İsveç, bu 1 Mayıs’ı hemşirelerin grev kararıyla birlikte karşılamaya hazırlanıyor. Geçen perşembe günü başlayan grevden ülke genelinde 10 ayrı bölge etkileniyor. Hemşirelerin bağlı bulunduğu...

İsveç, bu 1 Mayıs’ı hemşirelerin grev kararıyla birlikte karşılamaya hazırlanıyor. Geçen perşembe günü başlayan grevden ülke genelinde 10 ayrı bölge etkileniyor. Hemşirelerin bağlı bulunduğu Sağlık ve Bakım Sendikası, anlaşmaya varılmazsa İşci Bayramı sonrasında, 5 Mayıs’ta daha kapsamlı bir greve gidileceğini şimdiden duyurdu.

1939’dan beri İşçi Bayramı olarak kabul edilip resmi tatille kutlanan 1 Mayıs’tan tam bir hafta önce başlayan grev, halktan da destek gördü. Bir araştırma şirketinin bin kişi üzerinde yaptığı ankete göre katılımcıların yüzde 73’ü sendikanın grev kararını doğru buluyor. Yüzde 14’ü kararı ‘yanlış’ olarak değerlendiriyor. Ama ankete katılanların büyük bölümü, hemşirelerin, istedikleri zam oranını kabul ettiremiyeceklerini düşünüyor.
Hemşirelerin greve gireceği aylardır yazılıp çiziliyordu. Bu grev kararının ilginç bir seyri oldu. Grev öncesi sendika yöneticileriyle işveren temsilcileri bir anlaşma zemininde buluşmayı başardı. Bu yıl yüzde 4, 2009’da yüzde 2.5, 2010’da da yüzde 2 zam oranlarında anlaşıldı. İşverenler en düşük hemşire maaşının 21 bin 100 kron olmasını kabul etti.

Bu paranın Türk Lirasında karşılığı yazının yazıldığı günün kuruyla 4 bin 642 YTL ediyor. Yazı yayımlanana kadar kurda bir değişiklik olur mu, bilemem. Başbakan Tayyip Erdoğan, tekrar kimselere haber vermeden iki gün ortadan kaybolur, tatil yapar, “Başbakan kayıp” haberleri çıkar, borsa düşer, döviz kuru yükselir, bunun sorumluluğunu alamam.

El sıkışmaya rağmen iş bırakma, hemşirelerin kararlılığından kaynaklandı. Sendika yöneticilerinin tamam dediği teklife, sendika kongresinde “Hayır!” dendi. Hemşireler, yöneticileri teslimiyetçilikle suçladı.
Kongre sonucuna göre yöneticiler, işverenlere dönüp ilk isteklerin kabul etmelerinin zorunlu hale geldiğini açıklamaya çalıştılar. Hemşirelerin aslında zam dışında isteklerine, yöneticilerin sıcak bakmaması, olayı grev noktasına getirdi. En düşük maaşın 22 bin kron olmasında direten hemşireler, sendika üyesi olanlara, bin 700 kron ek ücret talep ediyor. İş zamanında, ücretli olarak eğitim hakkı isteniyor. Maaş artışlarının belirli kıstaslara bağlanması şart koşuluyor. Gece çalışanlar için iş saatlerinin düşürülmesi gerektiği söyleniyor.

Sendika yöneticilerini bile şaşkına çeviren hemşireler için işverenler “İstekleri realistik değil” açıklamasını yapıyor. İşveren temsilcileri, üzerlerinde isteklerin kabul edilmesi için baskı oluşturulduğunu söylüyor. Vatandaşlardan, hemşirelerin isteklerinin kabul edilmesi için tehdit dolu sms mesajları ve telefonlar aldıklarını açıklıyorlar.
Şimdi 3 bin 400 hemşirenin katılımıyla yürütülen grevden dolayı tek tük kanser ameliyatları iptal edilmek zorunda kaldı. Grevden etkilenen Helsingborg’da, bölgenin baş hekimi, hemşireler için “Böyle bir şey yapmayacaklarını umuyorduk” dedi. Ameliyatlar, üniversite hastanelerine kaydırıldı. O hastanelerde belli bir yoğunluk oluştu.

Gergin bir bekleyiş var. Grev kararı, bizim ‘Yeni başlayanlar için İsveççe’ dil kursu sınıfında bile konuşma konusu olarak seçildi. Bildiğimiz kırık İsveççelerimizle grevi konuştuk. 1 Mayıs’ta bizim kurs da tatil olacak.
Sınıf öğretmenimiz, mayısın ilk gününün neden tatil ilan edildiğini uzun uzun anlattı. Benim gibi, ülkesinde 1 Mayıs’ı tatil olmayanlar, bu yeni hayatın bayramını sevinçle karşıladı. Hepimiz, 1850’lerde başlayan işçi hareketinin, İsveç’te 69 yıldır bayramla kutlandığını, burada ‘ayaklar’ın ‘baş’ olduğunu kavrayıverdik. Darısı Türkiye’nin başına.