Geçen haftaki yazımdan küçük bir alıntı yaparak başlamak istiyorum; “Tayyip Erdoğan, Trabzon halkının tepkisini

Geçen haftaki yazımdan küçük bir alıntı yaparak başlamak istiyorum; “Tayyip Erdoğan, Trabzon halkının tepkisinin sandığa yansıyacağını hiç tahmin etmiyordu. Ama sonuçları görünce spora siyasetin karışmasının sonuçlarını acı bir deneyimle öğrenmiş oldu. Bu hatasını tamir etmek için ikinci bir hata yaparak Trabzonspor’un başına en yakın çalışma arkadaşı olan Albayrak’ı getirdi. Amaç Trabzonspor’un kalkınması değil, amaç Trabzon halkının güvenini ve oylarını tekrar kazanmak.”

Geçtiğimiz hafta bu köşede yazdığım yazıda spora siyaset karıştığını, bunu da bizzat AKP’nin yaptığını yazmıştım.

Trabzonspor’un eski Başkanı Atay Aktuğ 2.Ocak. 2006 tarihinde yaptığı basın toplantısında spora siyasetin karıştığını iddia ederek, önce Trabzonspor’un başarısının engellendiğini sonra da kendisinin istifa etmek zorunda bırakıldığını söyledi.

Aktuğ, “Başbakan’la Trabzonspor’u barıştı rmak isteyen bazı AKP’liler bu hareketi başlattı” dedi. Trabzonspor eski Başkanının bu sözleri benim ileri sürdüğüm tezi doğrudan kuvvetlendiren nitelikte.

AKP, hükümet olmakla “iktidar” olmanın aynı şey olmadığını bizzat yaşayarak öğrenmiş bir partidir. Bundan dolayı öncelikle tüm Devlet kurumlarını ele geçirmek ve yönetmek istiyorlar. Bununla yetinmeyecek kadar da akıllılar. Devlet kurumlarının yanı sıra sivil toplum örgütlerini de ele geçirmeye çalışıyorlar. Önümüzdeki günlerde spora siyaseti daha çok karıştıracaklar.

Çünkü spor, özellikle de futbol ülkemizde çok geniş halk kitlelerini kucaklıyor. Bunun en güzel örneğini Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde hep birlikte göreceğiz. Adayları n iktidarla pazarlığı başladı bile.

BEŞİKTAŞ’TA SULAR DURULMUYOR
Geçtiğimiz yıl Beşiktaş’la ilgili en çok konuşulan konuların başında kulübün mali yapısı ve borçları vardı. Ama bu konuda maalesef bir uzlaşmaya varılamadı.

Muhalefet liderlerinden Sayın Fikret Orman yaklaşık 111 milyon dolar borç olduğunu ileri sürdü. Kulübün resmi organları ise bu tezi yalanlayarak bu rakamın çok altında bir rakam açıkladılar.

Yönetimle muhalefet arasında bu dialog sürerken, bu konuda Kulübün en yetkili kişisi olan Denetleme Kurulu Başkanı Uğur Büyükbalkan ortaya çıkarak borçların 104 milyon dolar olduğunu açıkladı. Bu açıklamının ardından ise istifa etti ya da ettirildi.

Uğur Büyükbalkan çok uzun yıllardır Beşiktaş kulübünün içinde yer almış ve son altı senedir de Denetleme Kurulu Başkanlığı yapmıştır. Kendisini şahsen çok iyi tanırım. Mesleğinde çok iyi ve son derece dürüst bir insandır. Mesleği ve kişiliği gereği açıkladığı rakamlara inanmak gerekiyor. Uğur Büyükbalkan istifa nedenlerini şimdilik camiaya zarar vermemek için açıklamıyor. Ama martta yapılacak Mali Genel Kurul’da istifa nedenlerini ve Beşiktaş’ın gerçek mali durumunu açıklayacağını umuyorum