Sezonu karşılamaya hazırlanırken birden kendimizi bir kaosun içinde bulduk. Bana göre haftanın takımı olan Fenerbahçe'nin daha önce....

Sezonu karşılamaya hazırlanırken birden kendimizi bir kaosun içinde bulduk. Bana göre haftanın takımı olan Fenerbahçe'nin daha önce anlattıklarımızı teyit edercesine oynaması; sorunların başlangıcını belirtmektedir. Skorun bana göre ilk maç için çok önemi yoktur, telafi zamanı çok fazlası ile vardır. Sorun Roberto Carlos transferine sıkışıp kalınılmasıdır. Fenerbahçe'nin sorunu tek mevki ile ilgili değil takımın bütünü ile yapılması gereken transfer uyumudur.

Galatasaray ise sezona en mantıklı transfer yapan takım hüviyeti ile başlamış ve bunun meyvelerini alacağını daha ilk maçta belirtmiştir. Benim hala Kaili ile ilgili uzun vadede oluşabilecek sorunlar ile ilgili kaygılarım olduğunu belirtmeliyim. Ama şu bir gerçek takımın tamamı düşünülerek yerinde transferler yapılmıştır.

Beşiktaş Ertuğrul Sağlam ile yeni bir hüviyet kazanmıştır; bu Sağlam'ın uzun vadede Oluşturduğu birikimlerden kaynaklanan hüviyet değil, geçen sene Kayseri sporda uyguladığı yapının Beşiktaş'a montesinden başka bir şey değil. Bu yapının alt sınırı ile üst sınırı arasında çok fazla bir sınır mesafesi yoktur. İstikrarlı görünüm vermekle beraber, takım oyun disiplini ve temposu bizim lige göre iyi bir yapıdadır.

Buradaki çıkmaz ise acaba Kayseri gibi hedefi belirleyecek derbi veya final maçlarında üst sınırı aşamama sıkıntısı yaşayacakmı?
Eğer Kayseri sendromunu burada da yaşarsa; hem Beşiktaş hem de Ertuğrul Sağlam bundan zarar görür ki artık yerli çalıştırıcıların sorun yaşaması bize zarar vermektedir.

Gelelim Trabzonspor'a: Genelde sezona iyi başlangıç yapar, ilk beş hafta şampiyonluğun en önemli adayı olarak ortayaçıkardı. Sonraları ise seri mağlubiyetlerle kendi kabuğuna çekilip vilayeti içinde sıkışıp kalırdı, sorunu kimse sahiplenemediği için sorun Trabzon'un iç meselesi olarak büyüyerek ortada dururdu.

Ama daha ilk maçın çıkış tünelinde bir sezonda yaşayacağı tüm sorunları yaşadı ve sezonun tamamına sorunları ile 'hoş bulduk' dedi.
Buranın sorunu teknik olarak da Ziya Do-ğa'nın küçük takım hobisi ile yıldız futbolcu fobisi arasına sıkışıp kalmasıdır.
Bende kendime göre haftanın görünümü yaptım
Haftanın takımı: Çarşı
Haftanın oyuncusu: Sinan Engin
Haftanın hocası: Ali Bardakoğlu (Ankara'nın su sorunu için Tanrının önce akıl sonra su verdiğini belirtmesi)
Haftanın hakemi: Hasan Cemal ( hükümet ile ordu arasındaki demokrasi hakemliğinden dolayı gerçi biraz taraflı ama olsun.)
Haftanın seyircisi: Galatasaray taraftarı. Olimpiyat stadında çıt çıkarmadan seksen bin kişinin maçı seyretmesi
Haftanın yöresel takımı: Trabzonspor
Herkese iyi sezonlar.