Umarım Hülya Hanım başlıktaki hitap yüzünden beni bağışlar. Yıllardır görüşmesek de tanışıklığımız eskiye gider. "Yirmi yıl kadar eskiye gider" diyeceğim ama....

Umarım Hülya Hanım başlıktaki hitap yüzünden beni bağışlar. Yıllardır görüşmesek de tanışıklığımız eskiye gider. "Yirmi yıl kadar eskiye gider" diyeceğim ama, bu da rahatsızlığa yol açabilir. Malum, hanımlar yaş konusunda titiz oluyor.

Hoş, onun titizlenmesine hiç gerek yok. 0 bu yaşta da baş döndürücü. Öyle baş döndürücü ki, en ciddi tarih kurumlarının en profesör unvanlı başkanları, onun döndürdüğü başlarıyla tarihin derinliklerine dalıp "kimlik", "köken" arıyorlar.

Daldıkları yerden şöyle bir nefes almak için çıkınca da, artık derinliklerin verdiği sarhoşlukla mı, Hülya Hanım'ın yol açtığı baş dönmesiyle mi bilinmez, dipte bulduklarını huşu içinde açıklıyorlar: "Hülya Avşar, Avşar Türk-lerindendir. Avşarlar'dan Kürt çıkmaz, onlar da Türkmendirler". Hani, Hülya Hanım "Benim annem Kürt'tür" demişti ya, belli ki, TTK Başkanı Prof. Halaçoğlu bunu kabul edememiş, yememiş içmemiş, araştırmış ve Avşar kızının Kürt olamayacağını bulmuş.

Bu buluştan sonra, Hülya sevinçten Halaçoğlu'nun boynuna sarıldı mı, bilmem. Ama benim tanıdığım Hülya duygularını çekinmeden dışa vuran biriydi, habere sevindiyse boynuna da sarılmıştır Halaçoğlu'nun.

Öyle ya, bazı Kürt kökenli milletvekillerinin özel kalemleri Halacoğlu'nu ziyaret edip, kütük araştırması yapılmasını istiyorlarmış. Kürt değil de Türkmen boylarından olduklarını görünce, sevinip boynuna sarılıyorlarmış! Halaçoğlu her şeyi belgelere dayandıran bir profesör ya, sevinçten boynuna sarılanlara da dere-kap "kimlik belgeleri"ni veriyormuş.

20 yıl kadar önceydi, şimdi en çok satan kitapların yazarı Soner Yalçın'la aynı büroda çalışıyorduk. Soner'in gazetecilik tutkusu ilk günden belliydi. Bir gün, "Şefim" dedi, "Hülya Avşar Ankara'ya gelmiş. Gidip bir röportaj yapsak." Gençlerin şevkini kırmamak gerek, "bizim dergiye gitmez" falan demeden, düştüm önüne. Bir otelin bilmem kaçıncı katındaki odasında saat akşam 5'e gelirken bornozuyla karşıladı bizi Hülya. Biz zaten röportaja gitmeden etkisi altındaydık onun: Soner bu karşılaşma için aldığı yeni şetland kazağı ters giymişti heyecandan. O da röportaj sırasında etkilendi bizden. Daha doğrusu benden; Soner şahittir. "Bana şimdiye kadar sorulmuş en güzel soruyu sordunuz" dedi. Dergide fotoğrafımız çıkınca, üst kattaki komşu kadın bizim eve koşup, "Kocanı hangi cesaretle böyle görüşmelere gönderiyorsun" demişti Helga'ya.

Bunları yazmam, Halacoğlu'na bir haksızlık yapılmasına engel olmak için! Hani, Kayse-ri'deki "Dadaloğlu Şenlikleri" kapsamındaki "Türk Tarihi ve Kültüründe Avşarlar" konulu sempozyumda, "Araştırmalarımızda Kürt diye bildiğimiz insanların yapısal olarak Türkmen asıllı olduğunu, Kürt Alevi diye bilinen vatandaşların ise 'Ermeni kökenli' olduğunu gördük" deyip, "TIKKO ve PKK örgütlerinin içinde yer alan insanların çoğunun Ermeni dönmesi Kürtlerden oluştuğunu" ileri sürmüştü ya başkan... Kişisel bilimsel araştırmasına ve belgelere dayandırdığı bu sözler yüzünden başına gelmeyen kalmadı.

Kendisine "ırkçı ve bölücü" diyeni mi ararsınız, hakkında "Meclis araştırması" açılmasını isteyeni mi, derhal istifaya çağıranı mı... Kürt, Alevi, Türk herkes yükleniyor şimdi Halacoğlu'na. O da, ne yapsın, "Türkiye'de Kürt yoktur demedim. 1500'lü yıllardaki Osmanlı tapu tahrirlerine göre Türkiye'de kendine Kürdüm diyenlerin yüzde 30'u Türkmen asıllıdır. Herkes kendi kimliğini öğrenmelidir" diye savunmaya çalışıyor kendisini.

Bakarsınız, kimileri ciddiye alıp, "yapısal olarak Türkmen asıllı olmak" ne demek? İnsanın yapısallığı da ne ola ki? Yapıdan kastettiğin ırk mı? gibi sorular da sorarlar. Kimileri, mesela Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kazım Genç, "Ferman padişahınsa, dağlar bizimdir" diyen bir "asi ozan" adına düzenlenen şenlikte en son konbuşması gereken kişinin "resmi ideolog" Halaçoğlu olduğunu ileri sürer.

Oysa bir ihtimal daha var: Hülya Avşar'la başı dönen TTK Başkanı bu "bilimsel sonuçlara" o sarhoşluk içinde ulaşmakta, herşeyi "Hülya Kürt olamaz" demek için yapmaktadır...

Ah Hülya, ahhh!