Bitlis ve Hakkâri’de meydana gelen vahim saldırılar sonrasında toplam 32 güvenlik görevlisini kaybettik...

Bitlis ve Hakkâri’de meydana gelen vahim saldırılar sonrasında toplam 32 güvenlik görevlisini kaybettik.

Yine ailelerin içine ateş düştü.

Yine analar ağladı...

Türkiye’nin yüreği yine dağlandı!..

Akan kanı durdurmak için daha ne bekliyoruz acaba?!..

**** 

Önceki gün Bitlis Güroymak’ta patlayan mayın, 5 polisin yanı sıra biri 4 yaşında çocuk olmak üzere, sivillerinde ölümüne de neden olmuştu!..

Dün 8 ayrı yere yapılan baskın sırasında ise, Başbakana göre 24 asker, daha yaşamlarının başlangıcında şehit edildi!..

Her iki saldırıda 30 a yakın yaralı var.

Bir kısmının hayati tehlikesi devam ediyor!..

Hakkari’deki saldırı sonrasında ortaya çıkan kayıp, ne yazık ki,son yılların en büyüğü!..

****

Bu vahim olaylar karşısında yine “siyaset” bilinen hamasi nutuklarını atmaktan geri durmadı.

Mesela;

Cumhurbaşkanının “misliyle cevap vereceğiz!” sözü ne kadar sorunun çözümüne hizmet edecek?

Toplum, olayın şiddeti ile belki bu sözlere ilk anda kulak verebilir,ama acı,hırs biraz dindiğinde, bu sözleri edenlere ne denli güven duyarlar?..

27 yıldır dinledikleri benzeri sözlere bugüne kadar değer vermediler  şimdi mi dikkate alacaklar?!..

****

Çok uzak değil,birkaç gün önce yapılan bir saldırı sonrası kaybettiğimiz gençlerimiz için İç işleri Bakanı da “bin misli cevap vereceğiz!” demişti..

Cevabı PKK verdi…

Görülen o ki; Hamaset sorunu çözmüyor!..

Hatta yarayı deşiyor, daha da çok kanatıyor!..

****

Başbakan dünkü ilk konuşmasında; önce sağduyu telkin eden, daha sonra ”terörle Kürt Sorununu ” karıştıran bir anlayışı sergiledi.

Daha da ilerisi, “sorunun devam ediyor olmasını” muhalefetin çözümsüzlüğüne bağladı!.

Böyle vahim bir olay karşısında gerçek hedefin sapması, doğal olarak muhatapların cevap vermesine neden oldu.

Hele BDP’yi kastederek “barışı yaşamayanların ağzına barış yakışmıyor! “ sözü yeni çatışmalara ışık yaktı!..

Yani bu kadar ölüm sonrasında bile siyaset değişmedi.

Çözümsüzlük içinde sıkışan siyasiler en kolay yolu seçtiler!.

Birbirileriyle kavgayı tekrarlamak gibi!

****

Evet ölümlerin durması için siyasetin top yekun ortaya koyacakları çözüm önerilerine ihtiyaç var!..

Temel hak ve özgürlüklerin verilmesi, ekonomik ve kültürel gelişkinliğin sürdürülmesini engellemeden ölümlerin önüne geçmek gerekir!.

”terörü bahane ederek” demokrasiyi feda etmek “Kürt Sorununu” çözmez!..

Türkiye’nin temel sorunu olan “kanın akmasını da durdurmaz!!..

****

Bazı gerçekler bir kez daha görülmeli!.

5 gün önce Cumhurbaşkanının gizlice yaptığı bölge gezisi sonrası bir iddia ortaya atıldı.

Hakkâri’yi de içine alan 4 ilin kapladığı bölge “güvenli bölge” ilan edildi.

Çünkü Gül gelmeden önce bu yöre “Güvenlik güçleri” tarafından operasyonlarla insandan arındırılmıştı.

Nitekim Cumhurbaşkanı Gül o bölgeye çok rahatlıkla gitmişti.

****

Aradan  sadece 5 gün geçtikten sonra bölge içindeki 8 noktaya PKK planlı bir eylem yaptı!.

Bu nasıl açıklanabilir?.

15 kilometre öteden 200e yakın PKK’lı elini kolunu sallayarak hem de ağır silahlarla gelip karakolları vurabiliyorsa, bu işte bir yanlışlık olmalı!..

Eğer o bölge temizlenmişse,bu kadar gerilla nerede barınıyor?..

Her gün yapılan hava harekatları nereyi bombalıyor?..

PKK kentlere yerleştiği gerçeği artık kabul edilmeli!

****

Bu ve benzeri sorular peşi sıra sorulabilir!..

Ancak görülen o ki, artık PKK en azından bu bölgede varlığını kabul ettirmektedir.

Yöre halkı PKK’ya destek vermektedir!.

Desteğin gerekçesi herkese göre farklı olabilir, ama bir sonuç var ki o da artık PKK, buralarda istediği hareketi yapabilecek güce erişmiştir…

****

Siz saldırılar için istediğiniz gerekçeleri ortaya koyun.

Anayasa görüşmelerini engellemek için,

Habur’un yıldönümü için deyin!.

Ne derseniz deyin belli ki PKK bu yörede istediğini yapabiliyor!

****

Ölümler durmalı!..

Durduracak olanda öncelikle iktidardır!

Hükümet şikayet edecek durumda değildir!..

9 yıldır devletin tüm kurumlarını istediği gibi düzenlemiştir.

İstihbaratından,güvenlik güçlerine varıncaya kadar, sağlık personelinden taşıma sektörüne kadar atadığı kadrolarıyla yönetime kesin hakimdir.Her şey denetimi altındadır!..

Çözüm bulma konumundadır!..

****

Şiddet şiddeti getiriyor!..

Müzakere ve mücadele ayrımına varılmalıdır!..Yeter ki tefrik edilsin!

Siyasetin ve iktidar olmanın en önemli bir görevi, halkın doğruları anlamasında öncü olma rolüdür!..

“Kanın durması” için ortak aklın getirdiği çözüm önerilerinin halk tarafından kabulü için ikna etmek öncelikle iktidarın işi olmalıdır!

 Muhalefet bu konuya kayıtsız kalamaz!..

Hamasetin bitmesi aklın gerektirdiklerinin yapılması,”Kürt Sorununa” sadece güvenlik açısından değil, hayatın tüm gereklerinin tam olarak oluşturulması ilkesi ile bakılmalıdır!..

****

Terör kabul edilemez!..

Ama insanların terörist olmaları engellenebilir!.

Demokrasi bu iklimin tek yeridir!..