Ağla ey dil, ağla durma halime", çok sevildiğini bir şarkının sözleridir. Buradaki "dil" ne ağzımızdaki dil anlamınadır...

Ağla ey dil, ağla durma halime", çok sevildiğini bir şarkının sözleridir. Buradaki "dil" ne ağzımızdaki dil anlamınadır, ne de "lisan" anlamındaki dildir. Bu kelime burada Farsça "gönül" veya "kalp" anlamına gelen şekli ile kullanılmıştır.

Ama ben uzun bir süredir, ne zaman bu şarkıyı dinlesem, gözlerim "Türk dili" için yaşarıyor.

Dilbilimciler, önümüzdeki yüzyıl içinde pek çok dilin ortadan kalkacağını, bunların arasında Türkçe'nin de olduğunu açıklamışlar. Hüzünlere gark oldum.

Bir bilim insanı gezegenimizin geleceği ile ilgili bir konferans veriyormuş. "Dünyamız bir milyar yıl sonra yok olacak" demiş. Bir süre sonra bir dinleyici yerinden fırlayıp, "Sayın konuşmacı kaç yıl demiştiniz?" diye sormuş. Bilim insanı "bir milyar yıl sonra" deyince, adam alnındaki terleri silerek, "oh, çok şükür; ben bir milyon yıl anlamıştım" demiş.

Şimdi "ıoo yıl sonra Türkçe ortadan kalkarsa sana ne, görecek misin?" diyenlere verecek cevabım yok. Ama bu dili çok seviyorum ve daha çook yaşamasını istiyorum.

Bende bir de okuma hastalığı var. Her şeyi okumalıyım. Gözüme ilişen bütün yazılı şeyler, yol levhaları, tabelalar, yere düşmüş gazeteler, otobüste önümdeki koltukta oturan yolcunun okuduğu kitabın başlığı, bana ters yönde bile olsa bütün yazılar mutlaka okunmalı. Bu nedenle alfabesini bilmediğim ülkelere gittiğimde içimi sıkıntılar basar. Yunanistan'da ve Rusya'da Grek ve Kiril alfabelerini, birkaç Latin harfi ile yazılı eşdeşi ile karşılaştırarak oldukça çabuk sökebildim ve rahatladım. Ama Uzak Doğu'da, Japonya'da, Hong-Kong'da ve Arap ülkelerinde resmen ıstırap çektim.

Eşi menendi bulunmaz Kültür Bakanımız Atila Koç, "Türkçe alfabe 32 harfli olmalı" demiş. Herkesin aklına "w, q, x harflerini eklemek istiyor" düşüncesi gelmiş ama bakanımız bozulmuş. "Hayır efendim, Arapça bazı sesleri bizim alfabemizle gösteremiyoruz; mesela "hı" sesi demiş. İlave edilmesini istedikleri o Arapça sesleri karşılayacak harflermiş.

Sokağa çıktığımda, gözlerim görmesin diye başımı önüme eğdiğim, İngilizce, Fransızca, uydurukça dükkân tabelalarından sonra, bu Arap hayranı politikacılar sayesinde dilimize eklenecek "hı"ların, "rı"ların sevgili dilimi ne hale getireceğini düşününce-bir tek harf değişikliği ile- hep o şarkı aklıma geliyor: "Ağla ey dil, ağla durma haline!"