Spor; bir ülkenin o alanda uyguladığı politikaları doğrultusunda gelişebilir.

Spor; bir ülkenin o alanda uyguladığı politikaları doğrultusunda gelişebilir. Geçmişten günümüze Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin programlarına  yazdıkları spor konusu bir paragrafı bile bulmamaktadır.  Dolayısıyla parti bildirgelerinde de daha fazla yer kaplamamaktadır. Hal böyle olunca da “havanda su dövmekten" ileri gidilememiştir.
Siyasal erki ellerinde bulunduranlar, spor konusunu sürekli reklam amaçlı kullanmışlar, hiçbir zaman sporun gerçek işlevini anlayabilmek zahmetine bile katlanamamışlardır. Yoksa, yaklaşık 70 milyonluk, üstelik genç bir nüfusa sahip olan bu ülkedeki sporcu sayısı bu denli küçük rakamlardan oluşur muydu?
Yukarıdaki saptamamın tersi olsaydı, bugün spor salonu olmayan hiçbir ilk ve orta öğretim okulu  olmazdı.  Spor,  eğitim kurumlarının  kökeninde doğar, gelişir ve bütün ülkeyi kapsardı. Çünkü, sporun malzemesi insandır. Hem de özellikle genç insan....
Adalet Ve Kalkınma Partisi iktidarı neredeyse 10 yıldır ülkeyi yönetmektedir. Bu süre içinde “şunu yaptık, bunu yaptık“ diye ortalıkta dolanmaktadır. Şimdi ben soruyorum: Bu süre içinde kaç okula spor salonu yapılmıştır? Veya yeni yapılan okulların kaç tanesi “spor salonlu “ olarak hizmete sunulmuştur?
Eminim ki, bu sorularımın yanıtları gözardı edilebilecek kadar küçük sayılardır. Oysa, son on yılın içinde, ekonomik anlamda  spor teşkilatına oldukça yüklü paralar girmektedir. Özellikle Spor Toto teşkilatı “iddaa“ oyunundan epeyce yüksek gelirler elde etmektedir. İnşaat işinde de TOKİ yine yüksekçe gelirler elde etmektedir.
Fakat, görülmektedir ki, bu kurumlar harcamaları genellikle göz boyayıcı alanlara yapmaktadırlar. Profesyonel futbol kulüplerine yapılan  stadyumlar, ne getirip ne götüreceği belli olmayan otomobil yarışları alanı, belki bir daha ne zaman kullanılacağı belli olmayan kış merkezi, sporculara verilen yüksek primler bunlara örnek olarak verilebilir. Buralara harcanan onlarca milyon liralarla okullara spor salonu yapılmış olsaydı, bir süre sonra Türkiye deki yarışmacı sporcu sayısı artarken, sağlıklı bir genç nesil de yetiştirilmiş olacaktı. Sağlıklı genç nesil demekte sağlıklı bir toplum anlamına gelmektedir.
Hem ruhsal hem de fiziksel açıdan üst düzey bireylerden oluşan ülkelerdeki sağlık harcamaları da mutlaka alt seviyelere düşecektir. Bu da; insanların ilaç, hekim ve hastane giderleriyle olur olmaz uğraşmadan, ülke ekonomisine yapılabilecek en büyük katkıdır.
Önümüzde seçim var. Bakalım partiler verdikleri sözler  arasına sporu ne kadar kullanacaklar? Sonra da bu bildirimlerini  ne kadar yerine getirecekler veya uygulamaya koyacaklardır?

Bekleyip de  görelim...