Geçtiğimiz hafta sonu Edremit Körfezi'nin kuzey sahilinde zeytinci köylülerle birlikteydik. Zeytin hasadı yapılan alanda köylülerle sohbet ediyoruz. Ayvacık'ın Bektaş köyünden İbrahim Çakmak, kendi hayatı üzerinden...

Geçtiğimiz hafta sonu Edremit Körfezi'nin kuzey sahilinde zeytinci köylülerle birlikteydik. Zeytin hasadı yapılan alanda köylülerle sohbet ediyoruz.

Ayvacık'ın Bektaş köyünden İbrahim Çakmak, kendi hayatı üzerinden köylerdeki 'gelişmeyi' anlatıyor:

- Zeytinlikleri sattık, böyle amele olduk!

- Niye sattınız?

Çakmak satış gerekçelerini 'ötekiler' üzerinden açıklıyor.

- Sizin gibi artistler geldiler aldılar!

Büyük kentlerden gelip hafta sonu konutları yapmak için cazip tekliflerle köylülerin akıllarını çelmişler!

Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması konusundaki görüşü sorulduğunda son derece pragmatist bakış açısı içinde yanıtlıyor:

- Olsun!

- Niçin?

- Bizi Avrupa'ya sokacak!

Bir gazeteci büyüğümüz taşı gediğine koyuyor:

- Sen de gidip İspanya'da, Fransa'da zeytin döveceksin öyle mi?

- Neden olmasın!

İbrahim Çakmak, son seçimlerde oyunu DYP'ye vermiş.

Peki şimdi seçim olsa?

Grupta bulunan gazeteciler "AK Parti" yanıtını beklerken, Çakmak bir çalım daha atıyor:

- Cem Uzan'a!

- Ne? Uzan mı?

- Tabii Uzan, ne olacak ki?

Sohbet biraz daha derinleşince Cem Uzan'a karşı beslediği güven duygusunun nereden kaynaklandığını da söylüyor:

- Amerika'dan alacak (!), bize verecek! Oysa Uzan için sonun başlangıcı 'Motorola

olayı' ile yola çıkmıştı.

Tersten okuma yeteneği gelişmiş olan köylülerimiz, seçimlerde desteklenecek lider profilini böylesi bir olaydan çıkartıyorlardı.

Daha sonra dolaştığımız birkaç köyde daha benzeri tahlilleri duyan İstanbullu gazetecilerin kafalarından şapkaları uçtu!..