Penny Dreadful dizisinde Oscar Wilde’dan Dorian Gray’i, Mary Shelly’nin Victor Frankestein’ı ve Bram Stoker’ın Abraham Van Helsing gibi karakterleri de görmek mümkün. Dizi bu yönüyle kısa bir 19. yüzyıl İngiltere ve İrlanda edebiyat tarihi belgeseli özelliği de taşıyor

Kan tutan izlemesin: Penny Dreadful

FATİH ŞALO caykahve@gmail.com

Showtime’ın The Knick ile beraber geçen sezon en çok konuşulan yapımlarından birisi de Penny Dreadful oldu. Önümüzdeki mayısta ikinci sezonu ile tekrar ekranlara dönecek olan dizinin kökleri aslında edebiyattan televizyona yapılan geçişlerle aynı yere dayanıyor. Penny Dreadful özellikle 1800’lü yıllarda Britanya’da yaygın olarak satılan ucuz korku dolu ve karanlık bir kurmaca biçimi. Showtime’da yayınlanan dizi Penny Dreadful da işte bu ucuz korku hikâyelerinden yola çıkılarak hazırlanmış 1800’lü yılların İrlanda ve Britanya kurmacalarını ekrana taşıyor.

Showtime’ın Penny Dreadful dizisinde edebiyat tarihiyle ilgilenenler için çok sayıda tanıdık örnek ve karakteri bulmak da mümkün. Bu tanıdık karakterler arasında Oscar Wilde’dan Dorian Gray’i, Mary Shelly’nin Victor Frankenstein’ı ve Bram Stoker’ın Abraham Van Helsing’i de yer almakta. Bu bakımdan Penny Dreadful’un bir yönüyle kısa bir 19. yüzyıl İngiltere ve İrlanda edebiyat tarihi belgeseli özelliği taşıdığını söylemek dahi mümkün. Yani dizi sadece televizyonda korku ve gerilim işleri görmek isteyenleri için değil edebiyat meraklıları için de güzel bir seyirlik imkanı sunuyor.

Penny Dreadful tam da ilham aldığı ve kendisine mekân seçtiği 19. yüzyıl İngilteresi’nin fabrika dumanları, gökten hemen her gün zatürree yağdıran havaları gibi kasvetli ve karanlık bir atmosferde geçiyor. Penny Dreadful’un bu karanlık ve insana kasvet veren atmosferi sadece bir korku ve gerilim unsuru olarak değil seyirci üzerinde ciddi bir karamsarlık yaratması bakımından da dikkat çekiyor. Dizinin etkisi sadece olayı akışından veya karakterlerinin hal ve tavırlarından değil bir yandan da bu kasvetli atmosfer sayesinde izleyicinin üzerinde dizi bittikten sonra dahi uzunca bir süre kalıyor.

Meteoroloji biliminden gelen açıklamaların önümüzdeki haftalarda soğuk ve yağmurlu havalara işaret ettiği düşünülecek olursa Penny Dreadful hazır ikinci sezonuna az bir süre kalmışken bu sıralarda muhakkak izlenmesi gereken bir dizi olarak öne çıkıyor.
Dizinin yapımcı ve oyuncu kadrosunda da gayet yetkin isimler bulunmakta. James Bond serisinin 23. filmi olan Skyfall’un senaristi olan John Logan’ın yapımcı ve yazar görevini üstlendiği Penny Dreadful’da Örümcek Adam müzikalinde Peter Parker rolünü üstlenen Reeve Carney, Dorian Gray karakterini ve yine James Bond serisinden The Living Daylights ve Licence to Kill filmlerinde James Bond’u canlandıran Timothy Dalton da Sir Mulcam Murray karakterini oynuyor. Ancak dizide oyunculuğu ile gerçek takdiri toplaması gereken isim hiç tartışmasız 300: Rise of an Empire ve Tim Burton’ın Dark Shadows’unda Angelique Bouchard ile tüm dikkatleri üzerinde toplayan Eva Green. Eva Green, dizide Vanessa Ives isimli nevi şahsına münhasır son derece karizmatik bir karakteri canlandırıyor. Eva Green bu dizideki rolüyle IGN Awards tarafından Televizyonda En Başarılı Kadın Oyuncu ödülünü de kazandı.
Penny Dreadful karanlık ve kanla doldurulmuş bölümleri televizyonda çok uzun bir süredir eksik olan başarılı korku yapımlarını yeniden seyirciyle buluşturdu. İkinci sezon öncesinde sekiz bölümlük ilk sezonunu izleyerek mayısa hazırlıklı girmek en mantıklısı.

***

Better Call Saul çizgi roman oldu

Breaking Bad’in ön bölümü olarak yine AMC tarafından yayınlanacak Better Call Saul’un prömiyerine sayılı saatler kala (ki siz bu satırları okurken dizi yayınlanmış olacak) AMC, Better Call Saul’ün temasına uygun bir dijital çizgi roman çıkarttı. AMC’nin internet adresinden indirilebilen bu çizgi romanda Breaking Bad takipçileri için enfes dakikalar sunan Saul Goodman ve Mike Ehrmantraut karakterlerinin arasındaki ikili maceralar yer almakta.
Breaking Bad’de Badger’ın yakalanması ile başlayan sürece bir de Mike ve Saul açısından baktığımız bu çizgi roman Better Call Saul öncesinde kesinlikle göz gezdirilmesi gereken bir iş olmuş. En azından Breaking Bad dünyasını çizgi romanda görüyor olmak dahi başlı başına bir keyif. Better Call Saul’ün dizi olarak nasıl bir performans sergileyeceğini görmek içinse biraz daha beklemek en mantıklısı gibi görünüyor.