TMMOB, İstanbul, Ankara ve İzmir’de Gezi Davası tutuklularının iki yıldır hukuksuz bir şekilde cezaevinde olmalarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada "Bu hukuksuzluğa son verin, arkadaşlarımızı serbest bırakın" denildi.

Kaynak: Haber Merkezi
Gezi tutukluları iki yıldır cezaevinde: "Bu hukuksuzluğa son verin"

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul, Ankara ve İzmir'de Gezi Davası tutuklulularının iki yıldır cezaevinde bulunmasını protesto etti. 

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent şubesinde yapılan açıklamayı TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Avcı okudu.

Basın açıklamasına CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik,  siyasi parti temsilcileri, Gezi Davası tutuklularının aileleri ve yurttaşlar katılırken, geçen yıl tahliye edilen Mücella Yapıcı ve Hakan Altınay da açıklamada yer aldı.

Basın açıklamasında “Ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında iktidar güdümündeki mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararının üzerinden tam iki yıl geçti. Bu iki yıl boyunca büyük bir hukuk skandalına şahitlik ettik. TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Hakan Atalay bu süreçte serbest bırakılsa da Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 2 yıldır, Osman Kavala ise 6 buçuk yıldır cezaevinde tutuluyor” denildi.

"ANTİ-DEMOKRATİK ZİHNİYETİN GÖSTERGESİ"

Basın açıklamasını okuyan Avcı, Gezi tutuklularına yönelik kararın milyonlarca insana yönelik olduğuna dikkat çekerek “Milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir. Her tarafı lime lime dökülen tek adam rejimi hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır. Halkın taleplerini özgürce ifade etmesini, bunun için meydanlara çıkmasını bir darbe girişimi olarak gören bu dava, bu ülkeyi yönetenlerin antidemokratik zihniyetinin göstergesidir” dedi.

"GEZİ BU ÜLKENN KENDİSİDİR"

Avcı şunları söyledi:

“Bir avuç sermayedara, bir avuç zorbaya karşı milyonların haykırışıdır Gezi. Parklarımız, ağaçlarımız, ormanlarımız, derelerimiz... Gezi bu ülkenin kendisidir. Buradan bir kez daha inatla söylemeye devam ediyoruz: Halkın haklı mücadelesini durduramazsınız. Gezi’nin karşısında duramazsınız. Hukuksuzluğun 2. Yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Arkadaşlarımızı serbest bırakın.”

Basın açıklamasında Gezi tutuklularının aileleri de söz aldı. Mine Özerden'in annesi Halide Özerden, "Gezi tutsakları neyin bedelini ödüyorlar? Yorulduk artık. Gezi tutsakları özgür olsun" dedi. Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Demir Kahraman da, "Arkadaşlarımız masum. İki senedir iki satır hukuki bir gerekçe belirtilmeksizin iki tane delil sunulmaksızın Tayfun ailemizden bizden mahrum bırakılıyor. Biz ondan mahrum bırakılıyoruz. Vera babasız büyümek zorunda, Silivri cezaevlerinde çift cam ardından haftada bir saat babasıyla telefonla konuşarak büyümek zorunda. Buradan Anayasa Mahkemesi'nin başkanına, üyelerine, bütün çalışanlarına açıklıkla tekrar seslenmek istiyorum: iki senedir iki satır hukuki gerekçesi olmayan bu tutukluluğu, iki tane delil sunulmamış bu mahkumiyeti, adil yargılanma hakkımızı bize vererek bu zulmü son buldurmalarını rica ediyorum" dedi.

"KİMSE ÖZGÜR DEĞİL"

Mücella Yapıcı da, "Bugün ben ve arkadaşım burada olsak da bizi boğuyor. Ben kendimi özgür hissetmiyorum. Eminim hiçbiriniz hissetmiyorsunuzdur. Hissetmeyin arkadaşlar. Özgür değilsiniz. Böyle bir hak ve hukuk ve adalet sisteminde ne biz ne çocuklarımız ne de kimse özgür değil. Bu adaletsiz iktidarın tutsak ettiği herkes için özgürlük istiyorum" ifadelerini kullandı. Hakan Altınay ise, "Meriç bence önemli bir şey söyledi. Hakikattan bahsetti. Bence hakikat talebi, adalet ya da hukuk talebinden daha önemli bir talep" dedi.

