"Ermeni Kültürü ve Modernleşme" onun Türkçede ikinci kitabı. "Ermeni Devrimci Hareketinde Milliyetçilik ve Sosyalizm" adlı ilk kitabını 1992'de Mete Tuncay çevirmişti

Baba tarafından Sivas Zaralı, ana tarafın-dan Muşlu yazar Anahıde Ter Mınassı-an, 1929'da Paris'te dünyaya gözlerini açmış. Sorbonne mezunu, tarih-coğrafya uzmanı. "Ermeni Kültürü ve Modernleşme" onun Türkçede ikinci kitabı. "Ermeni Devrimci Hareketinde Milliyetçilik ve Sosyalizm" adlı ilk kitabını 1992'de Mete Tuncay çevirmişti.

RÖNESANSIN KATKILARI
Sosi Dolanoğlu'nun çevirdiği "Ermeni Kültürü ve Modernleşme" altı makaleden oluşan bir kitap(*). İlk makale Türkçe kaynaklarda hakkında pek az bilgi olan İzmir Ermenileri hakkında. İkinci makale; Osmanlı döneminde Ermeni yetimhanelerindeki çocuk oyunlarını anlatıyor. Vaktiyle, Diyarbakır'ın Gavur Mahalle-si'nden alınıp, halen Şişli'de faaliyette bulunan Karagözyan Yetimhanesi'ne teslim edilen Mıgırdiç Margosyan, yeni çıkan "Tespih Taneleri" adlı son kitabında bakalım bu oyunlarda kaç tanesini anlatacak?

Üçüncü makale Ermenice süreli yayınlarından "Gavoş" hakkında. 1908-1920 yılları arasında çıkan derginin mizah çizimleri konu ediliyor. Dördüncü makalede Dadyanlar var. 18. yüzyıldan 19. yüzyıla (III. Selim'den II. Abdül-hamid'e kadar) bir asır hükümran olan Dadyanlar, bir serap gibi parlayıp sönen Ermeni Rönesansı'na büyük katkıları olmuş bir aile. Aile demek doğru değil, bir hanedan aslında onlar. Dadyanlar hakkında Arşen Yarman'ın, "Osmanlı Sağlık Hizmetlerinde Ermeniler" adlı kitabında da birçok bilgi, belge ve resim var. Beşinci makale, Osmanlı Ermenileri arasındaki güç mücadelesini konu ediyor. Fakat bunu Ermeni dilinin geçirdiği evreler üzerinden inceliyor. 1863 Ermeni Milli Anayasası, Batılı misyonerler karşında Ermenilerin defansı, Tanzimat sürecinin dile yansımaları bu bölümün ara başlıklarından sadece birkaçı.

Altıncı ve son bölümde Fransa'nın desteklediği Katolik misyoner faaliyetleri anlatılıyor. Bilhassa 17., 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı, İran ve Mezopotamya topraklarında yoğunlaşan bu faaliyetlerden günümüze kalan belgeler, böyle daha kim bilir kaç kitaba kaynaklık edecek.

Minassian'ın kitabından benim aklımda en çok "İzmir Ermenileri" kaldı. Neden derseniz, izahı biraz uzun: Medyanın popüler tarih yazarları, köşelerini dolduracak bir şeyler bulamadıklarında hemen alelacele bir "İzmir'i kimler yaktı" haberi patlatırlar. Daha geçenlerde bir gazete sürmanşetten İzmir yangınını konu ediyordu. Bu "kömür karası-kan kırmızısı" olay daha çok konuşulacağa benzer. Acaba İzmir'i kimler yaktı? Ne amaçla yaktı? Eksik ya da deforme edilmiş bilgi-belge kırıntılarıyla kotarılmış dergi-gazete makalelerinde suçlu, devirden devire değişiklik gösterir.

İZMİR YANGINININ FAİLİ
Önceleri "güzel İzmir'imizi" işgalci Yunan askerlerinin mağlubiyet acısıyla ve intikam ateşiyle yaktıklarından yüzde yüz emindik. Sonra galiba 1980'li yılların başında "Neronist" Sakallı Nurettin Paşa'nın adı dolaşmaya başladı ortalıkta. İzmir'in kurtuluşu sırasında kente ilk giren komutanlardan. Hani şu kente girer girmez önce Metropolit Hrisostomos'u linç ettiren komutan. Daha sonra İzmit'te muhalif gazeteci Ali Kemal'i de linç ettiren komutan. 1990'la gelindiğinde İzmir yangının faili bir kez daha değişmişti. Bir levanten sigorta şirketinin itfaiye raporları belge gösterilerek suç Ermeni tebaanın üstüne atıldı. Buna göre Ermeniler oturdukları mahalleyi ateşe vermişti. Oturdukları mahalle, bugün İzmir'in en kıymetli alanı.

Bence hafiye tarihçiler, bu yangının kimler tarafından ve ne maksatla çıkarıldığını bu kafayla hiçbir zaman bulamayacaklar. İzmir'i kimler yaktı sorusunu hakikaten "hayatının sorunsalı" yapmış, bunu çözmezse huzura eremeyeceğine inananlara tatmin edici bir yanıtım olacak. Daha doğrusu onlara buradan İzmir yangınını çıkaranları bulmaları, bu tarihi muammanın kilidini açmaları için altın bir anahtar sunuyorum, (bunu Birgün gazetesinin bir promosyon faaliyeti olarak da algılayabilirsiniz): İzmir'i yakanları bulmak için bugün yangın arazisi üzerindeki mal-mülk dağılımını izleyin. Hanların, apartmanların ilk sahiplerine bakın. Karşınıza yangına ilk kibriti çakanların moruklamış torunları çıkacak.

Nasıl bizim meşhur İzmir yangınımız varsa, Yunanistan'ın da şaibelerle yüklü meşhur bir Selanik yangını var. Unutturmak için az uğraşmadılar. Selanik Yahudilerinin önemli bir kısmı Birinci Dünya Savaşı sonrası İstanbul ve İzmir'e göçmüştü. Fakat kimi Yahudiler Selanik'te kalmakta direndi. Yunanistan bunları tasfiye amacıyla 1917'de Selanik'te Yahudi mahallesini yaktı. Allah rahmet eylesin, bugün naaşının İdilleri (vasiyeti üzerine) Paris lağımlarında yüzen Elias Petropoulos, bunu yazmanın (benzer başka münafıklıkları da var) bedelini ömür boyu sürgünde yaşayarak ödedi.

*Ermeni Kültürü ve Modernleşme

Anahide Ter Minassian

Türkçesi: Sosi Dolanoğlu

Resimli, 190 sayfa.

2006 Araş Yayıncılık

*******************************

Tabibler Odası Başkanı'nın dikkatine:

Sayın Başkanım,
Sizin bir ara F Tipi cezaevlerinde tecrit uygulamasıyla "ikinci" defa cezalandırılan mahkûmlar üzerinde tıbbi inceleme yapmak için bir müracaatınız olmuştu. Sonra ne oldu? Ne cevap aldınız? Lütfen vardığınız sonucu kamuoyuna açıklar mısınız?