Hafta sonu G-20 ekonomi bakanlar zirvesi Sussex, İngiltere’de gerçekleştirildi. Nisan ayında Londra’da yapılacak olan liderler...

Hafta sonu G-20 ekonomi bakanlar zirvesi Sussex, İngiltere’de gerçekleştirildi. Nisan ayında Londra’da yapılacak olan liderler zirvesi öncesi G-20 zirvesinin yerel seçim gündeminden sıyrılıp gazetelere düşmesinin sebebi, Financial Times’ın ele geçirdiği bir belgede Türkiye’nin Rusya, Arjantin ve Meksika gibi ülkelerle birlikte B sınıfı ülke olarak adlandırılması idi.
Haber doğru mu bilinmez ancak her ne olursa olsun, 1999 aralığında ilk toplantısını Berlin’de gerçekleştiren G-20 grubu iktisadi anlamda meşhur G-7’e göre çok daha önemsediğimiz bir oluşum. Çünkü zengin kuzeyin temsilcileri dışındaki çevre ülkeler de bu oluşumda yer alıyorlar. Arjantin, Avustralya, Brezilya, Hindistan, Çin, Endonezya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore ve Türkiye. G-20 üyesi ülkeler toplamda dünya nüfusunun üçte ikisini ve gayrisafi hasılanın yüzde 90’ını oluşturuyorlar.
G-20 toplantılarında ekonomi bakanları ve merkez bankası başkanları yılda bir kez biraraya geliyor. Bu toplantılarda ekonomik  büyüme, finansal sistemin kararlılığı, uluslararası standartların oluşturulması, maliye politikalarının şeffaflaştırılması, terörizmin finansal kaynaklarına karşı önlemler gibi konular ele alınırken, IMF ve Dünya Bankası yöneticileri de belirli tematik toplantılara katılıyor. 2008 kasım ayında Washington’da G-20 ülke liderleri olağanüstü bir toplantı yaparak küresel finansal krize karşı bir eylem planı çıkartmışlardı hatırlanacağı üzere. Washington zirvesindeki eylem planı 5 başlıktan oluşuyordu;
•Şeffaflık ve hesap verebilirliği güçlendirmek,
•Regülasyonları güçlendirmek,
•Finans piyasalarında bütünlüğü tesis etmek,
•Uluslararası işbirliğini arttırmak,
•Uluslararası finansal kurumların reformunu sağlamak
Bu doğrultuda zirvede oluşturulan “Regülasyon ve Şeffaflık”, “Uluslararası İşbirliği ve Finans Piyasalarında Bütünlük”, “IMF’in Yenilenmesi”, “Dünya Bankası ve Diğer Gelişme Bankaları” isimli 4 çalışma grubunun amacı nisan 2009’daki liderler zirvesinin ajandasını hazırlamaktı.
Zirvenin sonuç bildirgesinde 8 önemli karar alındı. Bu kararlar;
•Talebi ve istihdamı arttırmak için gerekli tüm önlemleri almaya devam etmek, açık ticaretin önündeki her türlü engel ve korumacılıkla mücadeye devam etmek,
•Finansal sistemi likidite desteği, sermaye yapılandırması, varlıkların kurtarılması gibi genel bir çerçeve içinde güçlendirmek,
•Büyüme ve istihdam için mali genişlemeyi sağlamak ve IMF’in gerekli hamleleri yapmasını sağlamak,
•Birçok ülkede gerçekleştirilen faiz indirimlerinin yanı sıra genişleyici maliye politikaları ve genel geçer olmayan para politikalarının da kullanılmasını sağlamak,
•Uluslararası sermaye akımlarının kaçışı karşısında gelişmekte olan ülkeleri desteklemek,
•Küresel finans sistemini Washington eylem planı çerçevesinde desteklemek ve Finansal Kararlılık Forumu’nu tüm G-20 üyelerine genişletmek,
•Kredi değerlendirme kuruluşlarının Uluslararası Teminatlar Komisyonu kurallarına gore denetlenmesini sağlamak, muhasebe standartlarında gelişim ve türev piyasalarda esneklik sağlamak,
•Uluslararası finans kurumlarının etkinliğini ve geçerliliğini korumak için yönetişimlerini güçlendirmek,
 Lehmann Brothers’ın battığı eylül ayından beri telaffuz edilen en kapsamlı plan belki de Sussex zirvesinin sonuç bildirgesi. Gözler bundan sonra nisanda başlayacak olan Londra liderler zirvesinde ve bu planın yeterliliğini ilk sınayacağımız yer dünyayı yönetenlerin plan hakkındaki düşünceleri olacak. G-20toplantılarının yeni bir dünyanın kuruluşunun habercisi mi, Thames nehrinde akıntıya çekilen küreklerin sesi mi olduğunu önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz.