Türbanlı kardeşlerime:

Türkiye'de nihayet, Cumhuriyet'in ilk yıllarında erkekler tarafından 'modernleşme' olarak sunulan 'kadınların başlarını açma' projesi, seksen sene sonra 'başlarını kapatabilirle insan hakkı' olarak, yine erkekler tarafından geri veriliyor. Ben bir solcu olduğum için, hakkın verilmediğini ama alındığını bilirim, çünkü hak verilirse, veren tarafından geri de alınabilir. Bu yüzden de, hakları olmayan veya ellerinden alınmış insanların örgütlenmeleri gerektiğini savunurum. İşçilerin, kadınların, eşcinsellerin, bütün azınlıkların örgütlenmeleri ve birbirleriyle dayanışma içinde olmaları gerekir.

Türkiye'de ayrımcılığa uğrayan insan sayısı çok. Ezilmişlikleri altında bazı haksızlığa uğrayanlar, diğerlerinden daha çok "kurtarılmaya" layıklar ki AKP ve MHP, Anayasa'nın içinde bulunduğu değiştirilme sürecini bile beklemeden, onları kurtarıyor! Türban sorunundan daha kolay çözülebilecek birçok ayrımcılık ve insan hakkı ihlali var. Beklentim, en azından aşağıdaki birkaç şeyin ivedilikle çözülmesidir:

1) 301'in hemen kaldırılmasını talep ediyorum. Orasının burasının kurcalanmasını değil, tamamen kaldırılmasını.
2) Değiştirilecek anayasada, tüm sendikal hak ve hürriyetlerin en aşağıdan "ILO" standartlarında bütün çalışanlar için sağlanmasını istiyorum.
3) Eşcinsel organizasyonlarının istedikleri, anayasanın 10. maddesine yapılacak küçük değişikliğin, mutlaka bu maddeye ilave edilmesini talep ediyorum.
4) Kadın organizasyonlarından ve özürlü vatandaşların organizasyonlarından gelen taleplerin hepsinin, değiştirilecek anayasada ses bulması da beklentimdir.
5) Polise sağlanmış geniş yetkiler, onları daha pervasız ve insan haklarına saygısız, hatta yaşam hakkını bile dikkate almayan bir örgüt haline getirdi. Derhal gerekli yasal değişiklikler yapılırken, Türk polisinin öyle abidik gubidik değil, ama cidden modern toplum standartlarına uygun eğitilmelerine hemen başlanmasını talep ediyorum.
6) Türkiye'nin zenginlikleri olan, Türkçe dışındaki dil ve lehçelerin kullanılmasının yüreklendirerek, akademik çalışma alanları olarak açılmasına derhal başlanmalı.
7) Türkiye'de, milletler arası sermayeyi daha zengin yapacak ve Türkiye'yi daha çok dışarıya bağımlı kılacak ve sağlığımızı tehlikeye atacak nükleer santral projelerinin derhal durdurulmasını ısrarla istiyorum.

Liste daha epeyce uzun, ama yukarıdaki yedi madde kolay, ve siyasi irade olduğu müddetçe hemen tatbikata koyulabilecek şeyler. Esas umudum, kadınların bunlara sahip çıkması.

Seksen sene önce "başını açma özgürlüğünü" veren erkeklerdi, bugünse "başını kapata-bilme özgürlüğünü" verecek olan yine erkekler. Anayasa'nın zaten içinde olduğu "yeniden yazılma" sürecini bile beklemeden, anayasa değiştirme uzlaşmasını sağlayan AKP ve MHP heyetlerinin bütün üyeleri erkek. Yasaya, TBMM'de oy verecek milletvekillerinin büyük bir çoğunluğu erkek. Medyada türban savaşı veren yazarçizerlerin büyük bir çoğunluğu erkek. Nasıl seksen sene öncesinin "modernleşme projesinin" mimarlarından hiçbiri bizlerle değilse; bu erkekler de gider, başka erkekler onların yerlerini alır. Onlar da kim bilir ne değişiklik yaparlar? Eğer kadınların başını örtmeleri bir haksa, ancak kadınların kararlı örgütlenmeleri sonucu kalıcı olabilir. Böyle bir hakkın ikinci en önemli güvencesi ise, diğer ayrımcılığa uğrayanların haklarının da verildiği bir toplumda yaşamaktır. Bütün kadınlardan, ama özellikle de türbanlı kardeşlerimden, yukarıdaki taleplere sahip çıkmalarını bekliyorum. Kafalarınız örtük veya açık olabilir ama bu kararı, kalıcı ve kendi özgür iradenizle verebilmenin esas garantisi Türkiye'de, Osmanlı döneminden beri devam eden erkek egemenliğinin, kadın erkek eşitliğine dönüşmesidir. Bu da, ancak toplumdaki diğer ezilen ve ayrımcılığa uğrayan insan gruplarının haklarının da kazanıldığı ve ayrımcılığa karşı mücadele veren bir toplumda mümkündür.

Bedenleriniz üzerinden politika yaparak iktidara gelmiş erkekler, bedenleriniz üzerinden yazıp çizen erkeklerin desteği ile "başlarınızı kapama hakkını" anayasa güvencesi olarak sizlere tanıyacak! Bakalım, bir iki kuşak sonrasının erkekleri, kızlarınıza hangi hakları tanıyacak?

Batıda kadınlar, cendereye sokulmanın, erkeklere kendilerini beğendirerek 'onların iradesi altına girme aracı' olarak gördükleri sutyenlerini yakarak, protestolar organize etmişlerdi. Acaba sizin kızlarınız da asileşip "anne beni köleleştirmediysen bile köylüleş-tirdin" diye, türbanlarını yakmaya kalkarsa ne olur? Kafalarınıza bağladığınız bezlerin kalıcı olmasının başka bir garantisi de, insanları onları takmaya zorlayabilecek ve önümüzdeki nesillerdeki asi kızlarınızın ağızlarının paylarını verebilecek erkek çocuklar yetiştirmek gibi görünüyor!