Popçu Yonca Evcimik’in twitter’daki ünlü rock yıldızı Amy Winehouse’un ölümü dolayısıyla “Su testisi su yolunda kırılır” sözü

Popçu Yonca Evcimik’in twitter’daki ünlü rock yıldızı Amy Winehouse’un ölümü dolayısıyla “Su testisi su yolunda kırılır” sözü yine ortalıkta dolanmaya başladı. Daha önce Defne Foster’in trajik ölümü dolayısıyla büyük Türk düşünürü Hıncal Uluç’ta aynı sözü söylemiş ve büyük tepki çekmişti. Biz de bu yazı dolayısıyla bir taraftan Amy dolayısıyla 27 efsanesini ama daha çok da testi cümlesinin bağlamını kurcalayalım dedik. Çünkü Yonca Evcimik’in kelamından önce, uyuşturucuyu saykodelizm ve 68’e bağlayan estetik yorumlar doldurdu sayfaları medyadaki eski rockerların ağlamalarıyla.
 
YAŞ 27 EFSANESİ
27 yaş Jimmy Hendrix, Kurt Cobain, Jim Morrison ve Janis Joplin gibi ünlü rock sanatçılarının uyuşturucudan ölümlerine gönderme yapıyor. Genelde ölümü estetize eden “genç öl cesedin yakışıklı olsun” türünde, loser, başkaldıran retoriğiyle beraber terennüm ediliyor bu genç ölümler. Uyuşturucu ve sisteme başkaldırı arasında bir bağ kuruluyor hamasi bir söylemle… Oysa uyuşturucunun bizzat kendisi kapitalist sistemin, hatta devlet politikalarının gayri-resmi ticari kalemlerinden biri olduğu halde. Böyle bakıldığında ise uyuşturucu temelli bu genç ölümler, sisteme başkaldırma potansiyeli olan birini daha başkaldıramadan yutmuş oluyor. Oysa sekülerleşmiş bir ruhanilik olarak saykodelik vurgu rüyalar, diyonizyak eylem (cinsel devrim) “algının kapıları”, sürrealizm, üst gerçeklik kavramlarıyla kötü niyetli olmasa da bir “ot” severlik şakşakçılığına kapı açmakta gecikmiyor. Algının Kapıları’nın açılmasına fırsat vermeden kapanıyor tabutların kapakları. İnternet forumlarında ve medyanın bazı kalemlerinde yukarıdaki söyleme uç veren çakma, cool “loser”  yorumlara fazlasıyla rastlamak mümkün. Yani 27 efsanesi çok kolay “elde var sıfır” sonucuna teşne görünüyor. Üstelik şunu fazlasıyla biliyoruz ki, başta müzik olmak üzere kültür endüstrisi ve show bussines” dünyası dışarıdan göründüğü kadarıyla parıltılı değil. Turne ve para baskısı, sponsorların talepleri, menajerlik despotluğu, ünün getirdiği sosyolojik yalıtılma yıldızları gökte kaymaya hazır durumlara çok kolay getiriveriyor. Ama maalesef kayan yıldızlar içimizde dilek tutma isteği uyandırmıyor. Kalan sadece ince bir hüzün ve acı oluyor. Son vaka Amy vakasında olduğu gibi… Sadece içli, paslı ve buğulu sesi kalıyor geride.
 
YOLUN YOLCUSU DEMEMEK İÇİN
Testi meselesine gelince, altan alta seksist, pis bir ahlakçılık ve dışlayıcılık kokuyor. Hem Defne, hem de Amy vakası üzerinden söylenen bu söz, kadınlığı vurguluyor  gizlice. Yani ölen bir erkek olsaydı su yolunda kırılma olmayacaktı. Aslında Türkçe argoda kullanılan “o yolun yolcusu” tınısı taşıyor bu yargı. Daha düşündürücüsü olan ise, bu sözü terennüm edenin, kendini dışarıda tutan ahlaklı duruşu oluyor bize dayatılan. Üstelik bunu söyleyen, ahlak abidesi, mahallenin namusu için canını veren bıçkın delikanlı pozunda insanlar değil, bizzat show bussines içinde yer alan yıldızlar oluyor. Tam bir ikiyüzlülük duruşu anlayacağınız. Bakın biz ne kadar temiziz dayatması aslında bu. Ya da bir trajedi Hıncal’ın yaptığı gibi “babacan” bir kendini temize çekme kurnazlığı. Yeri geldiğinde “evinde otur” diyebilen bir höt-zötçülükle de malul bu babacan uyarılar. Evcimik erkek olmasa da attığı twitt ile aynı ataerkil, namusçu sularda kulaç atmaya çalışmış sanki… Oysa biliyoruz ki show bussines dünyası birbiri içine geçmiş koskocaman bir şebeke oluşturuyor; dışında olmak o kadar kolay değil. Bunu anlamak için medya sosyolojisi okumak da gerekmiyor. Aslında su testisi vecizesine Türkçe’de başka bir "eğri" sözle de karşılık verilebilir. Nereniz doğru ki?