5 Ocak 2005 gününde Basketbol Federasyon Genel Kurulu yapıldı ve Basketbol camiasının merakla beklediği seçimden Turgay Demirel tekrar Başkan olarak çıktı.

5 Ocak 2005 gününde Basketbol Federasyon Genel Kurulu yapıldı ve Basketbol camiasının merakla beklediği seçimden Turgay Demirel tekrar Başkan olarak çıktı.
30 yıldır basketbolün bir fiil içinde olan Lütfi Arıboğan ise 2.Lig ve bölgesel lig takımlarının oluşturduğu 5.ve son sandıkta kaybetti .Lütfi Ariboğan, Ülkerspor'da uzun yıllar menajer olarak görev yapmış daha sonra da aynı Kulübü Genel Müdürü'lüğüne atanmıştır. Kendisinden açılan
menajerlik görevine de Hakan Artış getirilmiştir.
Arıboğan'nın elindeki ciddi imkanlarına rağmen Ülkerspor'daki
başarılı/başarısızlıkları her zaman tartışılmıştı. Avrupa'da 12 yılda 24 kez kulüplerimizin ilk 8'e kalmasına karşın ; bu
kulüpler arasında Ülkerspor'un 1 kez yer alıyor olması bu tartışmaların arklı bir aritmetiğiydi! İşin bu boyutu aslen çok önemli değildi , neticede Şenol Güneş'te Boluspor, Sakaryaspor ve Antalyaspor'da çok başarısız dönmeler geçirmiş hatta çalıştırdığı takımlardan Boluspor ve Sakaryaspor küme düşmüştü !
Ancak yıllar sonra Dünya Üçüncülüğü esnasında takımın başındaki hocada Şenol Güneş 'ti !
İlginç olan Arıboğan'un seçimi kaybettikten sonra Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'ın Arıboğan ile ilgili olarak "Böylesine değerli bir spor adamının sporun dışında kalması yanlış olur. Biz onunla başka branşlarda da olsa çalışmak istiyoruz" dedikten sonra önce Yüzme Federasyonu Başkanlığı'nı teklif edilmesi idi. Yüzme, Atlama ve Sutopu Federasyonu Başkanlığı olarak bilinen Federasyonun bir kez daha seçilen ve 15 senedir bu görevi yürüten başkan
Haluk Toygarlı'ya "Sen sutopunda başarılısın. Bazı branşlarda uygulamayı düşündüğümüz yolu senin federasyonunda da uygulayalım ve yüzme ile sutopunu ayıralım. Sutopunun başında sen kal, Lütfi Arıboğan yüzmenin başına geçsin" denmesiydi! Yüzme Dünyasına yaşanılan bu şoktan sonra uluslararası sutopu hakemi de olan Toygarlı hiç düşünmeden görevinden istifa etti. Tabi ki böyle bir durumdan sonra hemen hedef ve yön değişerek Ariboğan Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği görevine getirildi !
Hiç düşünmeden bu görevi kabul eden; basketbol için yola çıktığı kendisine inanan ve güvenen arkadaşlarına Lütfi Arıboğan'ın ne diyeceğini bilemeyiz.
Ama insanların dediği şey "futbol adına 10 bin kerede daha yazık" olmuştur. TFF Başkanı Levent Bıçakcı'nın ise "Futbolumuzun yıllar boyunca biriktirdiği sorunları çözmek için Lütfi Arıboğan'ın önemli katkıları olacağına inanıyorum". Demesi daha da ilginç idi !
Futbol dünyamızda 1 tane kravat takacak adam yok muydu acaba ? Oysa Avrupa'da geçmiş yılların futbol emekçileri Emilio Butragueno, Jorge Valdano, Karl Heinz Rumennige, Dieter Hoeness, Franz Beckenbauer, şimdileri kravatlarını takmasını pekala becerebiliyorlardı . Örneğin Dallas'ın en popüler oyuncusu Almanya'nın en büyük basketbolcusu
Dirk Nowitzky'nin basketbolu bıraktıktan sonra futbol federasyonun da görev alması ya da Franz Beckenbauer'in bir başka federasyon da görev alması Almanya'da kimin aklına gelir ki?
İthalatta rekorlar kıran ülkemizde futbolun içinden gelip kravat takacak kişi bulamıyorsak insanların yazık demesine katılmamak mümkün mü ?
Ama İşe göre adam bulmak, Adama göre iş yaratmanın önüne geçer ise ülkemizdeki ahbap, çavuş ilişkilerinin sonu ne olacaktı ?
Bu da kimin hoşuna gider di ki ?
Haluk Ulusoy döneminde ki hemşehri ilişkileri Federasyonun alt birimlerinde hem teknik hem de idari personel bazında olmamış mıydı ! Futbol Federasyonu Başkanının , Futbolun soyunma odalarının, oynandığı sahaların ve sert şartlarının, basketbolun sıcak ve ılık ortamlarına pek benzemediğini bilmemesi mümkün değildir. Levent Bıçakçı, Futbolun içindeki şike, mafya, kavga, terör, kayıt dışı işlem, üretim ve kaynak eksikliği gibi umutsuzluk halini bir basketbolcu ile çözmeyi düşünüyorsa gelinen sonuç ne olursa olsun bir dahaki Futbol
Federasyonluğu Başkanlık seçimlerinde benim de adayım futbol yetenekleri çok iyi bildiğim, üstelik kravat takmayı da çok iyi beceren Hakan Artış'tır.
En azından son dönemde başlatılan gelenek devam ettirilmiş olur!