Son dönemde önemli tartışma konulardan birisi neoliberalizmin organik krizi ve bir çeşit post neoliberalizme dönüşme yönelimleridir.

Son dönemde önemli tartışma konulardan birisi neoliberalizmin organik krizi ve bir çeşit post neoliberalizme dönüşme yönelimleridir. Aslında şimdiden dikkat çekilmesi gereken dönüşüm, krizi atlatmanın egemen stratejisi olarak gündeme gelen ve „Green New Deal“ diye de adlandırılan yeşil kapitalizm çabaları. Sosyalist transformasyon olanaklarını belirleyebilmek için kapıitalist transformasyon senaryolarını ve tandanslarını bilmek zorunlu.
Örgütleyici ideoloji olarak neoliberalizmin egemenliğinde gerçekleştirilen enformasyon teknolojilerine dayalı üretimin rezervleri büyük ölçüde tükenmek üzere. Ne yeni bir birikim sürecinin itici sektörü ne de yeni bir toplumsal konsensüs söz konusudur. Fordizm sonrası olduğu gibi kurumları kesinlikle daha devam edecektir, ancak pozisyonları Gramsci’nin deyimiyle önderlik edici değil sadece hakimiyete dayalıdır. Bugünkü kapitalizmde egemen bloklar her ne kadar iktidar pozisyonlarını ellerinde tutsalar da, pasif bir konsensüsü ya da tüketimciliği aşan kültürel bir hegemonyaya sahip olduklarından söz edliemez. Bu çelişkilerin derinleşmesini beraberinde getirmektedir. Çeşitli taraflar, burjuva kapitalist egemenliğin nasıl devam ettirileceğine dair soruya yanıt aramaktadırlar. Örneğin daha kriz yönetimi sırasında bir çeşit yeni devlet müdahaleciliği gündeme gelmekte, muhafazakâr-liberal güçler devletin finans kaynaklarını özel sermayeye aktarma ve eski düzeni sağlamlaştırma çabaları içindeyken, reformcu inisyatifler bugünkü durumu finans kapitali kısmen denetleyerek aşmaya yönelik öneriler yapmaktadırlar.
Bir kriz dönemini atlatırken büyümede motor işlevi gören dönemsel üretim sektörleri mevcut. Bu fosil kapitalizmde bir dönem araba sektörü olurken son dönemlerde enformasyon teknolojileri olmuştur. Kriz dönemleri sonrası kapitalist hegemonyanın oluşturulmasında bu motor sektörler önemli bir işlev yerine getirmektedir.
Şu anda global düzeyde içinde bulunulan kriz dönemini belli bir dönem için de olsa aşmanın ve bunun için gerekli olan hegemonyayı sağlamanın temel kapitalist projesi, bir yeşil kapitalizm dönemini örgütlemek olarak gündeme gelmektedir. Bir çeşit Green New Deal gerekli kaynakları, birikim dinamiklerini ve konsensüs potansiyellerini mobilize edebilir. Kapitalizmin ancak sosyal-ekolojik olabilecek olan radikal transformasyonunun önüne geçecek, insanlığı herkesi etkileyen ‘çevre krizi’ vb gibi motiflerle, çevre teknolojileriyle ‘yeni iş alanları’ yaratılabileceği fikriyle onaya zorlayacak, ancak kar güdüsünün denetiminde bir ‘yeşil’ yapılanma. Hegemonya, doğa kriziyle pratik ilgilenme ve dolayısıyla ‘hepimize yarama’ fikrini yayarak sağlanacak.
İnsanın doğallaşması ve doğanın insanileşmesi olarak belirlemişti Marx komünizmi. Yeşil kapitalizm insanlığı bu hedefe daha da yaklaştırmaktan çok uzak. Tersine: Propagandası yapılan ekoloji ve kapitalist ekonominin uyumu tezinin pratik kurbanlarının sayısı şimdiden hızla artmakta. Almanya’da Yeşiller, ekonomi politikalarına ‘yeşil pazar ekonomisi’ adını verseler de kapitalizmle doğayı ve kendisi de doğa olan insanı uyuşturmak hiç mi hiç mümkün değil.