Herkesin sorduğu soru bu. Kulağı delik gazetecilerin yazdıklarından çok bildikleri olduğu varsayımı ile meslektaşlar bile birbirlerini

Herkesin sorduğu soru bu. Kulağı delik gazetecilerin yazdıklarından çok bildikleri olduğu varsayımı ile meslektaşlar bile birbirlerini arayıp soruyorlar; ‘Sen bilirsin, neler oluyor?’ Gazetecilerin çoğunlukla bildiklerinden fazlasını yazdığını düşündüğümden, o trafiğe takıldığım yok pek. ‘İyi haber alan’ meslektaşların yazdıklarını bilgi kırıntıları arayarak okurken, sinekten yağ çıkarmak için nasıl çırpındıklarını hissediyorum.
‘Yorumcular’ın pozisyonları çoktan belli zaten. Bir kesim, ne olursa olsun, demokratikleşme konusunda büyük adımlar atılmakta olduğu, cinin şişeden çıktığı ve artık geri sokulamayacağı, askeri vesayet rejiminin belinin kırılmakta olduğu analizlerini sürdürüyor. Diğer kesim ise, laik rejimin garantörlerinin hırpalandığı, tarikat-cemaat yapılarının ülkeyi büsbütün ele geçirmek için atağa geçtiğini anlatmakta.
Her iki tarafın pozisyonunu destekleyecek bol miktarda malzeme var ortada. Analizlerinizi dayandıracağınız bilgi ve belge derseniz, onlar ise ancak bazılarımıza servis edildiği kadar.
Bu yüzden, kendi yazdıklarım dahil, köşeler epey sıkıcı olmaya başladı son zamanlarda.
Ben de, yaşananın bir iktidar çatışması olduğunu, çatışmanın taraflarından birinin ‘demokratikleşme’ diye bir derdi olmadığını, bu çatışmadan demokratikleşme ve sivilleşme çıkacağı düşüncesinin boş hayal olduğunu yazıp duruyorum.
Dün, büroya gelen televizyon tamircisine sordum, neler olduğunu: “İyi oluyor abi” dedi. “Adam ters yola giriyor, durdurulunca cebinden kimlik çıkarıp polisim diyor. Bunun olmaması lazım. Memlekette kimsenin ayrıcalıklı olmaması lazım. Bence iyi oluyor, herkes bilecek ki yanlış yapan kim olursa olsun artık dokunulabilecek.”
Daha sonra konuştuğum taksici ise ateş püskürüyor. Sadece AKP’ye değil, şöyle gök gürültüsü gibi gürlemediği için orduya da. “Bu kadar olmaz be abi” diyor. “Adamların ele geçirmedikleri bir tek ordu kalmıştı, şimdi ona diz çöktürmeye çalışıyorlar. Almışlar arkalarına ABD’yi, bizi İslamcı bir model ülke yapacaklar Ortadoğu’ya.”
Sokaktaki insanın hali neyse en entelektüelimizinki de o. Aynen böyle bölünmüş durumdayız.
Bir iki gündür olanlara bakınca, memlekette olamaz denilenin olduğunu, ilk kez eski kuvvet komutanları dahil bu kadar üst düzey askerin polis marifetiyle alınıp tutuklandığını söyleyebiliyoruz ancak. Geçmiş darbeleri, faili meçhulleri, ortalığa saçılan silahları anımsayınca, dokunulmaz sanılanlara dokunulmasını hayırlı bir gelişme saymak gerek. Keşke, eski defterlerin tümü karıştırılıp topyekûn bir hesaplaşma yaşanabilse memlekette.
Ancak, ‘şimdi fişleme sırası bizde’, ‘tüüü’, ‘ananı da al git’ diyen ve de TEKEL işçilerine yapılanlar gibi icraatları olan bir yapı eliyle sivilleşeceğimizi sanmak da safdillik. Gitgide etkinlik alanını genişleten tarikat-cemaat yapılarının ordu ile bir derdi olduğunu, sivilleşme için yanıp tutuştuklarını sanmak da naiflik. Onların istediği göstere göstere Cuma’ya giden bir Genelkurmay Başkanı, hepsi o kadar. Yoksa, darbe konusundaki samimi fikirlerini 12 Eylül’de söylediler.
Ortam son derece gergin. Bu gerginlikten ne emekçiler yararlanabilir, ne de şu kör topal demokrasisi memleketin.
“Sakin olalım, hukuka bırakalım…” En akıllılarımız böyle söylüyor şimdi. Lakin hukuk da bölünmüş vaziyette.
Yine de, gece yarısına kadar ışıkları yanan Genelkurmay’da orgeneral ve oramirallerin vardıkları sonucun farklı olduğunu sanmıyorum. Galiba, şimdiye kadar yaptıkları her hamlenin AKP yelkenine rüzgâr taşıdığını görüp önümüzdeki seçime kadar ‘hukuka saygılı ve sakin’ kalmayı yeğleyecekler.
Gerilim daha çok AKP’nin işine yarayacak. Hep ‘mağduriyet’ten nemalanmış iktidar partisi, inişe geçtiği bir dönemde yine aynı karta sarılıp oy toplamayı hedefleyecek. Televizyon tamircim dokunulmazlara dokunabileni alkışlayacak!
Benim gibilere gelince, bir yandan düşüncelerimizin toplumsal bir güç olması için çalışırken öte yandan da söylediklerimizi söylemeye devam etmekten, tarihe ‘doğru bir not’ düşmekten başka seçeneğimiz yok galiba.