Geçen hafta boyunca gazetelerin spor sayfalarında yazıldı çizildi. Ola

Geçen hafta boyunca gazetelerin spor sayfalarında yazıldı çizildi. Olayı hızla hatırlayalım...
29 Şubat 2004'te Beşiktaş, İstanbulspor'la yaptığı maçı 2-1 kaybetmişti. O hafta liderliği de Fenerbahçe'ye bıraktı. Bundan tam 12 gün sonra İstanbulspor'un kasasına 600 milyar TL girdi. Paranın geldiği yer Fenerbahçe kulübü...
Söz konusu para, Beşiktaş maçına çıkan ilk onbire, kişi başına 6'şar milyar, yedek oyunculara 4'er milyar olarak dağıtılmış. Kulübün genel sekreteri Sinan Dinler de kendisine 6 milyarlık prim yazmış.
Bir tek kişi prim almamış. İstanbulspor'un teknik direktörü Aykut Kocaman. Sanki dağıtılan para 'haram'mış gibi...
Hadise, İstanbulspor'un defterleri TMSF'nin denetimine girince ortaya çıktı.
Bu, resmi kayıtları tutulmamış, belgelenmemiş 600 milyar TL neyin bedeli?
Aziz Yıldırım basın toplantısı düzenledi ve duruma 'açıklık' getirdi: "600 milyar, Petkov'un bonservis bedeliydi."
Oysa daha önce Fenerbahçenin hukuk işleri müdürü Avukat Metin Özer, Petkov için İstanbulspor'a herhangi bir bonservis bedeli ödenmediğini açıklamıştı.
Aziz Yıldırım, basın açıklamasında 'ara yolu' buldu: "Biz parayı İstanbulspor'a ödemedik; bonservisini alması için Petkov'a verdik, o da gidip kulübe vermiş..."
Siz daha önce böyle bir şey duydunuz mu?
Bir kulüpten futbolcu alacaksınız, bonservis bedelini de "git kulübüne kendin öde" diye satın aldığınız futbolcuya vereceksiniz. O bonservis bedeli de resmi kayıtlara girmeyecek.

Ama asıl soru şu: Bütün bunlar yazılıyor da ne oluyor? Bunca tartışma, 'fair' üzerine atılan nutuklar, düzenlenen toplantılar... Bir adım ileri gidebiliyor muyuz?
Bir de yazılamayanları düşünün... Sadece kapalı kapılar ardında konuşulup, orada kalanları... Geçenlerde Kazım Kanat yazdı: "Şansal Büyüka'nın odasında Sayın Yıldırım'ın bana söylediğini yazsam olay olur."
"Ama yazamam" diyor Kanat. Haklı. Geçen sezonun ortasında "Aslında Beşiktaş şampiyon olur ama, futbolu yöneten güçler buna izin vermez" diyen spordan sorumlu bir bakanın olduğu ülkede Kazım Kanat ne yapsın?
İşte 2004 sezonu! Sizce Süper Lig, şike de dahil her türlü ahlaksızlığa sahne oldu mu, olmadı mı? Peki, bununla ilgili ceza alan var mı? Hayır.
Sorun da burada zaten. Yapılanlar yapanların yanına kar kalıyor. Öyle de olmaya devam edecek. Yavuz hırsızlar hep evsahiplerini bastıracak. Katil yine uşak çıkacak.
Benim ne devlete, ne onun futbolla ilgili kurumlarına, ligde dönmüş olan dolapların üzerine gideceklerine dair zerre kadar güvenim yok.
Bir çoklarına tuhaf gelecek ama, sadece taraftardan yana umutluyum. Ne pahasına olursa olsun kazanılmış başarıyı alkışlamaktan vazgeçip, önce kendi kapısının önünü süpürmeye girişmezse bu rezillik daha yıllarca sürer gider.
Ha, bir de şu 600 milyar olayı...
Sadece şu kadarını biliyorum: Petkov bir daha Kapıkule'den içeri adımını atmayacak.