DPT'nin hazırlatmış olduğu Bilgi Toplumu Strateji Belgesi'ndeki bilgiye dayalı ek

DPT'nin hazırlatmış olduğu Bilgi Toplumu Strateji Belgesi'ndeki bilgiye dayalı ekonomi ve toplum yaklaşımıyla (Lizbon Stratejisi) onun alt programlarından biri olan "bilgi toplumu" (information society) kavramının karıştırılıp, Türkiye için oluşturulan stratejide birincinin ikinciye indirgendiğini yazmıştık. Avrupa Birliği tanımında birinci kavram bütün bir üretim tabanıyla ilgiliyken ikincisi etkileşimli ağların yoğun kullanımı ve ilgili ürünlerin üretimi ve küresel pazara sunulmasına odaklanıyor. Ayrıca, DPT belgesinde vurgunun telekomünikasyon ve ağ uygulaması hizmetleri olarak algılandığını küresel rekabetten pay alma konusunun sadece söylemselmeşrulaştırma olarak yer aldığını ileri sürmüştük. Bunun sınamasını gene DPT'nin Peppers and Rogers Grubu'na yaptırdığı Eylem Planı'yla yapalım.

•••

Eylem Planı'nda 114 eylem önerilmiş durumda. Bu eylemlerden sadece 15 tanesi "Küresel Rekabetçi Bilgi Teknolojileri Sektörü" başlığı altında yer alıyor. Bu eylemlerden bazıları, aslında küresel rekabet için yetkinlik sağlamayı doğrudan hedefleyen eylemler değil. Örneğin "nitelikli insan gücü yetiştirme", "öğretim üyesi yetiştirme", "ara eleman yetiştirme", "eğitimde eşgüdüm ve uyum" başlıklı (s.45) eylemler, rekabetçi yetenekler sağlanmasıyla doğrudan ilgili değil. Bütün bir süreç için gerekli olan eylemler olarak değerlendirilmeli.

Eylemler arasında yer alan "sektör hukuksal tanımları*', "BİT sektör birliğinin oluşturulması", "sektör iş yetkinliklerinin geliştirilmesi" gibi eylemler de doğrudan bu amaca odaklanmış eylemler sayılamazlar. "Girişimcilik eğitimleri" ve "kamu dış kaynak hizmet alımları" eylemleri sadece iç pazarın büyümesine yönelik eylemler olup, bunun otomatik olarak dışsatımı geliştirmeyeceği göz önüne alınırsa bu da rekabetçilikle doğrudan ilgili sayılamaz. Sonuç olarak Eylem Planı'nda yer alan 114 eylemden sadece 6 tanesi rekabetçi BİT sektörü oluşmasına bir ölçüde katkıda bulunabilir. Bunlar arasında BİT firmalarına ön finansman sağlanması; teknoparklarla ilgili yeni düzenlemeler, Bilişim Vadisi kurulması, yazılım sertifikasyon sisteminin getirilmesi, dışa açılımın desteklenmesine yönelik eylemler küresel rekabetçi BİT sektörü oluşturulmasıyla ilişkilendirilebilir.

•••

DPT Bilgi Toplumu Belgesi'nin Eylem Planı'-na göre (s.54) önümüzdeki yıllarda 114 eylem için yaklaşık 3 milyar YTL para harcanacakmış. Bu kaynakların yaklaşık 470 milyon YTL'si benim bir bölümünü doğrudan ilgili görmediğim 15 küresel rekabetçi BİT sektörü eylemleri için harcanacağına göre, toplam kaynak içinde bu hedefin payı yüzde 16 olarak ortaya çıkıyor. Sonuç olarak gerek eylemlerin niteliği, gerekse sayısı ve bu eylemler için ayrılan pay, küresel rekabetçi BİT sektörü yaratma hedefinin temel olarak meşrulaştırmaya yönelik dilsel bir söylem stratejisi olduğunu ortaya koyuyor.

Uzun vadede küresel rekabetçi BİT sektörü (geniş anlamda elektronik, donanım katılarak) yaratabilmek için en önemli araç nedir? Soruyu gelecekte çıkacak yeni ve yüksek teknoloji içeren ürünlerde yerel yeteneğin sağlanması olarak yanıtlamak mümkündür. Örneğin, önümüzdeki 10 yılda üç boyutlu televizyonlar ortaya çıkacaksa, sizin bu üretimi yapan firmalarınızın olması gerekir. Benzeri hizmet ve yazılım alanları da saymak mümkün. Böyle bir yapıyı sağlamak için Dış Ticaret Müsteşarlığının dışsatım özendirmeleri yetersizdir. Çünkü özendirilecek ürün gamında yeteneğiniz yoktur. Örneğin bugün yassı ekran televizyonlarda bir üretim payınızın olmadığı gibi. O zaman konu bilimsel ve teknolojik araştırma ve geliştirme konusuna gelir dayanır. Tam da Avrupa Birliği'nin "Bilgiye dayalı ekonomi ve toplumu" (Lizbon Hedefleri) böyle bir tanım içerir. Oysa bizim Bilgi Toplumu Belgesi sadece ağ hizmetleri ve telekomünikasyon hizmetlerinin yoğun kullanımına odaklanıyor. Yani Lizbon Hedefleri'nin bir bölümünü oluşturan "enformasyon toplumuna". DPT Belgesi'nin bilimsel araştırmalara yönelik yanına önümüzdeki hafta değinelim.