Roma İmparatoru Caligula’yı bıçaklayarak ortadan kaldıran Roma muhafız alayından Chaerrea Caligula’nın cesedi önünde yemin eder...

Roma İmparatoru Caligula’yı bıçaklayarak ortadan kaldıran Roma muhafız alayından Chaerrea  Caligula’nın cesedi önünde yemin eder.

“Seni hiç yaşamamış kabul ediyorum, bütün Roma’da bunu böyle kabul edecek” der.

Ama tarih Chaerrea’nın  bu kararını yadsıdı ve Caligula’yı Roma İmparatorları arasına aldı.

“Galius Caesar Augustus Germanius  M.S 12/41”

39 yaşında muhafızları tarafından öldürülen Caligula 4 yıl İmparator olarak kaldı

Caligula’yı Claidus ve Neron takip ettiler.

Epilepsi hastası da olan Caligula  “Acı çekerek ölmek ölümlerin en güzeli olmalı” diye düşünüyordu.

Maiyetine “Sıradan insanlar acı çekmeden ölenlerdir. Korkmayın ve zavallı bedeninizi değil, ruhunuzu acılara teslim ediniz” öğütleri veriyordu.

Kız kardeşi Drusilla ile ensest ilişkisi olan Caligula ablası Drusilla’yı öldükten sonra Diva “Kadın Tanrısı”  olarak ilan etti.

Birgün Roma Senatosundan çıkarttığı bir karar ile kendisine bakılmasını yasakladı. Caligula’yı süzen, bakan birisi hemen oracıkta öldürülüyordu.

Roma İmparatorluğu 4 yıl süren dehşet günlerini hiç unutmadı, tarihin hafızası Caligula’yı kayda almayı ihmal etmedi.

Ama doğal frekansında olmasa bile rezonans hep devam etti.

Rezonans “genliğin sonsuza gitmesi” anlamında Caligula’nın ardıllarını üretmekten hiç vazgeçmedi.

Salınımlar esnasında meydana gelen yer değiştirme eylemine etki edebilecek diğer faktörlerinde oluşması Rezonansın etkisini zaman zaman artırdı.

İşte o anlarda tarih, toplumlar ve dünya Neron’la, Timur’la,  Enver’le, Hitlerle, Mussolini  ile, Somoza ile, Batista ile, Pinochet ile, Pol Pot ile, Ariel Şaron’la, Evren ile, Bush ile......  tanıştı, acı çekti, hesaplaştı.

Bu anlamı ile iktidar olma, yetkin olma, hükümet etme iradesini ellerine geçirenlerde her zaman “Caligulaşma”  hücreleri var, bu hücrelerin gelişmesi, çoğalması bedeni ve kafayı esir alma ihtimali her zaman var.

Her insanda kanser hücresinin genetik olarak vücudunda var olması gibi ya da kişinin hayatı boyunca bedeninde 6 ila 10 kez kanser hücrelerinin oluşma ihtimalinin olduğu gibi…

Bedenin bağışıklık sisteminin güçlü olması halinde bu kanser hücrelerinin gelişme, çoğalma ihtimalinin hemen hemen olmaması gibi.

Çağdaş Caligulalar tarihin her kesitinde varlar.

Ülkemizde de bunlardan pek çok var, yaşayanı, bu dünyadan göçeni var.  Toplum kendilerini çok iyi tanıyor, hatta sonunun ne olacağını bilmeden destekliyor bile.

Konusu geçtiğinde etkin, yetkin kimliklerde ki başkalaşımı, Caligulaşmayı izliyor, görüyor ve içimizden bazılarının acı çekmesini gözlemliyoruz.

Belki hepimiz acı çekiyoruz için için.

Bu bağlamda esas olan “bağışıklık sistemi”,  ülkenin Caligulaşanlara dersini verecek bağışıklık sisteminin güçlü olması.

Bu da birlik, mücadele ve dayanışmadan geçmiyor mu?