Streep'in kızı) filmin kadrosunda yer alıyor. Hiçbir şey için değilse bile sırf bu oyuncuları seyretmek için sinemaya gidilebilir. Gerçi ne film ne de filmdeki karakterlerin herhangi biri derin bir iz bırakacak gibi değil ama olsun.

Film iki ayrı zaman diliminde geçiyor. Şimdiki zamanda yaşlı Ann (Redgrave) ölüm döşeğinde hayatının önemli bir dönemini hatırlıyor. Kızları Nina ve Connie ise ona eşlik edip, sayıklamalarından anlam çıkartmaya çalışıyorlar. Bir yandan da birbirleriyle didişiyorlar. Diğer zaman diliminde ise genç Ann'in (Danes) dünyasını sarsan iki günü izliyoruz. Ann en yakın arkadaşı Lila'nın (Gunner) düğününe gelir. Düğün Lila'nın ailesinin muhteşem malikanesinde yapılacaktır. Lila'nın erkek kardeşi Buddy (Hugh Dancy) ise kardeşinin başka birini, Harris adlı doktoru sevdiğini düşünmekte ve bu evliliğe karşı çıkmaktadır. Buddy ise herkese aşıktır. Ann'e, Harris'e ve galiba kızkardeşi Lila'ya.

EN BÜYÜK ÖDÜL, MAMIE GUNNER
Ann, Lila'yla rekabet halindedir. Derhal Lila'nın aşık olduğu Harris'e abayı yakar ve adamı tavlar. Bir yandan da Lila'nın evlenmesini önlemeye çalışır. Karmaşık cinsel kimliğiyle fazla yaşamayacağı belli olan Buddy'nin de hayatının kaymasında rol oynar. Bakmayın böyle anlattığıma, bu benim yorumum, film olayları bu şekilde anlatmıyor. Ama asıl mesele Lila ile Ann arasında bence, Harris filan figüran. Ann aralarında ciddi bir sınıfsal fark olan Lila'yı fena halde kıskanıyor ve onu seven herkesi bir şekilde elinden alıyor ya da almaya çalışıyor.

Sonuçta bütün bunların süfli şeyler olduğunu söyleyerek filmin güzel bir özetini yapmak yaşlı Lila'ya (Streep) düşüyor. Günbatımı fazla bir şey ummadan gidilebilecek bir film. Streep'in kız Mamie Gunner'ı keşfetmek de en büyük ödülü.

Gün Batımı
Orijinal Adı: Evening Yönetmen: Lajos Koltai Oyuncular Claire Danes, Toni Collette, Patrick Wilson Türü: Dram Ülke: ABD

* * *

Deli ile güzel
Janjan'ın en büyük sorunu senaryosu. Film bize masum bir aşk hikâyesinin kadersiz kahramanlarını anlatmak, onları sevdirmek istiyorsa da başaramıyor.

Yaşlı Murtaza Efendi (Çetin Öner) malı, mülkü olmasına rağmen o güne kadar nedense evlenip çoluğa, çocuğa karışmamış. Göçebe, Kürt bir ailenin kızı Gü-zel'le (Selen Seyven) evleniyor. Murtaza Efendi kızı ailesinden satın alıyor desek daha doğru olur. Köylü bu "yabancı" kıza itiraz ediyorsa da, bir sonuç alamıyor.

Murtaza Efendi yalnız yaşamıyor fakat. Depremde anne, babasını kaybeden, abisi de Almanya'ya göç etmiş bulunan köyün delisi Janjan (Berk Hakman) da Murtaza

Efendi'nin konağında yaşıyor. Murtaza Efendi'nin Janjan'a bakmaktan çıkarı ne? Murtaza, köyün paraya en az ihtiyacı olan insanlarından biri. Herhalde iyi kalpliliğinden diyoruz.

Bu arada filmin bir Almanya cephesi de var. Dini bir cemaatın koruması altında iş sahibi olan ama sonra bu cemaatla ters düşen Janjan'ın abisinin ve onun ailesinin de öyküsüne tanık oluyoruz. Bu aile cemaatin ekonomik hegemonyasından kurtulabilmek için arsa satmaya köye dönüyor ama filme ne katkısı oluyor bu yan öykünün derseniz, bence hiç olmuyor.

MUTSUZ GÜZEL KİMDEN HAMİLE?
Neyse Janjan artık aynı evde yaşamaya başladığı, Murtaza'nın güzeller güzeli karısı Gü-zel'e derhal abayı yakıyor. Zaten köyün delikanlıları da onu dolduruşa getiriyor. Bu arada Murtaza zifaf gecesinde karısının bakire olmadığına hükmediyor. Ama Güzel bu iddiayı reddediyor. Mutsuz Güzel yine de anlaşılabilir olmayan bir şekilde, Janjan'ı bir erkek olarak beğenmeye başlıyor ve ikili yatıyorlar. Güzel hamile kalıyor ama kimden? Köylü gerçek babanın Janjan olduğuna hükmediyor ve Janjan üzerinde baskı başlıyor.

MURTAZA EFENDİ DEOLMASA...
Senaryonun sorunu Janjan ve Güzel'i bize birer karakter olarak sunamaması. Aralarında bir aşk yaşandığına ikna edememesi. Filmin tek ilginç karakteri var, o da Murtaza Efendi. Çetin Öner'in çok iyi oyunculuğuyla Murtaza Efendi ete kemiğe bürünüyor, çelişkileri, iyi ve kötü yanlarıyla inandırıcı bir tip olarak karşımıza çıkıyor. Ama aslolan Murtaza Efendi'ni dramı olmadığı için bu durum filmi kurtaramıyor.

JanJan
Yönetmen: Aydın Sayman Oyuncular: Berk Hakman, Selen Seyven, Çetin Öner Ülke: Türkiye