Kulüplerin neden Alman çalıştırıcı  ile çalışmak istedikleri açıktır… Başkanla uyumlu

Kulüplerin neden Alman çalıştırıcı  ile çalışmak istedikleri açıktır…
Başkanla uyumlu çalışırlar… Dışarıya kolay kolay demeç vermezler… Paralarını aldıkları sürece sorun çıkarmazlar…
Tabii ki bu özellikler Türkiye’deki kulüp başkanları için bulunmaz nimettir.
Daum ise bunlara sahip olmak ile beraber bizim koşullarımızda artıları olan bir çalıştırıcıdır.
En önemli özelliği ise kısa dönemde patlayıcı başarılar sağlayarak camiayı gaza getirmesidir.
Fakat uzun vadede de bir o kadar kulübe zarar verir, önemli değil o da ‘görev zararı’…
Demeçlerindeki kamuoyuna verdiği mesajlar bazen “benden istediler” gibi olmakla beraber akıllıca topu yönetime veya başkana atarak kendini sıyırmayı  biliyor.
Bu da bizim ona katkımız!
Bu sene Daum gelir gelmez Alex’in Fenerbahçesi ile anlaşarak işe koyuldu.
Çünkü Dede ile Alex anlaşamayıp; Dede kendine göre bir Fenerbahçe yaratmaya çalışıyordu...
Bu Fenerbahçe’de Alex’in işi zordu; o yüzden Dede gidip Daum gelmişti.
Brezilya kökenli futbolcuların Dede tepkisi maalesef skora ve oyuna yansıyınca her Türkiye takımı gibi Fenerbahçe de faturayı Dede’ye keserek işi Duam’a havale etti.
Şimdi görün ki Daum da Dede gibi faturayı almak üzere…
Şimdi kim suçlu?
Kim suçsuz ve kim haklı gibi birtakım saplantılar içinde sıkışıp kalıyoruz.
En önemlisi Aziz Yıldırım bu sürecin neresinde durmaktadır.
Her şeyi en baştan itibaren gözden geçirmeyi düşündüğüne göre sürecin asıl sorumlusu başkanlık makamı görünmektedir.
Diğer bir sorun ise Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yönetim kültürü içerisinde hiçbir zaman oluşamayan yetki dağılımına rağmen Spor Direktörü’nün atanmasıdır.
Tek yetkili olan başkanlık makamının asla kabul edemeyeceği bu oluşumun yine de başkanlık makamınca kurulması işin içinde farklılıkların aranmasına neden olmaktadır!
Sanki biraz başkanlık makamının yıpranmasını korumak için açılmış bir sipere benzemektedir.
Toplum olarak kâğıt üzerindeki farklılıkları kullanmayı severiz de sıkıntı sadece içeriğinin özentiden ibaret olmasıdır.
Çünkü bu oluşumlar bize ait değil…
Farklı kültürlerin oluşumudur.
Bir başka sorun da Fenerbahçe’deki Brezilyalıların Avrupa futbol kültüründen uzak olmalarıdır.
Latin anlayışının Türkiye üzerindeki etkisi zaman içerisindeki dilimlerde belki kısıtlı başarı getirebilir; fakat Avrupa arenasında başarı beklentisinin oluşumunda yetersiz kaldığı yaşanılarak öğrenilmiş bir doğru olarak karşımızdadır.
Fenerbahçe’nin gözden geçirmesi gereken doğruları ile başarı beklentisindeki yanlışlıklarının kıyası ancak zihniyet farklılığı ile giderilebilineceğini tüm camianın görmesi gerekmektedir.
Her sene sadece şampiyonluk hesabı yapılan esnaf anlayışının terk edilmesi kaçınılmazdır.
Artık Fenerbahçe’nin yeni Daum sendromlarını yaşamasına zamanı yoktur.
Futbolda doğru tektir.
Kişilere bağlı olmakla beraber doğru isimlere ihtiyaç vardır.
Ve doğru zamanda!..