Geçtiğimiz hafta Bursa’da Beşiktaş maçı öncesi ortaya çıkan olaylar ülkedeki şiddet eğiliminin hangi boyutlara

Geçtiğimiz hafta Bursa’da Beşiktaş maçı öncesi ortaya çıkan olaylar ülkedeki şiddet eğiliminin hangi boyutlara ulaştığını gözler önüne sermekte ve hemen ardından Bursaspor kulübüne uygulanan yaptırımlar ve bu yaptırımlara yöneltilen eleştiriler konunun önemini kat be kat arttırmaktadır.
 
Bu ve buna benzer olaylarla bir çok kez yüzyüze gelinmesine ve büyük ölçülerde cezalar uygulanmasına karşın şiddetin önüne geçmek mümkün olmamıştır. Şayet arttırılmış cezalarla olaylar engellenebilseydi, bir daha  Türkiye'de hiçbir maçta olay çıkmaması gerekirdi. Oysa görülmektedir ki, sorun cezayla çözülememektedir. Bu nedenlerle şiddetin önlenebilmesi, daha doğrusu ortaya çıkmaması için değişik bir takım yollara başvurmak gereği  kabul edilmelidir.

Sosyoloji dünyasında;  “ ....toplum bir organizmaya benzetilerek; şiddet o organizmanın patolojik ( bozulmuş, istenmeyen, hastalıklı ) bir durumu ya da iletişimsel kopukluğ “ olarak kabul görmektedir.
 
Bazı sosyologlar ise; şiddeti, “bireyin engellemeler karşısındaki ilk ve karakteristik tepkisi saldırıdır ve bu saldırıyı yönelttiği kişiyi incitmeyi amaçlayan davranış olarak“ tanımlarlar. Bu engellemelerin ana nedenini de toplumsal baskılara, ekonomik çıkmaza, siyasal bunalım ve düzensizliklere bağlamaktadırlar.
 
Bir başka tanım ise şöyle demektedir. “Şiddet, insanoğlunun doğasında bulunan duyguların, içinde yaşanılan koşulların etkisiyle dışavurumudur. “
 
Görüldüğü kadarıyla şiddetin birey ve toplum üzerindeki etkisini bir  çok etmen belirlemektedir. Bu etmenler saptanmadan bu soruna çözüm olması amacıyla ceza yağdırmanın da pek anlamı olmadığı yaşanan olaylarla gözlenmektedir.

Özellikle spor alanları saldırgan davranışların olabilmesi için uygun ortamlar olarak kabul edilebilir. Bu açıdan bakıldığında öncelikle sporcuların bireysel şiddete başvurmamayı öğrenmelerini sağlamalıyız. Çünkü, saha içinde şiddete baş vuran bir oyuncu izleyiciyi de özendirir. Sonrasında izleyici bu oyuncunun ortaya koyduğu şiddet şeklini onayladığını belirten bir tepki gösterir ( alkış vs. gibi ). Bundan sonra artık ne o oyuncuyu ne de izleyicileri durdurmak mümkün değildir. Bu nedenledir ki öncelikle saha içinde görev yapan insanların şiddet konusunda eğitilmesinde yarar vardır, sonrasında da yöneticilerin...

İzleyici yerine, spor yapanlar artmalıdır. Şiddet dürtüsü başka insan veya eşyaya değil, spor alanlarında harcanan enerjiyle boşaltılmalıdır. Bunun içinde eğitmen ve tesis sayısı çoğaltılmalıdır.

Kısacası; şiddetin önlenebilmesi; onu doğuran nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla gerçekleşebilir. Bunun için de çok fazla sayıda araştırma yapılmalı, sonuçlar bilimin süzgecinden geçirilerek uygulamaya konulmalıdır.