Şike ve Futbolun Adaleti Geçtiğimiz günlerde Birgün gazetesinde yayınlanan, Fikri Sağlar'ın Türker Aslan'la yapmış olduğu söyleşide, Eski Tahkim Kurulu Başkanı olan Türker Aslan, yani futbolun Yargıtay Başkanı; "Türkiye'de şike vardır " diyor!

Şike ve Futbolun Adaleti Geçtiğimiz günlerde Birgün gazetesinde yayınlanan, Fikri Sağlar'ın Türker Aslan'la yapmış olduğu söyleşide, Eski Tahkim Kurulu Başkanı olan Türker Aslan, yani futbolun Yargıtay Başkanı; "Türkiye'de şike vardır " diyor!

Yine Habertürk Televizyon kanalında Tuğrul Yenidoğan'ın programına konuk olan Eski Genç Milli Takımlar sorumlusu , Haluk Ulusoy'un futbol konusundaki resmi baş danışmanı Gündüz Tekin Onay şikeden konu açılıp kendisine varlığı sorulduğunda " Türkiye'de herkes bunları biliyor" diyebiliyor !

Mustafa Denizli ise Manisaspor'da Teknik Direktörü olduğu dönemde Manisa Kültür Sitesi Lale Salonunda düzenlenen konferansta "Türkiye'de şike olayları cereyan ediyor" diyor !

Evet işin ilginç tarafı futbolun içindeki bunca Resmi sıfatlı önemli kişiler "şike var"ı alenen söyler iken kimsenin bunu duymaması ilginç değil mi ?

Ne tuhaf ki insanlar Türkiye'de, şikenin suç olmadığını, kirli işlerin normal sayıldığını iyice kanıksamaya başladılar !

Aslında bu da normal sayılmalı .Çünkü toplumun bir kesimi bu bozuk oluşuma karşı yapacak bir şeyleri olmadığını , diğer kesimi ise bu oluşum ile kazançlarını ve geleceklerini sigorta altına aldıklarını biliyorlar!

 

ÇETE ZAMANAŞIMINDA

Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, 2002 yılında hazırlanan iddianamede, bir çok hakem , teknik direktör ve spor dışı bazı kişilerin oluşturduğu teşekkülün 12-19 yıla kadar ağır hapis cezası istemleri olmuştu.Daha sonraları takipsizlik ve Mahkemelerin yetkisizlik kararları ile sular akıp gitti !

Tuncay Özkan'ın ortaya çıkarttığı bu şike çetesi de doğal olarak zaman aşımına uğradı! Böylece herkes de görevine devam etti!

Ancak işin ilginç tarafı Tuncay Özkan'ın kayıtlarına göre 07 ve 21.12.2001 günleri Susurluk Sanıklarından, Şike Çetesi oluşumun bir kolu olarak da bilinen Ali Fevzi Bir ile Gençlerbirliği Teknik Direktörü Erdoğan Arıca arasında geçen görüşmede, uzun süredir maç kazanamayan Erdoğan Arıca'nın hakemler konusunda yardım istediği bilinip ve 22.12.2001 günü Bursa'da oynanan Bursaspor ve Gençlerbirliği maçı da, Gençlerbirliği'nin 1 - 0 kazanması ile şike şaibeli maçlar arasına girmişti.

Hal böyle iken 2002 yılında Bursaspor Başkanı Fikret Üstenci bu şaibeli maçın üzerinden 1 yıl bile geçmeden Bursaspor'un başına Erdoğan Arıca'yı getirmişti.

Bursaspor, o sene ligin son maçlarını tüm spor kamuoyunun hayretler içinde kalmasına sebep olacak şekilde kazanıp, kümede kalmasına rağmen bir sonraki yıl küme düşmekten kurtulamamıştı !

Aynı Erdoğan Arıca'nın, Futbolcusu Youla için "Aliço onlar oyuncu, futbolcu değil, oyuncu..."

 

ARICA NASIL ALINDI

Oynayacakları bir maçın hakemi Sabahattin Bitirim adı geçtikten sonra ;

Kulübün menajeri Cem Onuk için "Ben bizim Cem var bu kulübün papazı, onla görüşeyim, daha sonra ararım seni"diyen , dahası kendi başkanı İlhan Cavcav için ;

"Ya o adam da hiç bizim bildiğimiz gibi bir adam değil Aliço, bir tanısan adamı korkmuş ürkek yani, zavallı bir durumda" diyerek arkasından

"Ya ölürüm, Aliço benim istikbalim bu, benim her şeyim bu ya. Yani böyle çok çirkin de bir maça ihtiyacımız var kardeşim" sözlerini de kullanan ve Ali Fevzi Bir ile DGM Bant kayıtlarına geçmiş bu konuşmaları tüm Türkiye'nin okuyarak bilmesinin üzerinden 1 yıl sonra Gençlerbirliği'nin başına geçmiş olması inanılmaz bir durumdu !

Futbol Dünyasında saygı uyandıran bir Başkan ve Kulübün bu kararı vermesi gerçekten çok şaşırtıcıydı .

Şikenin olmayan adaleti vardı !

Ama Geçtiğimiz yıl Lens'i, Parma'yı ve Sporting Lizbon'u eleyen ve kupayı alan Valencia'yı da

Ankara'da yenerek kıl payı elinden kaçıran, görkemli Gençlerbirliği, bu sene silik ve zayıf bir takım görüntü vermesinin arakasından hüsran ile biten Egaleo maçında İlhan Cavcav'ın istifaya davet edilmesi ve arkasından Erdoğan Arıca'nın önce görevimin başındayım deyip, ertesi gün istifa etmesi de acaba futbolun hazinli bir adaleti değil miydi ?

Evet futbolun adaleti ne yazık ki 2.Lige düşen Bursaspor'dan sonra Gençlerbirliği için de tecelli etti.

Bakalım aynı adalet bu bant kayıtların da adı geçen diğer teknik adamlar ve spor adamları içinde geçerli olacak mı ?