"Kalemlerin Gecesi" ismi sanırım size yabancı gelmiyordur. En azından bu addaki H. Olivera'nın filmini duymuşsunuzdur ya da izlemişsinizdir.

“Kalemlerin Gecesi” ismi sanırım size yabancı gelmiyordur. En azından bu addaki H. Olivera'nın filmini duymuşsunuzdur ya da izlemişsinizdir. Bu yıl da Congreso meydanında toplanılıp (Bilmiyorum bir faydası dokunup dokunmayacağını ama Arjantinlileri size şikayet etmekten geri durmayacağım, gene ilan ettikleri saatten iki saat sonra toplanmaya ancak başlayabildiler, ben de “boşuna gitme yine en az iki saat gecikirler” uyarılarına kulak asmadım.) Plaza de Mayo'ya yürünerek bu lanetli gün anıldı. Yürüyüş planlanan güzergahında gerçekleşmedi. Peronist hükümet garip bir çelişkiyle (Çünkü bu günün resmi bir anma olmasını gene Peronistler sağlamış, aynı zamanda gösterici öğrenciler arasında Peronist gençlik de azımsanamayacak bir yer teşkil ediyordu.) bu mitingi engellemek istedi. Hükümet, artık cunta döneminin bittiği, neden bu eylemlerin yapıldığı gibi bir saçmalığı ileri sürmüş. Yola kolluk kuvvetlerini yığmıştı, ara ara provokasyona başvurdular. Bunun üzerine göstericiler başka bir yoldan Plaza de Mayo'ya ulaştı.
Kısaca bu anmaya kaynaklık eden olayı aktarayım. Cunta döneminde Buenos Aires yakınlarındaki La Plata kentinde bir grup liseli cuntaya karşı düşüncelerini bir bildiriyle ifade edince, o gece (16 Eylül 1976) on tanesi evlerinden alınır ve bir daha haber alınamaz. Yıllar sonra üçünün cesedine bir biçimde ulaşılır. Bu olayı gençliğin faşizme karşı direnişinin simgesi olarak gören Arjantinliler her yıl farklı biçimlerde anma etkinlikleri düzenliyorlar.
Bu sene anmanın içeriği ise görece farklıydı. Bir süredir Buenos Aires'te öğrenciler okulları işgal etmeye başladı. Şu an itibarıyla beş fakülte yirmi lise işgal altında. İşgallerin gerekçesi ise daha iyi koşullarda daha iyi bir eğitim. İşgal deyince bizdeki gibi olmuyor. En azından karşılarında direnen herhangi bir kesim olmadığı gibi, polis de onları okullardan söküp atmaya niyetli değil. Tabii bu işgal edilen okullar devlete ait. En son bir işgale farkına varmadan şahit olmuşuz. Geçen hafta Lula'nın danışmanlarından Emir Sader'i dinlemeye Buenos Aires Üniversitesi'nin fakültelerinden birine gitmiştik. Orada Bay K (Nestor Kirchner) dekan vb'leri prostesto edildi. Biz toplantı için mekan değiştirmek zorunda kaldık. Meğer bizden sonra devam eden forumdan işgal kararı çıkmış. Size kısaca okulun halinden de bahsedeyim. Okulun her tarafı afiş, bildiri, pankart vb şeylerle kaplı. Bunları indiren de hiç olmuyor anlaşılan. Üzerlerinde ha babam talep yazılı olan bu ifşaatlar ancak doğanın kanunları el verirse yerinden kıpırdayacak gibi duruyor. Aklıma bu kadar güçlü olan bir sol acaba talep etmenin dışında kendisi alternatif eğitim gibi şeyler yapmaya yönelmiş midir gibi bir soru takıldı. Biraz soruşturdum, henüz yanıtını bulamadım. Bu arada dikkatimi çeken şeylerden biri de teşkilat standlarında kullanılan posterler. Che, Mao, Troçki, bu kadar. Chavez, Evo gibilerden iz yok.
Peki öğrencilerin daha iyi binalar, olanaklar, daha iyi bir eğitim talebi haklı mı? Buna gözü kapalı evet diyebirim. Çünkü benim de İspanyolca öğrenmek için devam ettiğim yine Buenos Aires Üniversitesi'ne ait olan binanın olanakları gerçekten vahim. Bina sanırım yüzyıllık. Pencereler çakılı, tuvaletlerden bozma sınıflar, yazın sıcaktan kışın soğuktan rahat ders yapılamayan bir ortam tasavvur edin. Bir de burasının ağırlıkla yabancı öğrencilere hitabettiğini düşünün. Üstelik ucuz da sayılmaz, bir kur ücreti 400 dolar civarı. Ama her şeye rağmen çok popüler. Arada buraya gelmek isteyen öğrencilere danışmanlık hizmetini de ihmal etmeyeyim. Burası bir öğrenci cenneti. Güney Amerika'nın diğer ülkeleri ve Avrupalı öğrencilerin ilgisinin yoğun olduğu bir kent, öğrenciler burada kendilerine has bir kültür oluşturmayı becermiş. İspanyolcayı iyi kötü öğrendikten sonra ücretsiz olarak istediğiniz devlet üniversitesinde eğitim görebiliyorsunuz. İşte sorun olan da bu, malum rüzgarlar her yerde özelleştirmeden yana esiyor. Hükümete bu okullar bir biçimde yük. Her ne kadar Başkan Cristina Kirchner öğreciler haklıdır, vali bu talepleri görmezden gelemez dese de talebelerin bu tür maniplasyonları yutacağı yok. Peronist hükümet için her zaman bir günah keçisi hazır, sağcı Buenos Aires Valisi Macri. Doğal olarak önce eyaletin sorumluluğu var ama, eğitime bütçeden giderek ayrılan payın azaldığı ise daha görünür bir gerçek. Maniplasyon işlerinde, “solcu” gazete Pagina 12'nin de hedef şaşırtarak hükümetin yanında yer aldığını görebiliyoruz.
Bu arada geçen pazar, öğrencilerin ahından mı, yoksa benim kendisine taktığımı anlayıp, BirGün'de neşredilen yazıyı gördüğünden midir bilemem, Bay K (N. Kirchner) az daha sekte-i kalpten gidecekti. Neyse geçmiş olsun, takılan stentlerden sonra hali şimdilik iyi. Yalnız onca afiş yaptırıp, afişte çizgiroman kahramanı rollerine bürünüp ilan ettiği, gençliğe konuşmayı yapamadı. İhtiyar olduğunu anımsamak zorunda kaldı.
Referandum mu? Valla kusura bakmayın şimdilik aklıma Allah kurtarsın demekten başka bir laf gelmiyor...