"KARAR SADECE ARKADAŞLARIMIZA YÖNELİK DEĞİLDİR"

TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu 25 Nisan 2024 tarihinde Gezi direnişçilerinin hukuksuz tutukluluklarının ikinci yılı dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyit Ali Korkmaz okudu. Ardından TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz sürece ilişkin bir konuşma yaptı.

Açıklama şöyle:

“Ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında iktidar güdümündeki mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararının üzerinden tam iki yıl geçti.

Artık hepimiz biliyoruz ki bu karar, sadece arkadaşlarımıza yönelik değildir.

Bu karar, 2013 Mayıs-Haziran aylarında iktidarı sarsıp korkutan milyonlara yöneliktir; milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir.

"DOSTLARIMIZ HALKIN ÇIKARLARINI SAVUNDUKLARI İÇİN CEZAEVİNDELER"

Her tarafı lime lime dökülen tek adam rejimi hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır.

Halkın taleplerini özgürce ifade etmesini, bunun için meydanlara çıkmasını bir darbe girişimi olarak gören bu dava, bu ülkeyi yönetenlerin antidemokratik zihniyetinin göstergesidir.

Mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirerek toplumu aydınlatan ve iktidarı uyaran mühendis, mimar ve şehir plancılarını darbeci olarak suçlayarak, ülkenin bilim dışı, akıl dışı kararlar ve zihinler tarafından yönetildiğinin göstergesidir.

Ancak şunu unutmasınlar; bu ülke sahipsiz değildir.

Gezi bu ülkenin yarınlarına sahip çıkan, hakları ve geleceği için mücadele eden, AKP’nin her tarafımızı saran gerici politikalarına itiraz eden milyonların sesidir. Bu sesi ne hapsedebilirsiniz ne durdurabilirsiniz!

Biz buradayız…Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.

Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır. İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır. Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Gezi biziz. Açlığa, yoksulluğa, baskıya, zulme karşı yükselttiğimiz en örgütlü sesimizdir.

Bir avuç sermayedara, bir avuç zorbaya karşı milyonların haykırışıdır Gezi. Parklarımız, ağaçlarımız, ormanlarımız, derelerimiz…Gezi bu ülkenin kendisidir. Tarihidir. Mirasıdır. Geleceğidir. Arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerimizi söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelemize devam edeceğiz. Ve buradan bir kez daha inatla söylemeye devam ediyoruz; Halkın haklı mücadelesini durduramazsınız. Gezi’nin karşısında duramazsınız. Hukuksuzluğun 2. Yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu hukuksuzluğa son verin. Arkadaşlarımızı serbest bırakın.”

"HUKUKSUZLUĞA SON VERİN"

TMMOB ve bağlı meslek odaları tarafından Gezi Davası kararlarına karşı başlatılan Adalet Nöbeti’nin ikinci yıl dönümü kapsamında İzmir’de de Mimarlık Merkezi önünde açıklama yapıldı.

Açıklamayı TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım okudu.

Yıldırım şunları söyledi:

“Gezi Direnişi’nin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davası’nda yargılanan ve cezalandırılan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Gezi biziz. Gezi, açlığa, yoksulluğa, baskıya, zulme karşı yükselttiğimiz en örgütlü sesimizdir. Bir avuç sermayedara, bir avuç zorbaya karşı milyonların haykırışıdır Gezi. Parklarımız, ağaçlarımız, ormanlarımız, derelerimiz… Gezi bu ülkenin kendisidir. Tarihidir, mirasıdır, geleceğidir. Arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerimizi söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelemize devam edeceğiz. Ve buradan bir kez daha inatla söylemeye devam ediyoruz; halkın haklı mücadelesini durduramazsınız. Gezi’nin karşısında duramazsınız. Hukuksuzluğun 2'inci yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu hukuksuzluğa son verin!  Arkadaşlarımızı serbest bırakın!"