İran’ın 300 Spartalı filmine tepkisi bir kez daha sıradan ve ikiyüzlüydü. Mahmud Ahmedinejad da dâhil olmak üzere, İslam Cumhuriyeti yetkililerinin...

İran’ın 300 Spartalı filmine tepkisi bir kez daha sıradan ve ikiyüzlüydü. Mahmud Ahmedinejad da dâhil olmak üzere, İslam Cumhuriyeti yetkililerinin hemen hemen hepsi komplo teorilerine sarılarak “Amerikalıların”, İran’ın nükleer programına olan karşıtlıklarında0n dolayı kendilerine psikolojik bir savaş açtığını iddia ettiler. Aynı zamanda, durumu istismar da ederek kendilerinin “mirasına ve kimliğine saldırılan İran’ın ulusal gururunun savunucuları” olduğunu öne sürdüler.
Tabi bunu söyleyenler, son 30 yıldır temsilcisi oldukları İslam Cumhuriyeti’nin, İran’da İslami olmayan her türlü kültür parçasını (ister milliyetçi, ister sosyalist olsun) yeryüzünden silmekteki kararlılığını unutmuş gibiydi.
Filme tepki gösteren İranlı Amerikalıların çoğunu ise bilgisayar gençliği oluşturuyordu. Bu İranlı gençlerin yaşadıkları ülkede yapılıp gösterime giren 300 Spartalı filmine verdikleri tepki sert ve travmatikti. Hiç vakit kaybetmeden Google sayfalarını işgal eden protesto mesajları yayınlamaya başladılar: “Perslerin en muhteşem ve uygar imparatorluk olduğu tarihsel olarak belgelenmiştir.” İranlı-Amerikalıların bu deklarasyonu, Perslerin yayıldığı geniş coğrafi bölgeleri anlatarak devam ediyordu.

Amerika’da yaşayan genç İranlıların bu travmatik tepkisi kesinlikle anlaşılabilirdi. Aileleri devrim öncesinde İran’daki yuvalarını terk etmeden hemen önce, ya da ABD’ye vardıktan sonra doğmuş bu gençlere kendilerini İranlı, ama öncelikle “Pers” olarak tanımlamaları öğütlenmişti. Kimse tam olarak bu “Pers Diyarı” nedir, bilmiyordu. Bir sürü Amerikalı da, İran’ın nerede olduğunun farkındaydı ama kelimeye karşı alerjik reaksiyonlar gösteriyordu.
1979 İslam Devrimi ve Rehine Krizi (1979-1980) sonrasında, birçok İranlı cemaat kendisini “Pers”, konuştukları dili ise “Farsi” olarak nitelendirmeye başladı. Kimlik ve dile verilen isimlerdeki bu değişim, ABD’de yaşayan ve travmatize olmuş İranlıların ilk tepkisiydi. Neredeyse 30 yıl boyunca, ABD’de yaşayan bu genç İranlılar, ailelerin “Pers” kimliğiyle boyanmış imgelerine hapsoldular.
Pers diyarı ve Persler artık “cool” idi, “İran” ve “İranlı” ise çirkin, barbar ve paslanmış. İslam Cumhuriyeti idi İranlı olan… Ve çarşaflı kadınlar, sakallı erkekler, rehin alma olayları, uçak kaçırmalar… “Pers Diyarı” ise bambaşka bir hikâyeydi. Burada tüylü ve havalı kediler, bolca havyar ve kilim vardı.

Bu gençler, yurtlarının paslı gerçekliği yerine; aileleri tarafından, kendilerini egzotikleştirmeye ve kimliklerini Amerikan Oryantalizminin egzotik açısında konumlandırmaya zorlanmıştı. Bu genç nesil, ABD’de liseye ve üniversiteye gitti; böylece bu duygu ve hayal yüklü evren Amerikan kültürünün çoğunluğu tarafından da içselleştirildi. Biraz “Farsi”, azıcık safran hayalini beraberinde sürükleyen bu gençler, kararında bir Amerikan aksanıyla konuştukları İngilizceleriyle de artık Amerikan kültürünü evleri gibi benimsemişti.

Bu hikâyenin 30. yılında, ait hissettikleri Amerikan pop kültürünün içine birdenbire kendilerini ve “Pers atalarını” canavarlar, ehlileştirilmemiş hayvanlar ve şeytani yaratıklar olarak gösteren bir film düştü. ABD’li genç İranlıların kim olduklarına ve nerede olduklarına dair hayallerini barındıran toprak ayaklarının altından kayıverdi.
Bu gençlerin 300 Spartalı filmine tepki koymak için kaleme aldıkları (ve Perslerin ne kadar uygar, ne kadar geniş toprak sahibi olduklarını anlatan) deklarasyon ise; genç İranlıların, ev sahibi ülkeleri Amerika’nın emperyalist maceraperestliği konusunda kesiştikleri anlamına geliyor. ABD’li İranlıların 300 Spartalı’ya koydukları tepkide eksik olan şey, Achamanid İmparatorluğu’nun; yani başka insanlara ve topraklara karşı sürekli yayılmacılığın, askeri genişlemeciliğin, sömürgeci iktidarın standartlarını belirleyen ilk imparatorluğun ta kendisinin bir eleştirisiydi. Çünkü, 300 Spartalı’yı çekenlerin, filmde ergenlik buhranları kokan fantezilerini işlemiş olmaları Achamenid’lerin de sudan çıkmış ak kaşık olduğu anlamına gelmez. Tüm imparatorluklar şiddet saçmış, insanları mağdur etmiştir.

Achamanid İmparatorluğu’nu savunmaktan helak olan İranlılar, daha dikkatli bakıp filmde şeytanileştirilmiş “Perslerin” gerçek anlamını görmekten de mahrum kaldılar. Filmdeki “Perslerin” sadece günümüzün “Pers Diasporası” anlamına geldiğini düşünmek de kolaya kaçmak olacaktır. Onlar sadece İranlılar değil. Daha dikkatli bakın. Onlar aynı zamanda Araplar, Hintliler, Türkler, Afganlar, Güney ve Doğu Asyalılar, Latinolar. Onlar aynı zamanda geyler, lezbiyenler, travesti ve transseksüeller. 300 Spartalı’nın “Persler” dediği, aslında Beyaz Hıristiyan Amerika’sının tüm karanlık kâbuslarının bir toplamı. Çeviren: Zeynep Oğuz