Ligin ilk yarısı sona erdi. Zirvede iki İstanbul dışı takım oturmaktadır. Trabzonspor ve Bursaspor

Ligin ilk yarısı sona erdi. Zirvede iki İstanbul dışı takım oturmaktadır. Trabzonspor ve Bursaspor.

Bu iki kulübümüzde bütçe, şampiyonluk  ve taraftar sayısı göz önüne alındığında Beşiktaş, Fenerbahçe ve  Galatasaray’ ın epey gerisinde yer alırlar. Bu dezavantaj bile  iki  takımımızın da  birinci ve ikinci sıraya yerleşmesine engel olamamıştır. Aslında bu sonucun ortaya çıkacağı birkaç sezondur kendini belli etmeye başlamıştı. Önceleri Kayseri ve Sivasspor, ligin lokomotifi olarak kabul edilebilecek üç İstanbul Kulübüne epeyce korkulu anlar yaşatmıştı. Geçen yıl ise; Bursaspor bu korkuyu  kabusa çevirerek ligi şampiyonlukla tamamlamıştı. Bu yıla baktığımızda  puan cetvelinin tepesinde, hem de çokça  bir farkla Trabzonspor lider durumdadır,  Bursaspor da ikinci,

Kısacası bu görüntü; önümüzdeki yıllarda şampiyonluk panosunda daha bir çok değişik takım isimleriyle karşılaşacağımızın habercisidir.   

Trabzonspor  yıllar önce üst sıralara  alışık olmasına karşın,  uzunca bir süredir kendine ligin alt basamaklarında da yer bulabilmekteydi.  Bu yılsa epeyce bir değişim geçirerek şampiyonluğun en büyük adayı durumundadır. Oysa yaklaşık iki yıl önce  aynı kadro, yönetim, stadyum. şehir, taraftar ve forma renkleriyle orta sıralarda tutunmaya çalışıyordu.

Ne oldu da bu yıl bordo-mavililer toparlanıp  Birinci Profesyonel lige damgasını vurdu?

Bizce bunun tek bir yanıtı vardır. Şenol Güneş. Tabi ki Sayın Güneş’i takımın başına getirip, ona epeyce yetki veren ve işine fazlaca karışmayan yönetim ekibinin de bu işteki katkısı unutulmamalıdır.

Şu anda Şenol Güneş, Türkiye koşulları için ideal bir teknik direktör modeli sergilemektedir. Futbol için bilgi dağarcığı, duruşu  ve pedagojik donanımıyla bu işin nasıl yapılacağını futbol kamu oyuna göstermektedir.

Geçmişte bu ülke dünya üçüncülüğüne ulaştığında takımın başında  Şenol Güneş bulunuyordu. Fakat, o dönemde futbolu çok bildiklerini sanan bazı, sözüm ona duayenler her ne hikmetse Sayın Güneş’ e etmediklerini bırakmayarak görevden uzaklaştırılmasına neden olmuşlardı.  Bu nedenle de Türkiye futbolu uzun bir süre Şenol Güneş’ siz kalarak zaman yitirmiştir.

Ne yazık ki bu ülkede yine  Şenol Güneş gibi ülke sporuna  ve gençlerine hizmet edebilecek kişiler, orta çağ karanlığında kalmış bazı kafalar tarafından yok edilmeye çalışılmaktadır. Bunda da başarılı olmaktadırlar. Böylece kendi borularını daha rahat öttürebilmekte, çıkarlarını gözetmektedirler.

Bu karanlık zihniyet bu ülkeden nasıl temizlenir pek bilemiyorum ama, en azından değerlerimize sahip çıkmakta yarar  vardır sanırım.

Yazarın notu: Sayın Şenol Güneş ile hiçbir akrabalığım ve tanışıklığım yoktur. Bu yazı tamamen gözlemler ve ortadaki sonuçlar  üzerine yazılmıştır.

Yazarın ikinci notu: Geçen haftaki yazımla ilgili olarak bir internet sitesi beni “ arakçı “ olarak ilan etmişti. Oysa ben yazıyı alıntı yaparak hazırladığımı metnin içinde belirtmiştim. Bu durum sayın okurların bilgilerine sunulur.