Aman Tanrım! Ne çok parti varmış. Yaz yaz bitmiyor. Eğer-bu seçime özgü-önemli sayıda parti seçimlerden, şu veya bu nedenle çekilmeseydi...

Aman Tanrım! Ne çok parti varmış. Yaz yaz bitmiyor. Eğer-bu seçime özgü-önemli sayıda parti seçimlerden, şu veya bu nedenle çekilmeseydi, demek ki benim bu yazılar, çocukluğumun "pehlivan tefrikalarına" dönecekti.

Neyse devam ediyorum. DEMOKRAT PARTİ: Lideri Mehmet Ağar.

Mehmet Ağar bir ay önce adı "Doğru Yol Partisi" olan partinin Genel Başkanı idi. ANAP ile birleşme gündeme gelince "Demokrat Parti" adı altında birleşelim dediler. Mehmet Bey'in miting konuşmalarından anlıyorum ki kendisi, "Demokrat Partiyi" herkesin hatırladığını zannediyor. Seçmenlerinin neredeyse yarısı 18-38 yaş aralığında olan Türkiye'de bırakın Demokrat Parti'yi, onun ardılı, Süleyman Demirel'in anlı-şanlı Adalet Partisini kaç kişi hatırlıyor dersiniz. Ama Mehmet Bey'i anlıyorum. Ne de olsa babası, Celal Bayar'ın koruma amiri iken doğan Mehmet Bey'in göbeğini Çankaya Köşkü'ne gömmüş. O hatırlıyor DP'yi, herkes de hatırlıyor sanıyor.

ANAP'la birleşme olsaydı, o hava ile baraj rahat geçilirdi ama şimdi biraz zor gözüküyor. Keşke Mehmet Bey, bu seçimlerin modasına uyup, Elazığ'dan bağımsız aday olsaydı gene. Meclis'e girmesi kesindi.

Ne yapalım, geçmiş olsun!

GENÇ PARTİ: Lideri, genel başkanı falan değil, "sahibi" Cem Uzan. Sarışın, yeşil gözlü bir "Balkanlı". Gazete reklamlarında bir başka "Balkanlı", "Atatürk" gibi poz veriyor.

Türk halkının kendisini "iyi" edenlerden vazgeçemeyen mazoşist yönünü güzel değerlendiriyor. Küçük birikimlerini bankalarına yatıran orta halli insanların paralarını "cukkalamaktan" kırmızı bültenle aranan Cem Uzan'ı, neredeyse ünlü İngiliz halk kahramanı Robin Hood gibi gören halkımız, kendisine 2002 seçimlerinde yüzde 7 oy vermişti. Şimdi gene aynı halkımız, "ezilenler iktidar olacak" sloganına kaptırırsa kendini Genç Parti barajı geçer, Cem Uzan dokunulmazlığa kavuşur.

Ne diyelim, ünlü sözdür, "deveye diken yaraşırmış".

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ: Kendisi Gazi Üniversitesi'nde genç bir öğretim üyesi iken, ödünç verdiği otomobilinde bir bagaj dolusu silah yakalatan ülkücü karde-

şini, bu seçimlerde liste başı aday yapan Doç. Dr. Devlet Bahçeli, MHP'yi bu seçimlerin Meclis'e kesin girecek üçüncü partisi yaptı. Devlet Bey'in, her gördüğüne "benim tuzum var" diye saldırmayan, soğukkanlı, sakin tavrı her geçen gün partisinin lehine çalışıyor. Aynı tabana oynayan, CHP, İP, GP ve hatta DP ile karşılaştırıldığında Türk milliyetçiliğini, nasyonalizmi ve dahi faşizmi en iyi ben temsil ederim diyen bir duruşu var. Bu duruşundan zerrece taviz vermediği için tabanını kaptırma ihtimali "yok" gibi.

Baraj altında kaldığı dönemde uyguladığı, "sütre gerisinde sessizce bekleme" taktiği, 5 yıl önceki MHP iktidarının ve Yüce Divan'da yargılanan bakanlarının hayalini, Türk halkının "balık hafızasından" sildi.

Şimdi, yukarda örneğini verdiğim "tertemiz" adaylarla barajı geçiyor.

Vatana, millete hayırlı-uğurlu olsun!