Bush'un iki kızı... Biri vezir etti babasını, diğeri rezil. Jessica Lynch, 19 yaşında. Sarı uzun saçlı olanı... Savaşın başında, Iraklılar tarafından...

Bush'un iki kızı... Biri vezir etti babasını, diğeri rezil. Jessica Lynch, 19 yaşında. Sarı uzun saçlı olanı... Savaşın başında, Iraklılar tarafından tutuklandı. Amerikalı askerler, Reality Show'lara parmak ısırtacak biçimde kurtardı Jessica'yı. Time'a kapak oldu. Hollywood peşine düştü. Yaşam öyküsü, ailesi tarafından, Jessica daha hastaneden çıkmadan satıldı. Gerçek bir yurtsever... Baba Bush bir Jessica diyor, ağzından bir Jessica daha çıkıyor... Bush'un başı yukarda: Saddam'ın devrilmesi an meselesi, Irak'a demokrasi geliyor...
Bush'un ikinci kızı... Esmer, siyah saçlı, gösterişsiz olanı. Adı Lynndie England. 21 yaşında. ''İşkence fotoğraflarının sırıtan canavarı''... Bağdat'ta, Cezaevi'nde, anadan doğma erkek tutukluların arasında gülerek dolaşan, cinsel organlarına elindeki hayali silahı doğrultarak poz veren kısa saçlı, tişörtlü kız... Iraklı mahkumu 'tasmasından' tutarak verdiği poz, daha 'iyi' bir kare denk düşmezse, bu savaşın fotoğrafı olacak. Rezil etti babasını. Kocca Bush demokrasi çıtasını enikonu indirdi fotoğraflardan sonra: ''Irak genelinde yaşamın, herşeye rağmen, Saddam dönemine oranla daha iyi olduğunu biliyoruz.''

Kader yolları ayırıyor

Jessica ve Lynndie... Tesadüfe bakın, her ikisi de, Amerika'da işsizlik oranının en yüksek olduğu eyaletin, Batı Virginia'nın, küçük bir kasabasından... Amerika'da gelir düzeyi düşük gençler arasında üniversiteye devam edebilmek için orduya yazılıp burs alan genç sayısı hiç az değildir. Ve burs alan öğrenciler, çağırıldıkları zaman göreve gitmek zorundadır. İşte bu iki kızdan, birini kahraman ötekini canavar yapan yol böyle çiziliyor.

Lynndie, yani bizim kötü bildiğimiz, anlatılanlara göre, Jessica'dan daha iyi huylu. En yakın arkadaşı, Lynn'in, bırakın insanı, köpeğe bile tasma takamayacak kadar yufka yürekli olduğunu söylüyor. Lisede hep okul birincisi Lynn. Üniversiteye devam etmek isterten, Irak'a celpi çıkıyor. Çok ağlıyor, gitmek istemiyor. Ama gitmek zorunda... Babası ona Jessica'yı hatırlatıyor.
Ağlaya ağlaya gittiği bir savaşın 'iyi' kahramanı olamıyor Lynn England. Irak'ta kaldığı sürede tam 11 kilo kaybediyor. Sürekli uyuyor, midesi bulanıyor. Orada bir Amerikalı askerden hamile kalıyor. Ve sonunda o korkunç fotoğraflar... Annesi kızını arayıp soruyor: ''Lynn, neden yaptın bunu?'' Kızın yanıtı kısa: ''Yanlış zamanda , yanlış yerdeyim''.

Lynndie England'ın fotoğrafı, kasabanın girişinde Irak'a giden askerlerin yeraldığı panodan kaldırılıyor. Jessica, savaşta ailesine bir servet kazandırırken, Lynn'in yoksul annesiyle babası yaşadıkları kasabayı sessizce terkediyor. Hakkında 4 resmi suçlama olan Lynn ise Amerika'da Fort Bragg üssünde.

Savaşın malzemeleri

Bu arada Washington Post gazetesi başta olmak üzere Amerikan medyası 'ürkünç' işkence görüntülerini çarşaf çarşaf yayınlayarak 'tarafsız gazetecilik' örnekleri sergilerken, bir yandan da sansür mekanizması tıkır tıkır işliyor. Michael Moore'un, Bush Ailesinin Ladin ve Suuidi 'lerle ilişkisini anlatan filmi Fahrenheit 911, ''taraf tuttuğu'' gerekçesiyle dağıtılmıyor. Moore, ''Filmim taraf tutuyorsa, bu, savaş makinasına malzeme olan yoksul ve emekçi insanların tarafıdır'' diyor.

Günün Sözü: Herkes kahraman olamaz. Kimilerinin de onları alkışlaması gerekir. Will ROGERS